Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik çabalar hızlanırken Fransa lideri Macron, güvenlik garantileri kapsamında Türk askerinin de Ukrayna'ya gidebileceğini söyledi. Peki, böyle bir durumda Türk askerini neler bekliyor?
ABD Başkanı Donald Trump'ın 15 Ağustos Cuma günü Alaska'da Rusya lideri Vladimir Putin ile yaptığı yüz yüze görüşme ile Ukrayna'da Şubat 2022'den bu yana devam eden savaşı bitirmeye yönelik çabalar hız kazandı. Bu kapsamda dün Beyaz Saray'da Avrupalı liderlerin katılımıyla gerçekleşen Ukrayna zirvesinde, Rusya ile ateşkes veya barış anlaşması yapılması hâlinde Kiev'e verilecek güvenlik garantilerinin ele alındığı açıklandı.
Bu noktada diğer Avrupalı ülkelerle birlikte Türkiye'ye de görev düşeceği belirtiliyor. Son olarak Beyaz Saray'daki zirveye de katılan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'ya sağlanacak garantiler kapsamında Fransa, İngiltere ve Almanya'nın yanı sıra Türkiye'den askerlerin bu ülke topraklarına gidebileceğini söyledi. Macron, olası bir Rusya saldırısı hâlinde bu kuvvetlerin karşı koymakla yükümlü olup olmayacağı sorusuna, "güvenlik garantilerinin amacının bu olduğu" yanıtını verdi ancak bu askerlerin doğrudan cephe hattında bulunmayacağını kaydetti.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz de Beyaz Saray'daki toplantıya katıldıktan sonra yaptığı açıklamada, Ukrayna'ya asker gönderme sürecine "tüm Avrupa'nın dâhil olması gerektiğinin açık" olduğunu belirtti.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Alaska zirvesinden hemen önce yaptığı açıklamada, bir anlaşma hâlinde Gönüllüler Koalisyonu adı verilen yapının izleyeceği askeri planların hazır olduğunu söylemişti. Çatışmasızlığın garanti altına alınmasını hedefleyen Koalisyon'un aktif bir üyesi olan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, partner ülkelerle son bir haftada üçüncü kez video konferans yöntemiyle bir araya geldi.
MSB Ukrayna'ya asker gönderme konusunda ne diyor?Mart ayında Milli Savunma Bakanlığı, "Muhtelif mecralarda dile getirilmekle birlikte henüz kavramsal bir çerçeveye oturtulamamış olan bir misyona katkıda bulunma konusu, bölgesel istikrar ve barışın tesisi için gerekli görüldüğü takdirde ilgili tüm taraflarla karşılıklı olarak değerlendirecektir" açıklaması ile asker gönderme seçeneğine kapıyı açık bırakmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yine Mart ayında Avrupa Birliği'nin (AB) çevrim içi olarak düzenlediği "fikirdaş ülkeler" zirvesinde, "Avrupa güvenliğine dair tüm adımların Türkiye'yle birlikte planlanmasının müşterek menfaatimize olacağı kanaatindeyiz" diyerek Ankara'nın kıtanın yeni güvenlik mimarisinin bir parçası olarak görülmesi gerektiğini ifade etmişti.
Aslında Türkiye'nin Ukrayna'ya asker gönderme seçeneğine dair uzun süredir somut adımlar atılıyor. Geçtiğimiz aylarda, Ukrayna'ya asker konuşlandırılmasının da ele alındığı Paris'teki toplantıya Türkiye'den dönemin Genelkurmay Başkanı Metin Gürak katılmıştı. Daha önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kanada'nın da davet edildiği Londra'daki liderler zirvesine katılmış, toplantıda "Ukrayna'da olası bir barış anlaşmasına ve yeni Avrupa güvenlik mimarisine Türkiye'nin katkısı" gündeme gelmişti.
Peki Ukrayna'ya asker gönderme seçeneği ne kadar gerçekçi? Türkiye'yi Ukrayna'da neler bekliyor?
Rusya'nın tutumu değişti mi?
Ukrayna'ya asker sevk etmenin önünde iki önemli zorluk bulunuyor: İlki birliklerin güvenliğinin nasıl garanti altına alınacağı, bununla bağlantılı olarak ikincisi ise askerlerin hangi şemsiye altında cephe hattına sevk edileceği.
ABD bu rolü Avrupa ülkelerinin üstlenmesinden yana. Nitekim Avrupa başkentleri buna gönüllü ancak Rusya sınır hattında ne NATO ne de AB bayrağı görmek istiyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Mart ayında yaptığı açıklamada "İster AB şemsiyesi altında ister ulusal bayraklarıyla olsun Avrupa ülkelerini Ukrayna'da kabul etmeyeceklerini" söyledi. Moskova'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya da Şubat'ta Rus basınına verdiği mülakatta, bir BM kararı olmaksızın Ukrayna'ya sevk edilecek askerlerin "meşru hedef sayılacağı" tehdidinde bulunmuştu.
Trump-Putin görüşmesi sonrasında güvenlik garantileri konusu ciddi ciddi yeniden gündeme gelse de Moskova'nın NATO üyesi ülkelerin Ukrayna'daki varlığına ilişkin pozisyonunun değiştiğine dair resmi bir açıklama bulunmuyor.
Geçen sürede Trump yönetimi ise güvenlik garantileri konusunda tutumunu Ukrayna lehine değiştirse de yine de bu, doğrudan Amerikan askerini cephe hattına göndermeye hazır oldukları anlamına gelmiyor. Trump bugün Fox News'e yaptığı açıklamada, Avrupa'nın asker göndermeye gönüllü olduğunu ancak Amerikan askerinin sahade olmayacağını söyledi ve güvenlik garantisinin NATO üyeliğini içermeyeceğini yineledi.
Avrupa ülkeleri, operasyona katılacak birliklerin saldırıya uğraması hâlinde ABD'den bekledikleri net garantileri Trump yönetiminden şu ana kadar alabilmiş değil. Sahadaki askerler için İtalya'nın önerisi üzerine "NATO'nun 5'inci maddesine benzer" bir formül uygulanabileceği ifade ediliyor ancak uzmanlar doğrudan NATO kalkanı içermeyecek tekliflerin yeterince güçlü olmayabileceği yorumunu yapıyor.
NATO'nun 5'inci maddesi Türk askerini korur mu?Bu durum şu soruyu akıllara getiriyor: Türk askeri Ukrayna topraklarında saldırıya uğrarsa NATO kalkanı devreye girecek mi?
Bu sorunun yanıtı "Hayır":
"5'inci madde NATO üyesi ülkelerin topraklarına yapılan saldırıları kapsar. Dolayısıyla NATO üyesi olmayan bir ülkede bulunan Türk birliğine yönelik saldırı bu kapsama girmez. Yani 5'inci madde bir barışı koruma harekatının konusu değil."
NATO sözleşmesinin 6'ncı maddesinde 5'inci madde korumasının, "üyelerin önceden belirlenmiş coğrafi sınırlar içinde yer alan toprakları ile üyelerin Avrupa'daki işgal kuvvetlerini kapsadığı" belirtiliyor.
ABD'nin Rusya karşısında müttefikleri lehine ağırlığını güçlü şekilde koymadığı mevcut tabloda olası barış gücü için en güvenli yolun bir BM Güvenlik Konseyi kararından geçtiği değerlendiriliyor. Elbette bu durumda veto yetkisine sahip Rusya'nın ikna edilmesi şart.
Eski bir donanma subayı olan Özberk, Ankara'nın, Moskova'nın ikna edilmediği bir senaryoda rol almayacağı görüşünde. Türkiye'nin hem Karadeniz'deki pozisyonunun hem de aynı anda Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerini sürdürüyor olmasının böyle bir operasyona katılımını gerekçelendireceğini belirten Özberk, yine de "Rusya'nın isteksiz olduğu riskli bir senaryoda" katılımdan yana adım atılmasını beklemediğini söyledi.
Barış gücü için kaç asker gerekiyor?Peki Ukrayna'da çatışmasızlığı garanti altına almak için kaç asker gerekiyor ve faturayı kim ödeyecek?
Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy ABD'nin sağlam güvenlik garantileri vermediği bir senaryoda olası ateşkesin korunması için 100 binden fazla Avrupa askerine ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Haber ajansı AP'ye göre Fransa ve İngiltere'nin teklifi Ukrayna'ya 30 binden daha az asker sevk edilmesini ve bu kuvvetin cephe hattının gerisinde, stratejik noktalara konuşlandırılmasını öngörüyor.
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezinden (CSIS) Benjamin Jensen'in hesabı ise Zelenskiy'nin talebini haklı çıkarıyor.
Ukrayna'daki misyonun "sembolik bir ateşkes izleme görevinden fazlasını gerektireceğini" söyleyen Jensen, CSIS internet sitesinde yer alan analizinde, "BM Lübnan'da 14 bin personelle yani kilometrekare başına 12 kişiyle varlık gösteriyor. Bu oran Ukrayna cephe hattına uygulanırsa en az 145 bin askere ihtiyaç duyulacaktır" diyor.
Türkiye ve Rusya'nın ortak Suriye tecrübesi
NATO'nun ikinci en büyük kara gücüne sahip Türkiye, misyona sağlayabileceği asker sayısının büyüklüğüne ek olarak bölgedeki varlığının Rusya tarafından kabul görme ihtimaliyle de öne çıkıyor. DW'ye demeç veren askeri tarihçi ve stratejist Lawrence Freedman, "bir NATO ülkesi olan Türkiye'nin hem büyük sayıda asker sağlayabileceği hem de Rusya'nın Türkiye'nin varlığını tolere edebileceği" görüşünde.
Türkiye ve Rusya ordularının Suriye'de geliştirdikleri çatışmadan kaçınma mekanizmaları ve ortak devriye tecrübesi bulunuyor.
Özberk, Türkiye'nin Ukrayna'da insansız hava aracı devriyeleri ile cephe hattında keşif ve gözetleme rollerini de üstelenebileceğine işaret etti.
Barış gücünün faturasını kim ödeyecek?Türkiye halihazırda BM barış gücü misyonlarına sınırlı sayıda personelle katılıyor.
BM internet sitesinde yer alan bilgiye göre Lübnan'da barış gücü misyonu kapsamında 89 Türk askeri bulunuyor. Türkiye BM'nin başka ülkelerdeki dört farklı misyonuna da toplam 35 polis memuruyla destek veriyor.
Bu personelin maaşları Ankara tarafından ödeniyor ancak BM, katkı veren her devlete olduğu gibi Türkiye'ye de kişi başı bin 428 dolar ödeme yapıyor. Ukrayna'ya gönderilecek askerler için de personel başına aynı miktarda ödeme alınacak. Ekipman ve lojistik giderleri de kısmen BM tarafından karşılanıyor.
BM'nin barış gücü operasyonları için ayırdığı yıllık bütçe ise halihazırda 5,6 milyar dolarla sınırlı. On binlerce askerin katılması gerekecek Ukrayna misyonu için yeni bir bütçe gerekeceği değerlendiriliyor.
Kaynak: DW