Tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'e Silivri Cezaevi önünde destek için sürdürülen 'umut' nöbetini Özgür Düşünce Gazetesi yazarı Tarık Toros, devam etti.
Bu eylemin bir yere mesaj göndermek olmadığını söyleyen Toros, "Bu ne bir Ankara'ya mesajdır ne AB'ye mesajdır. Bu tamamen içerideki insanlarla bir dayanışmadır. İçerideki insanlara Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, ey Can Dündar ve Erdem Gül yalnız değilsin demektir. Ey Gültekin Avcı ey Cevheri Güven yalnız değilsiniz. Biz sizinle burada dayanışıyoruz. Siz şu duvarların arkasındasınız bizde bu duvarların önündeyiz. Bu gazeteci milletinin içerideki gazeteci milletiyle dayanışmasıdır." dedi.
MİT TIR'ları haberleri sebebiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e destek amacıyla başlatılan 'umut' nöbetleri devam ediyor. Cezaevi önünde 'umut' nöbetini devralan Tarık Toros, "Silivri'de çok sayıda gazeteci var. Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Gültekin Avcı, Cevheri Güven ve pek çok sayıda Kürt gazeteci var. Türkiye'nin başka cezaevlerine dağılmış durumda. Son olarak bunlara benzer atılı suçlarla Can Dündar ve Erdem Gül eklendi. Daha önce burada gazeteciler için farklı etkinlikler olmuştu. Oktay Usta yemek yapmıştı. İşte Ramazan'da iftar verilmişti. Fakat bu mesele biraz daha lokaldi. Hükümet ve belli bir grup arasındaydı." ifadelerini kullandı.
"Bugün ülkede medya bağımsızlığından bahsetmek mümkün değil." diyen Toros, "Bir medya özgürlüğünden bahsedilemez. Günlerdir devam eden 'umut nöbetinde' bir avuç insan var. Ben eminim ki medya ofislerinde yüzlerce meslektaşım buraya gelmek için can atıyor. Ama gerek çalıştıkları medya kuruluşlarından gerekse Ankara'ya yakınlıklarından ve başıma bir şey gelir endişesinden dolayı buraya gelemiyorlar. Çünkü buraya gelip bir gün nöbet tutsa akşamında çıkışı verilecek. O açıdan buraya gelmeye can atan gazeteci meslektaşımın olduğuna inanıyorum. Ama biz bu nöbeti 2. ve 3. tur şeklinde devam ederiz." şeklinde konuştu.
Yaptıkları eylemin bir yere mesaj göndermek olmadığını anlatan Toros, şöyle devam etti: "Burası çok soğuk ama kapısına gelip birkaç saat beklemek bile o soğukluğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sorumluluk duygusuyla 2 saat oldu burada oturuyorum. Fakat yerimden kalkıp karşı büfeden bir çay almayı düşünmedim. Onu bile bir kabahat gibi gördüm. Burada bile içeridekilerle biraz empati yapmaya çalışıyoruz ama bu zor. Bunun nereye bir mesaj olduğu düşünülebilir. Ama bu ne bir Ankara'ya mesajdır ne AB'ye mesajdır. Bu tamamen içerideki insanlarla bir dayanışmadır. İçerideki insanlara Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, ey Can Dündar ve Erdem Gül yalnız değilsin demektir. Ey Gültekin Avcı ey Cevheri Güven yalnız değilsiniz. Biz sizinle burada dayanışıyoruz. Siz şu duvarların arkasındasınız bizde bu duvarların önündeyiz. Bu gazeteci milletinin içerideki gazeteci milletiyle dayanışmasıdır."
CİHAN