Fransa’da 1980’den bu yana her on yılda bir ülke genelinde düzenli yaşanan toplumsal huzursuzlukların bu kez küçük yerleşim birimlerine sıçraması önemli bir toplumsal sorun olarak değerlendiriliyor.
Euronews'te yer alan habere göre Fransa'nın başkenti Paris’in Nanterre banliyösünde 27 Haziran’da bir polisin 17 yaşında bir genci öldürmesinin ardından ülke genelinde başlayan isyan dalgası, küçük kasabalara da yayılırken, bu durum ülke tarihinde ilk defa kırsal kesimi de etkilemeye başladı.
Büyük kentlerde çok sayıda araç ve kamu binasının kundaklandığı, önemli sayıda işyerinin yağmalandığı isyan dalgası sırasında, kırsal kesimdeki küçük yerleşim birimlerinde bile daha önce eşi benzeri görülmemiş protestolar yaşandı.
AP, olayların başladığı başkente yüzlerce kilometre uzaklıktaki üzüm, şarap ve peynirleriyle ünlü, doğal güzellikleri ve huzurlu bir yaşamıyla tanınan Gard bölgesindeki Quissac kasabasında isyana katılanları mercek altına aldı.
Yaklaşık 3 bin 300 kişinin yaşadığı kasabanın Belediye Başkanı Serge Cathala, sayıları bir elin parmaklarından küçük bir grubun, kasabadaki jandarma kışlasını molotofkokteyllerle kundaklamaya çalıştığını aktarırken, küçük bir yerleşim biriminde ilk defa görülen bu tür bir protesto bütün ülkede şaşkınlıkla karşılandı.
Serge Cathala, jandarmanın Quissac'ta kundaklama girişiminde bulunduktan sonra kaçan 4 kişiyi aradığını belirterek, “Bu benim seçilmiş bir yetkili olarak burada yöneticilik yaptığım son 28 yılda hatırlayabildiğim tek küçük sorun. Birkaç ender çöp yakılması ve ara sıra duvarlara grafiti çizilmesi dışında biz burada bu tür olayları hiç görmedik.” diyerek duygularını özetlerken, 2005'te yine Paris'in varoşlarında başlayan, ülke geneline yayılan isyan dalgası sırasında da kasabada sorun yaşanmadığını aktardı.
Toplumsal huzursuzluklar bu kez küçük neden yerleşim birimlerine sıçradı?Başkent ve diğer kentlerdeki kundaklama ve yağmalama olaylarına göre buradaki olay çok küçük çaplı gözükse de burada yaşananlar ciddi bir sosyolojik deney olarak görülüyor.
AP’ye göre, Fransa’da 1980’den bu yana her on yılda bir ülke genelinde düzenli yaşanan toplumsal huzursuzlukların bu kez küçük yerleşim birimlerine sıçraması önemli bir toplumsal sorun olarak değerlendiriliyor.
Fransa'da genelde “kentsel şiddet” olarak anılan ve şehirlerde genelde sorunlu banliyölerdeki konutlarda yaşayıp, sosyal ve ırksal eşitsizliğe yonelik öfkenin patlaması olarak ortaya çıkan isyanların artık kırsal kesime sıçraması bundan öncekilerden farklı yorumlamayı gerekli kılıyor.
Fransa'nın şehir merkezleri ile geniş kırsal alanları arasındaki mesafeyi küçülten sosyal ağların rüzgarıyla taşınan huzursuzluk, 2005'te ülke çapında benzer bir isyan dalgasından etkilenmeyen küçük yerleşim birimlerini bu kez ciddi bir şekilde etkiledi.
Kırsal kesimdeki yerel yöneticiler soruyor: Neden onlar? Neden şimdi?
Araçların kundaklandığı, çöp kutularının ateşe verildiği küçük kasabaların belediye başkanları kafalarını kaşıyarak küçük yerleşim birimlerini de yaşayanların da bu protestolara katılma nedenlerini anlamaya çalışarak, “Neden onlar? Neden şimdi?” sorularını yöneltirken, büyük şehir sorunlarının neden şimdi kendi huzur ve sükunetini bozduğu sorusunun yanıtını arıyor.
Ülkenin kuzeyindeki Normandiya’daki L’Aigle kasabası Belediye Başkanı Philippe Van-Hoorne, “Neden bizimki gibi küçük bir kasabada bu olaylar oluyor? Ortalığı yakıp, yıktılar, arabalar kundaklandı. Polis küçük şüpheli gruplarının peşine düştü. Basında ve hatta televizyon haberlerinde en çok Paris ve banliyöleri, Lyon ve Marsilya konuşuldu. Ama baktığınız zaman belli sayıda küçük mahallede de olaylar yaşandı. Ne yazık ki, bizimki gibi mütevazi kasabalarda bile medeni olmayan davranışlarda, şiddette artış yaşanıyor. Bunların nedenini anlamak çok zor.”
500’e yakın yerleşim biriminde olaylar yaşandı
Paris’in Nanterre banliyösünde 27 Haziran’da bir polisin Nahel isimli 17 yaşında bir genç kızı öldürmesinin ardından 500’e yakın yerleşim biriminde olaylar yaşandı.
Yetkililer, polisin gence ateş açtığı ve sosyal medyaya düşen görüntülerin çok kısa bir süre içinde yayılmasının protestoların ülke geneline hızlıca yayılmasında etkili olduğu görüşünde.
Şiddet olaylarının çoğu şehirlerde, büyük kasabalarda ve buralardaki sorunlu banliyölerde, kötü koşullarda yaşayan, daha çok ayırımcılıktan şikayet eden Fransa’yı entegrasyon politikasında başarısızlıkla suçlayan göçmenlerin yaşadığı bölgelerde görüldü.
6 binden fazla araç kundaklandıResmi verilere göre, 6 binden fazla araç kundaklandı, 12 bin 400 çöp kutusu ateşe verildi, 1.100'den fazla bina saldırıya uğradı. İşin şaşırtıcı tarafı isyanın daha önceden sorunlu banliyölerle sınırlı kalmayıp, bu kez küçük yerleşim birimlerini de etkilemesi oldu.
Associated Press’in, yetkililerin verdiği bilgilerden yola çıkarak derleği araştırma, ülke genelinde dört bir yanda küçük yerleşim birimlerinin kuzey, güney, batı ve doğu bölgeleri son olaylardan bir ölçüde etkilendiğini ortaya koydu.