Alman Federal Meclis Başkanı Schaeuble, devleti aşırı sağ tehdidi hafife almakla eleştirdi, “Radikal ağlar ortaya çıkartılmalı, aşırı sağcı oluşumlar tümüyle yok edilmeli” çağrısını yaptı.
Federal Meclis'te bugün düzenlenen özel bir oturumda, 19 Şubat'ta Almanya'nın Hanau kentinde bir nargile kafe ve bir büfeye yapılan, 9 kişinin ölümüne yol açan ırkçı terör saldırısı görüşüldü.
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in misafir sıralarından izlediği oturum, terör saldırısında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Oturumu açan meclis başkanı Wolfgang Schaeuble konuşmasında, Hanau saldırısında hayatını kaybeden kurbanların isimlerini tek tek okudu, aşırı sağcı terör tehdidi konusunda sert uyarılarda bulundu.
Özeleştiri çağrısı
Devleti, aşırı sağın oluşturduğu tehdidi çok uzun bir süre hafife almakla eleştiren meclis başkanı, bu konuda devletten dürüstlük ve özeleştiri beklediğini söyledi.
İnsanların ölümüne yol açan saldırıların "terör” olduğunun altını çizen meclis başkanı, "devlet, hukuk devletinin tüm imkanlarını kullanarak harekete geçmeli, radikal ağları ortaya çıkartmalı, aşırı sağcı oluşumlar tümüyle yok edilmeli” dedi.
Devletin insan onurunu ve haklarını korumakla yükümlü olduğuna işaret eden meclis başkanı, kurbanlar için üzülmenin yeterli olmadığını, gerekli adımların atılması gerektiğini dile getirdi.
AfD'ye "suç ortağı” suçlaması
Öngörülenden uzun süren oturumda konuşan milletvekillerinin büyük bir bölümü, AfD sıralarına yönelerek, bu partiyi siyasi söylemleriyle ırkçılığı körüklemek, şiddet eylemlerine zemin hazırlamakla suçladı.
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) grup başkanı Rolf Mützenich, Hanau saldırısının izinin Federal Meclis'teki AfD'ye uzandığın, "demokrasi düşmanı” olarak nitelendirdiği AfD'nin "suç ortağı” olduğunu söyledi.
Mützenich, AfD milletvekilerinin sıralarına şöyle seslendi: "Zemini siz hazırladınız. Siz suçlusunuz.”
AfD'li milletvekilleri ise Hanau saldırganının akıl hastası olduğunu, diğer partilerin ise bunu kendi çıkarları için araçsallaştırdığını iddia etti. AfD milletvekili Gottfried Curio, "Eyleme geçen sözler değil, vesvese” diye konuştu.
"Büyük utanç”
Parlamentodaki toplantıda Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) grup başkanı Ralph Brinkhaus da söz aldı. Brinkhaus, "demokrasiye saldırı” olarak tanımladığı Hanau saldırısının sadece üzüntüye değil aynı zamanda da "derin bir utanca” yol açtığını kaydetti.
Milletvekili, Almanya'da "bir kez daha”, insanların belirli bir gruba aidiyetleri, farklı inançları nedeniyle korkuyor olmasını, "dehşet verici bir gerçek” olarak nitelendirdi.
Oturumda söz alan meclisin göçmen kökenli milletvekilleri de toplumda haklı nedenlerden ötürü korku ve endişenin arttığına dikkat çekti. Hür Demokrat Partili (FDP) Bijan Djir-Sarai, "Uzun bir aradan sonra ilk kez insanların haklı olarak gelecekleri için endişelendiklerini hissedebiliyorum” diye konuştu. Yeşiller Partili Omid Nouripour ise özellikle polis gibi devlet kurumlarından ırkçılığa karşı açık bir meydan okuma beklediklerini aktardı.
Hükümet kararlılık sözü verdi
Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer ise aşırı sağ ile mücadele sözü verdi.Seehofer konuşmasında, "aşırı sağ, sağcı terör ve antisemitizm, özgürlükçü hukuk devletimizi hedef alan en büyük tehditlerdir” diye konuştu.
Bu tehditlerle karşı kararlılıkla mücadele edeceklerini aktaran Seehofer, demokrasinin kendisini savunması gerektiğini söyleyerek, "Bunun için cesur demokratlara ihtiyacımız var ama aynı zamanda da özgürlükçü düzenimizi koruyacak güçlü bir devlete de ihtiyacımız var" dedi.
"Mücadele vermeye hazırız”
Adalet Bakanı Christine Lambrechtise ise gerçekleri dile getirmenin önemine vurgu yaparak, "19 Şubat gecesi bir ırkçı, Hanau'da katliam yaptı. Gerçek bu” diye konuştu.
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) sıralarına bakarak , "artık yeter” diyen ve şiddeti teşvik eden kışkırtıcı söylemlere izin verilmemesi gerektiğini savunan adalet bakanı, aşırı sağa şu sözlerle meydan okudu:
"Demokrasimiz kendini savunma gücüne sahip, hukuk devletimiz güçlü, ancak biz bu devletimizi her gün savunmak zorundayız ve biz bunun mücadelesini vermeye hazırız.”
"Tek bir ‘biz' var”
Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan Annette Widmann-Mauz da oturumda söz aldı. Bakan, toplumda ayrışmaya son verilmesi çağrısını, "Artık ‘biz Almanlar' ve ‘siz göçmenler' diyerek toplumumuzu bölmeye son vermeliyiz. Tek bir ‘biz' var” sözleriyle yaptı.