Gazetecileri Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel ile astsubay Erdan Baran'ın ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve ifşa’ iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı. Müyesser Yıldız 3 yıl 7 ay 10 gün, İsmail Dükel 1 yıl 15 gün ve Erdal Baran 7 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel hakkında ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve ifşa’ iddiasıyla Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dördüncü duruşmasında karar çıktı. Mahkeme; astsubay Erdal Baran’a yasak bilgileri temin ederek açıklama suçundan 7,5 yıl hapis cezası verdi. Gazeteci Yıldız’a toplam 3 yıl 7 ay 10 gün hapis cezası veren mahkeme, yasak bilgiyi “temin” suçundan beraat ettirdiği gazeteci Dükel bu bilgiyi açıklamaktan 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
Duruşmada sanıklara son sözleri sorulurken; Baran, hükmün açıklanması geriye bırakılmasını isterken, gazeteciler Yıldız ve Dükel ise bu haktan yararlanmak istemediklerini söyledi.
“BİZ KADINLAR ÖLDÜRÜLSEK DE TUTUKLANSAK DA TÜRKİYE AYDINLIĞA ÇIKACAK”
Yıldız, “Son söz kalmadı, hukuken söylenecek her şey söylendi. Biz kadınlar öldürülsek de tutuklansak da kadınlar gücüyle Türkiye aydınlığa çıkacak” dedi. Dükel de son söz olarak beraatını talep etti.
Mahkeme; astsubay Erdal Baran’a yasak bilgileri temin ederek açıklama suçundan 7,5 yıl hapis cezası verdi. Gazeteci Yıldız’a toplam 3 yıl 7 ay 10 gün hapis cezası veren mahkeme, yasak bilgiyi “temin” suçundan beraat ettirdiği gazeteci Dükel’İ bu bilgiyi açıklamaktan 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
"CASUSLUK FAALİYETLERİ BÖYLE DEŞİFRE EDİLİYORSA YANDIK DEMEKTİR"
Yıldız savunmasında, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın MİT’in 2020 yılı faaliyet raporundaki “Teşkilâtımız 2020 yılı içerisinde kanunun verdiği yetki ve sorumluluk hâlinde… terörle mücadeleyi uluslararası boyuta taşımış, istihbarata karşı koyma alanında ülkemizi hedef alan casusluk faaliyetlerini deşifre etmiş, teknik istihbaratı çalışmalarını ana bileşeni hâline getirmiştir” sözlerini hatırlattı. Yıldız bu sözlerin kendi dosyalarını da ilgilendirdiğini ifade ederek, “Bu sözlerin davamızla ilgisi ne mi? Başlangıcı 'askeri casusluk' iddiasıyken, üçüncü gün suçun nevi değiştirildi ya; eğer MİT diğer casusluk faaliyetlerini de böyle ‘deşifre’ etti ve ediyorsa, yandık demektir” diye vurguladı.
Yıldız, davada gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılandıklarını kaydederek, “Bu dava, bağımsız gazeteciliği ortadan kaldırıp, halkın bilgi ve fikir sahibi olmasını engelleme davasıdır” dedi.
Yıldız, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nı da anımsatarak, “Ve dahi bu dava, bizzat Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 gün önce açıkladığı 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı her yönüyle boşa çıkaran bir davadır. Biliyorum; birtakım güç ve güçlüler tarafından ‘diken’ sayılıyoruz. Biliyorum; artık adalet tanrıçası Themis'in yerini başka tanrılar aldı” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel 8 Haziran 2020’de ‘askeri casusluk’ suçlamasıyla evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Üç günlük gözaltının ardından Dükel serbest bırakıldı, Yıldız ise tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konuldu. Yıldız ile birlikte haber kaynağı Erdal Baran da tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel ile Erdal Baran’ın “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlamasıyla 17.5 yıla kadar hapisleri talep edildi. İlk duruşmada ayrıca sanıklar hakkında TCK’nin 327. maddesinde düzenlenen ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek’ suçlamasıyla Ankara Başsavcılığı'na bildirimde bulunulmasına karar verdi.