FRANSIZ SENATOSU

Ermeni soykırımının tartışılmasını önlemeye yönelik yasa tasarısı dün Fransa Senatosu’ndan geçti. Anayasaya aykırılık iddiaları ve ‘Parlamentolar tarih yazamaz’ diyen görüşlere karşın Fransa başkanlık yarışında Sarkozy-Valerie Boyer’in ‘seçim yatırımı’ olan tasarının Senato’dan da geçmesi sürpriz sayılmamalı. Böylece Fransız yasalarıyla ‘soykırım’ olarak tanımlanmış suçları ‘ölçüsüz’ derecede tartışmak veya ‘önemsiz’ göstermek para ve hapis cezasına konu olabilecek. Senato’daki görüşmeler sırasında NTV’nin canlı yayınına çıkan Marsilya Milletvekili Valerie Boyer, Fransa’da bundan böyle soykırımı inkârın cezalandırılacağını anlatıyordu. Oysa ‘ceza’ sözcüğü ifade özgürlüğüyle yan yana geldiğinde Fransa’nın düştüğü durumu anlatmaya yetiyor. Baskın Oran, pazar günü Radikal İki’de Bernard Lewis ve Orhan Pamuk örneklerini yan yana getirmişti: “Ermeni soykırımı konusunda Fransız mahkemelerinin objektiflik sicili fazla parlak sayılmaz. Çünkü ünlü doğu bilimci Prof. Bernard Lewis ‘1915 soykırım değil, savaşın gaddar bir ürünüdür’ dediği için Fransız Medeni Kanunu’nun haksız fiili cezalandıran 1382 maddesinden mahkûm edildi: ‘Başkasına herhangi bir zarar veren kimse, bu zararı tazmine mecburdur.’ Çünkü bu beyanla Lewis’in 1915 kurbanlarının torunlarını üzmüş olduğu kabul edilmişti. Aynen ne gibi efendim? ‘30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü’ diyen Orhan Pamuk’un haksız fiilden (T.C. Borçlar Kanunu Md.41) mahkûm edilmiş olması gibi. Al Fransa’yı, vur Türkiye’ye.” Türkiye’nin Fransa’da ‘ifade özgürlüğünün ceza yasalarıyla ortadan kaldırılmasına’ karşı çıktığı Senato’daki oylama öncesinde içine düştüğü asıl dramatik durum hiç kuşkusuz ‘Hrant Dink davası kararıdır.’ Düşüncelerinden ötürü öldürülen AGOS gazetesi yayın yönetmeni Ermeni gazeteci Dink’in uğradığı ‘planlı’ suikast, tetikçi ve azmettiricilerin ‘örgüt’ iddiasından beraatleriyle sonuçlanmış, Erhan Tuncel serbest bırakılmıştır. Bu talihsiz gelişme Türkiye gibi Fransa kamuoyunu da olumsuz etkilemiştir. Valerie Boyer, NTV’de kendisine gelen ‘tehdit’lerden yakınıyordu. Bu yasanın iki ülkede de ‘nefret söylemi ve suçu’nu körükleyeceği açıktır. Türkiye 60’tan fazla diplomatını ASALA terörüne kurban verdi. Senato’da görüşülen yasa ‘ırkçılıkla mücadele’ gibi yüksek etik değerlere gönderme yapmakla birlikte ‘Ermeni soykırımı’nı reddeden görüşlerin ifadesini yasaklamakla bu tartışmayı, siyasi ve düşünsel platformlardan başka alanlara kaydıracak, aşırı milliyetçilerin kışkırtmalarına ortam hazırlayacaktır. O nedenle Türkiye’den yükselecek seslerin, tepkilerin üslubunun iyi ayarlanması gerekiyor. Yasaya karşı Anayasa Mahkemesi yolu açıktır. Baskın Oran’ın işaret ettiği gibi ‘ölçüsüz derecede önemsiz gösterme’ nitelemesi bulanıktır. Bu tartışma AB’ye AİHM’e taşınacaktır.
24 Ocak 2012 08:07
DİĞER HABERLER