Fransa’da sendikalar, yeni başbakan Sébastien Lecornu'nun bütçe kesintilerini yeniden gündeme getirmesi ve ücretler, emekli maaşları ile kamu hizmetleri kısıtlamaları için harekete geçmesinin ardından ülkede son yıllarda görülen en büyük grev eylemlerinden birini yapıyor.
Ülke polisinin tahminine göre bugün sabah saatlerinde başlayan eylemlere toplam 800 bin kişinin katılması bekleniyor. Buna karşılık 80 bin polisin görevlendirileceği eylemlerde okul ve ulaşım gibi servislerin kesintiye uğraması bekleniyor.
Halktv'de yer alan habere göre sabah saat 7'ye kadar, Paris ve kuzey Fransa'da birkaç otobüs deposu kapatıldı, başkentin doğusunda ve Somme'deki Amiens'te liseler kapatıldı. Demiryolu ulaşımı Fransa genelinde aksadı.
Sendikaların önderliğinde ülke çapında toplam 250 yürüyüş planlandı.
Bazı kentlerde etkilerini göstermeye başlayan eylemler kapsamında Marsilya şehrinde 22 kişi gözaltına alındı. Birçok farklı bölgede ise Polis eylemcilere saldırıyor.
Bugünün, 2023 yılından bu yana en büyük protesto günü olması bekleniyor. 2023 yılında, Emmanuel Macron'un Fransız emeklilik yaşını 64'e çıkarmak için yürütme yetkisini kullanarak parlamentoda oylama yapmadan yasayı geçirmesini protesto etmek için çok sayıda kişi sokaklara dökülmüştü.
METRO VE OTOBÜSLER AKSAMAYA BAŞLADI
Başkent Paris ve çevresinde toplu taşımadaki grev nedeniyle metro ve otobüs çok sayıda sefer iptal edilirken banliyö tren seferlerinde aksamalar yaşanıyor.
POLİS EYLEMCİLERE SALDIRDI
Paris'te polis, toplu taşıma terminalinden otobüslerin çıkmasını engelleme girişiminde bulunan kişilere cop ve biber gazıyla müdahale ederek eylemcileri bölgeden uzaklaştırmaya çalıştı.
MARSİLYA’DA 22 GÖZALTI
Ülkenin en büyük ikinci kenti olan güneydeki Marsilya'da polis, 22 eylemciyi gözaltına aldı.
Lyon'da göstericiler çevre yolunda trafiği durdurmaya çalışırken farklı kentlerde lise öğrencileri okulların girişlerini kapattı.
Fransa Macron'a karşı ayakta: Gözaltına alınan eylemci sayısı 200'e çıktı Fransa Macron'a karşı ayakta: Gözaltına alınan eylemci sayısı 200'e çıktı
Güvenlik güçleri, Paris'in 20. bölgesindeki Helene Boucher Lisesinin girişini kapatmak isteyen öğrencilere karşı biber gazı kullanarak onları bölgeden uzaklaştırdı.
POLİS VE EYLEMCİLER KARŞI KARŞIYA
Var Valiliği, güneydeki Toulon kentinde A57 ve A50 otoyolları üzerinde trafiği yavaşlatma eylemleri yapıldığını ve bu durumdan onlarca aracın etkilendiğini duyurdu.
Chambery kentinde ise eylemciler trafiği yavaşlatmak için bir kavşağın etrafında bisikletleriyle tur attı.
Farklı kentlerde iktidarın bütçe politikalarına tepki gösteren yüzbinlerce kişinin katılımıyla protestoların devam etmesi beklenirken Paris ve Lyon kentlerinde esnaf olası taşkınlıklara karşı korumak için dükkanlarının cephesini kapladı.
MACRON HÜKÜMETİNDE BÜTÇE KRİZİ
Macron’un kendi başlattığı güven oylamasını kaybeden François Bayrou’nun ardından yine merkez sağ müttefiki olan Lecornu’yu atamasının ardından ülkede tartışmalar yine körüklendi.
Önceki iki başbakan François Bayrou ve Michel Barnier, bütçe konusunda şiddetli anlaşmazlıklar nedeniyle parlamentoda görevden alınmıştı.
Macron’un getirdiği 3’üncü isim de benzer tutum sergiliyor.
Yeni başbakan olarak göreve başlayan Lecornu, çok düşük bir popülerlik oranına sahip.
Lecornu, merkezci selefi Bayrou'nun, Fransa'nın kamu borcunu azaltmak için 44 milyar euro (38 milyar sterlin) tutarında bütçe kesintisi ve kemer sıkma programı içeren tartışmalı planı nedeniyle 8 Eylül'de güven oylamasını kaybetmesinin ardından atandı. Lecornu atandığı gün yine, ulusal çapta olan “Her şeyi durdur” başlıklı protestolara maruz kalmıştı.
PARLAMENTO KİLİTLENDİ
Sendikalar, Bayrou'nun bütçe kesintilerinin diğer unsurlarının, örneğin çoğu sosyal yardım harcamalarının dondurulmasının, korunabileceğinden endişe duyuyor.
Lecornu'nun bir bütçe metni hazırlamak ve başka bir azınlık hükümeti kurmak için sadece birkaç haftası var. Muhalefet partileri tarafından hemen reddedilebilecek ve güvensizlik oyu verilerek görevden alınmasına yol açabilecek herhangi bir bütçeyi önlemesi gerekiyor.
Macron'un Haziran 2024'te ani bir erken seçim çağrısı yapmasından bu yana, Fransız parlamentosu sol, aşırı sağ ve merkez arasında bölünmüş durumda ve hiçbir parti mutlak çoğunluğa sahip değil. Bu durum, bütçe konusunda tekrar tekrar çıkmaza girilmesine neden oldu.