Son 4 ayda IŞİD’in attığı 40 roketin hedefi olan Kilis’te halk tedirgin. Suriyeli mültecilere kucak açan Kilis halkı şimdi kendilerine daha güvenli şehirler arıyor. Her gün ölümle cebelleştiklerini söyleyen halk,  hastanelerdeki doktorların bile şehirden ayrıldığını belirtiyor. Kilis sokakları da roket korkusu sebebiyle boş. Öte yandan, kentte yerel idareciler de kendilerine göre tedbir geliştiriyor. Milli Eğitim Müdürü okul yöneticilerine “Sınavı kuzey tarafa bakan sınıflarda yapın” uyarısında bulundu.

Kilis eski ve yeniçağ dönemlerinden birçok eserlerin bulunduğu tarihi bir şehir. Sınırda yer almasından kaynaklı birçok kültürün birlikte yer aldığı bir kültür mozaiği. Aynı zamanda Suriye iç savaşından kaçan mültecilere kucak açan ilk il. Ancak şimdilerde bu özellik ona sıkıntılı günler yaşatıyor. Suriye’deki iç savaştan en çok etkilenen kent olan Kilis, şimdi de IŞİD terör örgütü tarafından atılan roketlerin hedefi oluyor. Son haftalarda sıklaşan roket saldırıları Kilis halkının psikolojisini bozmuş durumda. Kentte ne zaman, nereye düşeceği belli olmayan roketler, 17 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Gerideyse ne zaman sona ereceği belli olmayan bir korku havası kaldı. Sokaklarında hava değişti Kilis’in. Öğrencisinden esnafına, memurundan işçisine kadar herkes şehre yağan roketler nedeniyle endişeli. Suriye’den gelen göç dalgasına adeta paratoner olan şehir, şimdi kendi vatandaşına bile sahip çıkmakta zorlanıyor. Kilisli ensaflardan Yakup Asena eşini psikolojik destek almak için hastaneye götürdüğünü ancak psikoloğun dahi şehri terk ettiğini söylüyor. Kilis’te görev yapan öğretmen A.K da devlet memurlarının rapor alarak ilden uzaklaşmaya çalıştığını dile getiriyor. Eğitimin sık sık aksadığını belirten A. K. Öğrencilerinin kendilerine ‘ölecek miyiz?’ diye sorduğunu söylüyor. Kilis 7 Aralık Üniversitesi öğrencileri birçok arkadaşının üniversiteyi bıraktığını belirterek, “Büyük bir korku var. Rektörlük açıklama yaparak üniversitenin güvenli bir bölgede olduğunu anlatmaya çalışıyor. Psikolojimiz alt üst oldu.” diyor.

Yaşanan bu dramı en net özetleyen ise yine Kilis halkı. Şehrin  esnaflarından Yakup Asena panik ve korku halinde olduklarını belirterek misafirperverlik vazifesi yaptıkları Suriyelilerden farklarının kalmadığını anlatıyor. Asena, aile eşrafını yakın illerde bulunan tanıdıklarına göndermek zorunda kaldığını söyleyerek: “Yaşanan tüm olumsuzlukların yanında biz bir esnafız. Dükkan kiralarımız var. Bunlar zaten bizi iflasa götüren faktörler oldu. Yetkililerle konuşmaya çalışıyoruz. Sayın valim ve belediye başkanım sahaya inmiyor. Halk da galeyana geliyor ve bu insanlarla görüşmek istiyor. Bizim derdimize çare olsunlar. Her konuşmanın ardından yetkililerden şöyle bir cevap duyuyoruz. ‘Misliyle cevap verdik.’ Bu bizim için bir kazanım değil, zarar. Sizin misliyle cevap vermeniz bu insanları bize karşı kışkırtıyor. Eğer savunma sistemimiz varsa kullanalım. Yoksa da orada burada ‘Türkiye süper güç’ diye konuşmayalım. Çünkü her gün ölümle cebelleşiyoruz.”

M.K isimli vatandaş ise dayanacak gücü kalmadığını söylerken, saldırıların ardından yapılan ‘Şu kadar hedef vuruldu’ şeklindeki açıklamaların da sadece vatandaşı yatıştırma amaçlı yapıldığına inanıyor.

Kilis’te yaşananların en büyük mağduru ise çocuklar. 5 yıldan bu yana Kilis’te öğretmenlik yapan A.K. okulda yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Öğrencilerim bana ‘Ölecek miyiz?’ diye soruyor. Çoğu zaman da okula gelmiyorlar. Velilerden de ‘Yazılıyı yapın bırakın. Çocuklarımızı il dışına göndereceğiz’ şeklinde baskılar var.” Kentte 600’ün üzerinde öğretmenin tayın istediği iddia ediliyor. Bu rakam da Kilis’te eğitim-öğretim kadrosunun üçte biri anlamına geliyor. A.K. da memurların tedirgin olduklarını dile getirerek “Rapor alabilen rapor alıyor. Tayin zamanı gelen tayin istiyor. ” diyor.

Lisans öğrenimlerini tamamlamak üzere şehre gelen ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde eğitim hayatını sürdüren öğrencilerde de büyük bir yılgınlık mevcut. Üniversitedeki 6 bin öğrencinin yaklaşık 2 bini şehirden ayrılmış. Bazıları okulu bırakırken büyük kısmı geçici olarak terk etmiş. Kilis Devlet Üniversitesi’nin Radyoloji Bölümü’nde de çalışan Mehmet T. isimli öğrenci, hem kendilerinin hem de ailelerinin psikolojilerinin bozulduğunu anlatıyor. Birçok arkadaşının okulu bıraktığını ifade eden Mehmet T, şöyle konuşuyor: “Ailelerimiz bizi göndermek istemiyor ama biz okulu bitirmek için buradayız. Maalesef rektör ve vali duyarsız, milletvekilleri ortada yok. Şehri temsil etmesi gereken insanları göremiyoruz. Çalıştığım hastanenin ortopedi servisinde görev yapan 3 hocadan 2’si istifa etti. Saldırılar sürdüğü müddetçe bu istifalar devam edecek. Rapor alan hocalarımız var. Halka da tam anlamıyla hizmet verilemiyor.”

Başka bir üniversite öğrencisi Şahin Ü. de güne bombalarla uyandığını söylüyor. Şahin Ü.“Biz mecburiyetten buradayız. Yoksa bırakıp gideceğiz. Büyük bir korku var. Rektörlük ise açıklama yaparak üniversitenin güvenli bir bölgede olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu açıklama çok saçma. Biz öyle düşünmüyoruz.” diyor.

İki gün sürecek Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG) maratonu bugün başlayacak. Sınava girecek öğrencilerin heyecanlı bekleyişi devam ederken son 4 aydır Suriye’den atılan füzelerin hedefi olan Kilis’te de yaklaşık bin öğrenci füzelerin gölgesinde TEOG’a girecek. Kilis Milli Eğitim Müdürlüğü’nden okul müdürlerine gönderilen mesajda, çocukların Suriye tarafına bakan sınıflarda sınava alınmaması istendi. Duruma tepki gösteren Eğitim Sen Kilis Şube Başkanı Özgür Çakmak, “Kilis Milli Eğitim Müdürlüğü, müdürlere yolladığı cep mesajında, ‘27-28 Nisan 2016 TEOG’ta sınav salonu olarak kuzeye bakan sınıfların kullanılmasını rica ederim’ diyerek komik önlem aldı. Yani öğrencilerin sınav salonlarını Suriye’ye bakmayan tarafta oluşturun demek istiyorlar.” dedi. 

Eğitim Sen Kilis Şube Başkanı Özgür Çakmak, MEB’in Kilis’te TEOG için kayda değer hiçbir önlem almadığını ifade etti. Kilis’teki olağanüstü halden öğrencilerin etkilendiğini söyleyen Çakmak, şöyle konuştu: “Kilis’e ne zaman füze atılacağı belli değil. Bir koruma önlemi yok. Çocukların aklında ‘Acaba ne zaman bomba düşecek’ diye bir düşünce var. Bu süreçte doğru düzgün eğitim de alamadılar zaten. Bu çocuklar yarın girdiği sınavda da aynı kaygıları taşıyacaklar. Performanslarını etkileyecek. Bakanlığın da bunu görmezden gelmesi şaşırtıcı. Birçok toplantı oluyor ama buradaki yerel yöneticiler bakanlığa ‘Bir sorun yok, her şey yolunda eğitim devam ediyor’ şeklinde yansıtınca Bakanlık da bu duruma önlem alma gereği duymadı.”

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş bugün bölgede yaşanan kaosun en büyük tetikleyicisi. Savaştan kaçan yüzbinlerce insan Türkiye sınırına yığıldı. ‘Geçici’ statüsüyle misafir edilmesi planlanan ilk konteyner kent de Kilis’e kuruldu. Sadece 10 bin insanı ağırlayacak kapasitede inşa edilen bu kentlerin devamı geldi ve savaşın büyümesiyle 8 ilde daha kuruldu. Savaşın 5’inci yılında sadece Kilis’te yaşayan mülteci sayısı 120 bine ulaştı. Kilis’in AK Partili Belediye Başkanı Hasan Kara, kent nüfusunun üzerinde Suriyeliyi ağırladıkları için Nobel Barış Ödülü’nü isteyedursun, şehir 4 aydır, yanı başında yaşanan dramı ilk kez bu kadar yakından hissediyor. Savaşa sonradan müdahil olan aktörlerden terör örgütü IŞİD’in, şehir merkezini hedef alıp attığı roketler bu süre içerisinde 17 kişinin hayatına mal oldu. Onlarca yaralı ise hastanelerde tedavi görmeye devam ediyor. Suriye’nin Türkiye’ye açılan kapısı Kilis, bugünlerde esnafın kepenk kapattığı, öğrencilerin okulu bırakıp memleketlerine döndüğü, doktorların can güvenliği endişesiyle görevi bıraktığı bir göç dalgasına daha ev sahipliği yapıyor.

KAYNAK: YARINA BAKIŞ