Fransalı öğretmenler sınırdışı mı edilecek?

Türkiye-Fransa arasında yaşanan karikatür krizinin ardından Galatasaray Üniversitesi akademisyenlerine ilk kez dil testi zorunluluğu getirilmesi, sınırdışı tehlikesini gündeme getirdi. Öğretmenler bugün bir deklarasyon metni yayınladı.
Galatasaray Üniversitesi'nde görev yapan 15 kadar Fransız öğretim görevlisi Türkiye ve Fransa arasında yaşanan gerilim sonucu sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya.

Fransa merkezli AFP haber ajansına konuşan ve isimleri açıklanmayan toplam altı öğretim görevlisi, ilk kez bu yıl çalışma izinlerinin yenilenmesi için ek olarak Türkçe testine tabi tutulmak istendiklerini açıkladı. 

Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında Charlie Hebdo, Suriye ve Libya konuları üzerinden yaşanan gerilim sonrası boykot çağrıları yapılmıştı.

Habere göre bu dönemde ilişkilerdeki gidişata göre atılacak adımlardan biri de Fransız öğretim görevlerinin çalışma izinlerini uzatmamak olabilir.

Ancak, Eylül 2020'de öğretmenlere Türkçe testinden geçmeleri gerektiği ve en az B2 seviyesinde olanların ülkede kalabileceği iletilmiş. Öğretmenlere göre Yüksek Öğretim Kurulu'ndan (YÖK) gelen bu talebin doğrudan Erdoğan'ın talimatı. 

Üniversite hızlandırılmış kurs açtı
Galatasaray Üniversitesi şimdi onlara destek olmak için haftada 24 saatlik hızlandırılmış Türkçe kursu açtı.

1992 yılında kurulan Galatasaray Üniversitesi'nin bugün 5 bin öğrencisi bulunuyor ve Franko-Türk ilişkilerindeki dostluğun en önemli mihenk taşlarından biri olarak gösteriliyor.

Öğretmenlerden deklarasyon metni
Galatasaray Üniversitesi'nde çalışan Türkiye ve Fransalı akademisyenlerden bugün itibariyle bir deklarasyon metni geldi. Metnin tamamını yayınlıyoruz: 

Galatasaray Üniversitesi Akademisyenlerinin Ortak Bildirisi: 

Galatasaray Üniversitesi'ndeki Fransız Akademisyenlere Yönelik Dil Sınavı Dayatmasından Vazgeçilmelidir.

Bizler, çeyrek asırdır dayanışma içinde omuz omuza çalışan Türkiye ve Fransa vatandaşı öğretim elemanları olarak, 1992'de iki hükümet tarafından imzalanan çift taraflı bir anlaşma ile belgelenmiş Fransa-Türkiye dostluğunun sembolü olan Galatasaray Üniversitesinin birer parçasıyız.

Üniversitenin kuruluşundan bu yana, öğrencilerimize çokkültürlü ve çift dilli bir eğitim vermeyi sürdürmekteyiz. Ancak öğrencilerimizin bu eğitime erişim hakkı, uygulamaya konan son kararlarla ellerinden alınmaktadır.

Çalışma koşullarımız Covid-19 pandemisinin yol açtığı sağlık krizi nedeniyle zaten belirgin biçimde bozulmuşken, bu sağlık krizine "ikamet" başlığı altında yeni bir kriz eklenmiştir.

2020-2021 akademik yılı güz döneminin sonunda, Galatasaray Üniversitesi'ndeki Fransa vatandaşı öğretim elemanlarına, Türkiye'de ikamet edebilmek için B2 düzeyinde Türkçe bildiklerini belgelemek zorunda oldukları gayrı resmî bir biçimde bildirilmiştir.

Oysa bu koşul, oturma izinlerinin yenilenmesi sırasında kendilerine belirtilmemiştir. Sonuç olarak, Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının çoğunun oturma izinleri 15 Eylül 2020'den bu yana yenilenmemiştir.

Bu durumun, söz konusu akademisyenlerin profesyonel ve gündelik hayatları üzerinde olumsuz etkileri olmuştur.

Kampüste eğitim vermeleri yasaklanmış, yasal bir kontratla ev tutabilmeleri, bir telefon operatörü ya da internet sağlayıcısıyla sözleşme yapabilmeleri, yeni sağlık düzenlemeleri kapsamında toplu taşıma kartlarını güncellemeleri ve özellikle de ailelerini ve yakınlarını görmek için bile olsa Türkiye dışına çıkmaları imkânsız hale gelmiştir.

Öğretim elemanlarının yaşadığı bu zorluklar, akademik programın işleyişini de doğrudan etkilemiş ve öğrencilerimizin akademik yaşamını sekteye uğratmakla kalmamış, gelecekleri üzerinde de bir belirsizlik yaratmıştır.

Bu nedenle,

Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının değerlendirme kriterinin bir anda akademik içerikli olmaktan çıkarılıp dil seviyesinin ölçülmesine indirgenmesini üzüntüyle karşılamakta ve bu kararın hangi yasal belgelere dayandığını merak etmekteyiz. Dile getirildiği şekilde bir mütekabiliyet söz konusuysa eğer, 31 Temmuz 2020'de iki ülkenin hükümetleri tarafından imzalanan EILE anlaşmasının varlığı unutulmuş demektir. Kaldı ki bu anlaşma, Fransa'daki ortaöğretim kurumlarında çalışan yabancı uyruklu öğretmenlerin çalışma koşullarını düzenlemektedir.
Ayrıca, Galatasaray Üniversitesi'nin öğretim elemanlarının sağlaması beklenen yeni koşullarla ilgili olarak, B2 düzeyinde Türkçe zorunluluğunun yarattığı sorunların altını çizmek isteriz: zaten çok yüksek olan B2 seviyesi, verilen eğitimin Fransızca olduğu göz önünde bulundurulduğunda bir zorunluluk arz etmemektedir ve bu koşulun, gelecekte Türkiye'de eğitim vermeyi düşünen ya da sınırlı bir süre için Türkiye'ye gelecek olan akademisyenler üzerinde caydırıcı bir etkisi olacağı açıktır.
Söz konusu durumun, Türkiye'nin tek frankofon yüksek öğretim kurumu olan üniversitemizde Fransızca öğretim seviyesinin düşmesi ile sonuçlanacağını da belirtmek isteriz.
Bizler,

Tüm tarafların lehine bir çıkış yolu bulunması amacıyla, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ile Fransa'nın diplomatik mercileri arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasını,
İkamet izninin verilmesini belli bir seviyede Türkçe bilme koşuluna bağlayan karardan bir an önce geri dönülmesini,
Fransa vatandaşı öğretim elemanlarının Türkiye'deki durumunu yasal hale getiren ve öğrencilere karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini mümkün kılan ikamet belgelerinin ivedilikle teslim edilmesini talep etmekteyiz.
Dayanışma içindeki Türkiye ve Fransa vatandaşı öğretim elemanları olarak, hatırlatmak isteriz ki:

Bu durum, temel bir hak olan öğrenim hakkını tehdit etmektedir; söz konusu olan bir mütekabiliyet esasına göre davranmaksa bile, bu esas, temel hak ve özgürlüklere uygulanamaz.
Yüzyıllara dayanan eğitim geleneğiyle köklü bir kurum olan Galatasaray, Türkiye ve Fransa halkları arasındaki tarihî dostluğun bir sembolü olmayı sürdürmektedir.
Hiçbir akademik ve kültürel kurum politik gerilimlere alet edilmemeli, aksine bu kurumlar, her zaman ulaşmayı arzuladığımız barış ve dostluğun araçları olarak görülmelidir.
23 Şubat 2021 15:29
DİĞER HABERLER