CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Basın Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdi. Kanun teklifinin amacı 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 'dava süreleri' başlıklı 26. maddesine bir cümle ekleyerek "basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının" tutuksuz şekilde görülmesini açık hüküm haline getirmek olarak belirtildi.
Gerekçe bölümünde Tanrıkulu, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 'dava süreleri' başlıklı 26. maddesinin 'Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur.' denmesine rağmen Can Dündar ve Erdem Gül'ün altı ay önce Cumhuriyet'te yayımlanan bir haber nedeniyle, siyasal ve askeri casusluk, silahlı örgüte üye olmak gibi suçlamalarla tutuklandıklarını hatırlattı.
Madde bu kadar açıkken verilen bu tutuklama kararının, basın üzerindeki baskıyı çok net bir şekilde gösterdiğine işaret eden CHP'li Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Şu anda 29 gazeteci tutuklu veya hükümlü olarak hapishanelerdedir. Birçok gazeteci ise yandaş medya tarafından sürekli olarak hedef gösterilmektedir. Bu bağlamda can güvenlikleri bile tehlikededir. Demokratik sistemlerde dördüncü kuvvet olarak gösterilen, halkın haber alma hürriyetine hizmet ederek demokrasilerin gelişilmesine büyük katkı sağlayan basın kurumunun bu şekilde baskı ve tehdit altında tutulması aslında demokratik hukuk devletinin tehdit edilmesi anlamına gelmektedir. Nitekim ülkemiz dünyada basın özgürlüğü açısından, 180 ülke arasında 149'uncu sıraya gerilemiştir. Bu demokrasi ve özgürlükler açısından bir felakete doğru sürüklendiğimizin göstergesidir.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti bir Avrupa Konseyi üyesidir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargılama yetkisini kabul etmiştir. Bu tutuklama kararı AİHS'nin 'adil yargılanma hakkı'nı düzenleyen 5. maddesine açık şekilde aykırıdır. Anayasa'nın 90. maddesine göre temel haklara dair uluslararası antlaşma hükümleri ile ulusal yasaların çelişmesi halinde, sözleşme hükmünün esas alınmasını emretmektedir. Dolayısıyla bir yandan insanlar özgürlüklerinden keyfi olarak mahrum edilirken diğer yandan yargının verdiği bu keyfi tutuklamalar nedeniyle ülkemiz yüzbinlerce Euro tazminat ödemeye mahkûm edilmekte fakat bu tazminatlar sorumlu kamu görevlileri tarafından değil tüm yurttaşlarımız tarafından ödenmektedir. Bu kanun teklifinin amacı, yukarıda bahsi geçen 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 'dava süreleri' başlıklı 26.maddesine bir cümle ekleyerek basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının tutuksuz şekilde görülmesini açık hüküm haline getirmektir. Başbakan ve birçok iktidar temsilcisi de yaptıkları açıklamalarla aynı yönde bir görüş bildirdiğine göre, bu teklifimizin AKP grubunun da samimi katkılarıyla Meclis'ten en kısa sürede, büyük bir oy çoğunluğuyla çıkması icap etmektedir." CİHAN