Trump’ın 24 günlüğüne ulusal güvenlik başdanışmanlığını yapan Mike Flynn’in bir Türk işadamı ve sıkı bir AKP savunucusu olan Ekim Alptekin tarafından lobici olarak işe alındığı aylar önce ortaya çıkmıştı. Wall Street Journal’in Türkiye eski muhabiri (Türkiye’den tutuklanarak ve sınırdışı edilerek çıkartıldı) Dion Nissenbaum’un yazdığı son haberde ise Flynn’in ”Alptekin için” yaptığı çalışma süresince üzerinde çalışılan bir video ile ilgili bazı detaylar ilk kez ortaya çıktı. Nedim Şener ve İ.Hakkı Pekin’in de Flynn Intel Group için yapılan ve hiç bir zaman bitirilemeyen videoda, Fethullah Gülen belgeseline geçen sonbahardaki ABD gezisi esnasında katıldığı ortaya çıktı.
Para karşılığı sarayın tetikçiliğini mi yaptılar?
Flynn’in Gülen için bir video çalışmasında bulunduğu daha önce haberleştirilmişti. Bu süre zarfında Nedim Şener’in konu ile ilgili olarak bir yorum yapmasa da, genel olarak Flynn’in Trump’ın başdanışmanlığına getirilişinin Gülenciler için kötü bir haber olduğunu ifade eden bir köşe yazısı yazdığı ve bu yönde en az bir twit attığı biliniyor. Şener ve Pekin’in bu projenin Flynn tarafından fon edilip, edilmedini bilip bilmediği henüz bilinmiyor. Veya bu Gülen videosunun bir lobi ürünü olup olmadığı, kimler tarafından fon edilip, edilmediği hakkında bilgileri olup olmadığı hususunda kendileri hiç şüphesiz açıklama getirmeyi tercih edebilirler.
Amerikalı Gazeteci: Kandırıldım
Projede yer alan CNN eski haber sunucusu Rudi Bakhtiar’a göre ise Flynn Intel Group adına projeyi yaptıran Bijan Kian’ın, ”belgesel”in Flynn Grubu tarafından yapıldığının bilinmesinin istenmediğini kendisine söylediği de haberde belirtiliyor. Flynn isminin projenin adında neden olmasını istemediği bilinmiyor.
Bakhtiar ile birlikte video için çalışan VICE’in eski muhabiri David Enders’in, Flynn’in daha sonra Türk hükümeti adına lobicilik başvurusu yapmasıyla birlikte şoke olduklarını WSJ’ye söylediğini yine haberde görüyoruz.
Bakhtiar, kendisine önce Türkiye ile ilgili belgesel yapılacağının söylendiği, sonra Gülen hakkında objektif bir belgesel yapılacağını sandığını ama sonrasında ise Gülen aleyhine bir video olduğunu anladığını bundan dolayı ‘yanlış yönlendirildiğini’ belirtmiş. Bakhtiar, sadece Gülen’in aleyhinde bir video olduğunu bilseydim bu projede asla çalışmazdım diye WSJ’ye verdiği röportajda ekliyor.
Alptekin’in Değişen Hikayeleri ve yalanları
Alptekin önce Flynn’i, bölgesel bir enerji şirketi için analiz yapması amacıyla tuttuğunu söylemişti. Sonra ise Flynn’in ABD Adalet Bakanlığına başvurup, Türk hükümetine lobicilik kaydı yaptırması ve bu kayıtlarda Gülen hakkında çalıştığını bildirmesiyle birlikte Ekim Alptekin’in de söylemini değiştirdiği görülmüştü.
Alptekin, Flynn’i Türk-ABD ilişkileri arasındaki sorunların analiz edilmesi ve mümkünse bertaraf edilmesi için tuttuğunu, bundan dolayı da Gülen’in öncelik olduğunu ileri sürmüştü. Alptekin, ATC-TAIK konferansı için Washington’da bulunduğu geçen hafta içinde yaptığı konuşmada da bu açıklamayı tercih etmişti. Alptekin’in 3 aylık çalışma için 530 bin dolar ödediği biliniyor.
Bir işadamının kendi iş ilişkileri ile doğrudan alakalı olmayan bir konuda yarım milyon doları bir ABD’li firmaya ödemesi halen birçok soru işaretlerini barındırıyor. Bundan dolayı da zaten Flynn’in Ekim Alptekin’i Türk hükümeti adına çalıştığını düşündüğünü ve o şekilde ABD Adalet Bakanlığına başvuru yaptığını görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde ise Ekim Alptekin’in Flynn’e ödediği parayı eşinden borç ile Ratio Oil’den aldığını bir Hollanda gazetesine söylediği ortaya çıkmıştı. Ratio Oil bu şekilde hiçbir ilişkisi olmadığını açıklamıştı.
Alptekin Flynn’e ödediği her taksitten sonra %20 civarındaki parayı iade aldığı da yine Flynn’in doldurduğu formlardan anlaşılmıştı. Flynn bu ödemeleri ‘danışma fiyatı’ olarak tanımlarken, Alptekin ise PR ve lobicilikte yetersiz görülen Flynn’den ‘refund’ olarak aldığı şeklinde tanımlamaya devam ediyor. Bu paranın tam olarak ne parası olduğunu yakında anlayabiliriz. Zira bu haberin yayınlandığı Pazartesi akşamı, Mike Flynn Senato’ya kendisinden istenen belgeleri ve bilgileri sunacağını bildirdi.
Videonun ilk önce İran ve Humeyni hakkında olacağı söylenen Amerikalı gazeteciler, sonra Gülen’in Humeyni’ye benzetileceğini öğrenmişler.
Mülakat esnasında Hakkı Pekin’in, başka zamanlarda söylediği gibi Gülen’in CIA’ye bağlı bir isim olduğunu ileri sürdüğü haberde belirtilirken, Şener’in ne dediği hakkında ise bir bilgi bulunmuyor.
Şener’in ve Pekin’in Flynn Intel Group için bu projenin yapılıp yapılmadığını bilip bilmediklerini şimdilik bilmiyoruz. Yine Flynn’in o zamanlar Ekim Alptekin tarafından lobici olarak işe alınıp, alınmadığını bilip bilmedikleri de bilinmiyor.
Şener ve Pekin’in geçtiğimiz Sonbahar’da New York ve Washington ziyaretleri olmuş, o ziyaretlerde Gülenciler veya ”F...” hakkında konuşmalar yapmışlardı. Bu isimlerin o dönemde yine Saray’a yakınlığı ile bilinen Turkish Heritage Organization (THO) tarafından Washington’a getirildiği biliniyordu. Dahası, Şener ve Pekin’in ABD’ye getirmeden önce Turkish Heritage Organization’ın Saray ile bağlantısı da ortaya çıkan hack edilen emaillerde görülmüştü. THO’nun o zamanki başkanı olan Halil Danışmaz’ın Saray ile yaptığı emailleşmelerde Gezi döneminde, Gezi protestolarını komplo teorilerine bağlayan videolar, Türkiye’deki azınlıklıkları hedefe oturtan medya çalışmaları gibi birçok çalışma yaparak, AKP muhalefetini ve muhalif işadamları aleyhine çalışmalar yaptığı da ortaya çıkmıştı. THO, Washington’da AKP yanlısı bir kurum olarak biliniyordu zaten ama emaillerde Saray ile doğrudan ilişkiler de ortaya çıkmıştı. Bu emaillerden sonra Halil Danışmaz’ın THO’nun başkanlığından istifa ettiği görülmüştü. Danışmaz’ın o zamandan beri ABD’ye gelmeyerek, Türkiye’de kaldığı biliniyor.
İşte bütün bunlardan birkaç gün sonra Şener ve Pekin’in THO sponsorluğu ile ABD’ye geldiği görülmüştü.