'Gazeteciler yazı yazamaz hale geldiler'

'Gazeteciler yazı yazamaz hale geldiler'
Pak Medya İş Sendikası Genel Başkanı İsmail Topçuoğlu, son birkaç aydır medyaya yönelik baskılara dikkat çekerek, “Gazeteciler haber yapamaz hale gelmiştir.” dedi. Konuyla ilgili basın açıklaması yapan İsmail Topçuoğlu, son aylardaki basına yönelik baskıları sıralayarak açıklamayı yaptı.
“Türkiye’de son üç yıldır medyaya yönelik baskı ve yasaklar artık gazetecileri “haber yazamaz” hale getirmiştir. Baskı ve yasaklar 2016 yılı içerisinde de artarak sürmektedir. Bu yılın ilk dört ayında dört büyük olaya yayın yasağı getirilmiş, 9 gazeteci tutuklanmış, onlarca gazeteci hakkında da soruşturma ve dava açılmıştır. Bir yandan hukuksuz şekilde el koymalar nedeniyle binlerce gazeteci işinden olarak gazetecilik yapamaz hale getirilirken diğer yandan çalışan gazeteciler de haklarında açılan “soruşturma ve davalarla”, “gözaltı ve tutuklama kararlarıyla” ve “yayın yasakları” ile mesleklerini icra edemez hale gelmiştir. Artık ülkemizde gazeteciler haber yazmadan önce “bunu yazarsam yargılanır mıyım?” endişesini iliklerine kadar hissetmektedir.

Diğer taraftan, kimi medya kuruluşlarıyla siyaset arasındaki kirli ilişkiler ağı da, gazetecilerin mesleğini evrensel ilkelerine uygun yapmalarının önündeki bir başka engeldir. İktidarla etik dışı ilişkileri bulunan patronaj ve medya yöneticileri, tarafsız ve doğru haberlerin toplumla buluşmasını engellemektedir. Bu çok faktörlü baskılarla muhatap olan gazeteci, haberi haber olmaktan çıkararak yazmaya mahkum edilmektedir.


YAYIN YASAKLARI HUKUKİ DEĞİL

Türkiye’de yaşanan her terör olayı sonrasında cumhuriyet savcılıkları kimi zaman Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 153/2 maddesi gerekçe göstererek gizlilik kararı vermektedir. Kimi zaman da 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 3/2. maddesindeki tanımlamalara dayanarak kısıtlama ve yayın yasaklarına başvurmaktadır. Hukukçular ise bu sınırlamaların hukuka uygun olmadığına dikkat çekmektedir. Nitekim Basın Kanunu’nun 3/2. maddesinde yer alan kavram yasaklama değil sınırlamadır. Sınırlama, belirli bir özgürlük alanının bir bölümünü serbest bırakıp, diğer bölümünü işlemez duruma getirmektir. Oysa yasaklamada bir konu ile ilgili iletişim tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Dolayısıyla yayın yasağı kavramı Basın Kanunu’nun 3/2. maddesine de aykırı bir nitelik taşımaktadır. Bazen ise basın yasağı ile yetinilmemekte yazılı, görsel, sosyal medya ve internet iletişimi bütünüyle yasaklama alanı içerisine alınmaktadır. Bu durum da Basın Kanunu’nun 3/2. maddesinin içeriği ile uyuşmamaktadır.

Böylesi yasaklama kararları karşısında gazeteciler halkın haber alma özgürlüğüne yönelik yapacakları her türlü haberlerinde kısıtlanmaya gitmek zorunda kalmaktadır. Bu nedenle Pak Medya İş Sendikası olarak yazılı, görsel, işitsel olarak getirilen yayın yasakları konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partileri halkın bilgi alma kanallarının açık tutulması için göreve çağırıyoruz. 


SON DÖNEMDE HABERCİLİĞİ KISITLAYAN GİRİŞİMLERDEN BAZILARI: 
 
YAYIN YASAKLARI

–12 Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet Meydanı'ndaki patlamaya ilişkin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un imzası ile "yayın yasağı" getirildi.
–13 Mart 2016: Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla, 34 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Güvenpark mevkisindeki patlama ile ilgili yayın yasağı getirildi.
–19 Mart 2016: İstanbul'un en işlek caddelerinden olan İstiklal Caddesi'nde yaşanan patlama ile ilgili yayın yasağı getirildi.
–25 Mart 2016: Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla, Diyarbakır-Bingöl karayolu üzerindeki karakola bombalı araçla düzenlenen üç askerin şehit edildiği saldırı olayı ile ilgili yayın yasağı getirdi.


BASKI VE TEHDİTLER

–30 Mart 2016: İstanbul Pendik'te yayınlanan Özgür İstanbul Gazetesi Yazarı Hatice Odabaş, Ensar Vakfı'nı eleştirdiği bir yazısı nedeniyle belediye yetkililerince sorguya çekildi. Hatice Odabaş'ın iddiasına göre, Ensar Vakfı'na dair yazdığı yazının rahatsızlık yarattığını söyleyen Pendik Belediyesi Basın Müdürü Metin Tavukçu ile Şeyda Can 15 dakika boyunca kendisini sorguladı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, olayı Twitter'dan duyurdu. 
–5 Nisan 2016: Manisa’da yerel Hayat gazetesinde çalışan kadın muhabir Dilek Omaklılar, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan Zühal Güneş'in uğradığı tacizi haberleştirdiği için sözlü şiddete maruz kaldı, tehdit edildi, yaşadığı mobbing nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldı. Bu uygulamayı sosyal medyada eleştiren Manisa Medya TV’de çalışan bir başka kadın muhabir Ayşe Yılmaz da yine sözlü şiddetin hedefi oldu.


TUTUKLANAN GAZETECİLER

–26 Kasım 2015: Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, "MİT tırları" soruşturması kapsamında tutuklandı.
–Son dört ay içerisinde 9 Dicle Haber Ajansı muhabiri tutuklandı. DİHA muhabirleri Nedim Oruç 6 Ocak’ta, Nuri Akman 2 Şubat’ta, Nazım Daştan 11 Şubat’ta, Feyyaz İmrak 15 Şubat’ta, Mazlum Dolan 23 Şubat’ta, Ziya Ataman 11 Nisan’da, Meltem Oktay 12 Nisan’da ve Muhammed Doğru 20 Nisan’da, Bilal Güldem 24 Nisan’da tutuklandı. Halen 15’ü tutuklu 18’i hükümlü olan 33 gazeteci şu anda hapiste bulunuyor.


GÖZALTILAR

–19 Nisan 2016: Kamuoyunda Şike Operasyonu olarak bilinen soruşturma ile ilgili haber yapan Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Kanal D muhabiri Ekrem Açıkel, Zaman Gazetesi eski Haber Müdürü Fatih Uğur, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fuzuli Aydoğdu gözaltı kararı verdi.


DAVALAR:

–20 Nisan 2016: P24’ün avukatı Veysel Ok’un Sulh Ceza Hakimlikleri ile ilgili açıklamalarını haberleştiren Özgür Düşünce muhabiri Cihan Acar’a Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesinden dava açıldı.


SORUŞTURMALAR:

–08 Nisan 2016: Sabah Gazetesi köşe yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nda 27 Mart 2016'da kaleme aldığı köşe yazısı sebebiyle ifade verdi.
–15 Nisan 2016: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Garı önündeki terör saldırısının ardından kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin haberlerinde, "terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterdikleri" iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi muhabiri Kemal Göktaş, Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin hakkında soruşturma açıldı.
–25 Nisan 2016: Haberdar internet sitesi Haber Koordinatörü Ahmet Memiş hakkında Gümüşhane'deki tecavüz olayını haberleştirdiği için soruşturma başlatıldı.


SINIRDIŞI EDİLEN VE ÜLKEYE SOKULMAYAN YABANCI GAZETECİLER

–Rus gazeteci Sputnik’in Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov Atatürk Havalimanı’na gelişinde pasaport kontrolü noktasına geldi. Burada ülkeye giriş yasağı olduğu için Türkiye’ye girişine izin verilmedi ve Kerimov, sınır dışı edildi.
–Alman Devlet Televizyonu ARD muhabiri Volker Schwenck, ülkeye giriş yasağı olduğu için gözaltına alınarak sınır dışı edildi.
–Hollanda’nın Metro gazetesinde Türkiye hakkında eleştirel yazılar yazan gazeteci Ebru Umar tatil için geldiği Kuşadası’nda dün gece gözaltına alındı.
–Bild, Reuters, Time, El Cezire, Newsweek ve CNN gibi yayınlar için iş üreten 38 yaşındaki Yunanistanlı fotoğrafçı Moutafis Türkiye'ye alınmadı. Önceki akşam Atina’dan Libya’ya geçmek üzere İstanbul’a gelen Moutafis, İstanbul Havaalanı’ndan geri çevrildi ve Atina’ya sınır dışı edildi.


GAZETECİLİK KATLEDİLMİŞ, GAZETECİ SUSTURULMUŞTUR

Bu saydıklarımız, son birkaç ay içerisinde basın özgürlüğünü fiilen ortadan kaldıran uygulamalardan sadece birkaçıdır. Bu örnekleri geriye doğru çoğaltmak mümkün olduğu gibi, ne yazık ki önümüzdeki döneme ilişkin de olumlu şeyler söylemek imkansız.
Gazetecilik mesleği ve basın emekçileri, basın tarihimizin en ağır saldırısı altındadır. Binlerce gazeteci haksız ve hukuksuz şekilde işsiz bırakıldığı gibi, henüz çalışma imkanı elinden alınmamış olan meslektaşlarımıza da, aynı akıbet ile korkutulmakta, sindirilmekte, mesleğini yapması engellenmektedir.

İktidar, patron ve üst düzey medya yöneticilerinin ağır baskılarıyla gazetecilere, sansürden daha ağır bir otosansür dayatılmaktadır. Mesleğin evrensel ilkelerinin ve basın özgürlüğünün fiilen tümüyle ortadan kalktığı, eşine hiçbir demokratik rejimde rastlanılamayacak bir medya düzeni oluşturulmuş, basın mesleği adeta faili belli bir cinayetle katledilmiştir.

Bu ağır şartlardan çıkış için atılabilecek en etkili adım, medya çalışanlarının örgütlü gücünün artırılması, başta sendikalar olmak üzere, meslek örgütlerinin ve tüm basın emekçilerinin demokrasi ve hukuk zemininde daha etkili mücadele yürütmesi olacaktır.


27 Nisan 2016 16:40
DİĞER HABERLER