Futbol ile ucundan azıcık bile ilgilenenler Cavcav deyince biraz tebessümle “Ha o mu. Hani çok ucuza bulup pahalıya satan başkan değil mi” diye olaya sempatiyle bakarlar.
O aslında çok başarılı bir iş adamı, bir fabrikatör. Ama herkes onu işiyle değil de futbolcu fabrikatörü olarak bilir, tanır.
Tam 30 yıldır, yurtiçi ve dışından bulduğu genç ve yetenekli futbolcuları yetiştirerek başka takımlara satan ve bu yolla Gençlerbirliği’ni yaşatma dışında tesis yönünden Avrupai düzeye ulaştıran, üstelik ülkemizde kasasında parası (45 trilyon) olan tek kulüp yapan Cavcav’ın hizmetleri saymakla bitmiyor.
GEREMI PALAS’I YAPTI
Afrika pazarını ilk o buldu... Moşe, Kona ve Khuse’yi sudan ucuz fiyata transfer etti. 350 bin dolara aldığı Geremi’yi Real Madrid’e tam 5 milyon dolara sattı, bu parayla alt yapı için 5 yıldızlı otel gibi tesis (Geremi Palas) yaptı. 75 milyara aldığı kulübü 3 yıl içinde çoğunluğu alt yapıdan yetişen futbolcularla Süper lige çıkarttı.
Gençlerbirliği onun için adeta bir yaşam biçimidir. Iki oğlu Önder ve Murat’tan ayırmaz; hatta onlardan üstün tuttuğu bile söylenir. 1977 yılında amatör kümeye düşmüşken sahip çıkıp bugünlere getirdiği Cumhuriyetimiz ile yaşıt kulübü için kendi fabrikasına harcadığı mesainin abartısız 3 katını ayırır.
Vehbi Koç yurdunun bir köşesinde olan kulüp binasında göreve başladığı 1977 tarihinden bu yana katettiği mesafe gerçekten erişilmez. Bugün Kırmızı- Siyahlı renkler, artık alt yapı deyince akla gelen ilk isim. Kış boyunca tam 1.500 minik sporcu futbol okulunda birbirinden değerli hocalarla çalışırlar. Içleri çok rahat çünkü bu okulda ayrım ve torpil asla yer almaz. Yeteneği olan bilir ki zamanı gelince o rüyalarını süslediği takımlara gidecek. Önlerinde son 8 yılda tam tamına 72 futbolcu gibi bu okuldan yetişip milyon dolarlara imza atarak büyük kulüplere gidenler var.
ABD’YE BILE FUTBOLCU SATTI
Biliyorlar ki bir Oftaş mucizesi bu alt yapıdan yetişenlerce gerçekleştirildi. Biliyorlar ki Gençler okulunun en büyük müdavimi Fenerbahçe gibi bir futbol firması... Işte transferi bir filmi andıran Tarık Daşgün. Işte ta kaptanlığa kadar yükselen Ümit Özat, Serkan Balcı ve son olarak da Gökhan Gönül... Sadece onlar mı? Bunlara Ali Eren (Beşiktaş), Gökhan Ünal (Kayseri), Emre Toraman (Erciyes), Kerem Şeras (Gençlerbirliği A), Ferhat, Doğa, Eren, Kemal Yıldırım, Ümit, Cem, Şener, Emrah, Giray, Murat, Hayrullah, Zafer, Çağatay Volkan, Kemal Akbaba (Oftaş) gibi isimleri de ekleyebiliriz. Hatta ABD’ye transfer olan kaleci Tuğberk’i de ekleyebiliriz.
YENI BIR MUCIZE
ŞIMDILERDE duayen başkan, hummalı bir faaliyet içinde... Keyfine de diyecek yok hani... Sağına soluna yerleştirdiği tam 22 genç futbolcu ile AKŞAM’ın objektifine poz verirken, adeta “Ben gerçek bir fabrikatörüm, futbolcu fabrikatörü. Işte bu gençler yeni bir OFTAŞ mucizesi yaratmak için bekliyor” diyor. Artık Gençlerbirliği sadece futbol takımı değil bir futbol fabrikasıdır.
Işte geçtiğimiz günlerde profesyonelliğe geçerek sözleşmeye imza atan ve yaşları 16 ile 19 arasında değişen futbolcular: Volkan Kurt, Ahmet Üner, Metin Ozan Demirelli, Selahattin Yaman, Uygar Rıza Arslan, Orçun Gencebay, Adnan Pınar, Ibrahim Bedirhanoğlu, Harun Torun, Kayhan Kılavuz, Sinan Kalaycı, Ümit Deniz, Halil Çağrı Tekin, Murat Akgül, Aykut Çeliker, Muğtad Çelik, Recep Güler, Soner Aydoğdu, Metin Uçar, Özkan Karabulut.
Nezir ÖNAL(HÜRRIYET)