Gazeteler ve Televizyonlar nasıl havuz medyası oluverdi? 17 25 Aralık yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkan belgeler biz de bunun nasıl yapıldığını ortaya çıkarmıştıç
Bazen bizim çevremizde de merak içerisinde soranlar oluyor: “Düne kadar yıpratıcı yayınlar yapan gazeteler, TV kanalları birdenbire nasıl taraf değiştirebiliyor? Gazeteciler, yazarlar sert eleştirdikleri siyasilerin safına katılabiliyorlar?” diye..
Nasıl oluyor gerçekten?
Bu soruya bizim medyaya bakarak verebileceğimiz bir cevabımız yok.
Sert dönüşler olmadığından değil, dönenler dönüşlerin sebebini açıklamadığından…
Ancak soruya cevap İsrail’de verilebilir hale geldi.
Örnek, ülkenin Başbakan Benjamin Netanyahu’ya kök söktürecek kadar sert yayın yapan medya grubundan…
İsrail’in Channel-2 televizyonu, Cumartesi akşamı, Başbakan Netanyahu ile Yedioth Ahronoth gazetesinin patronu Arnon Mozes arasında geçtiği anlaşılan bir konuşmayı yayımladı.
Bu iki kişi ‘al takke – ver gülüm’ pazarlığı yaparken…
Arnon Mozes’in gazetesi 1936 yılından beri yayında. Gelmiş geçmiş bütün iktidarlara muhalefet etmeye alışmış kalemler orada yazıyor; haber sayfaları da sert karşı haberlerle dolu.
Netanyahu’nun korkulu rüyası…
Netanyahu da, onu dengelemek için Amerika’da kumarhaneler kralı olarak bilinen İsrailli Sheldon Adelson’u yardıma çağırdı ve ona bedava dağıtılan Israel Hayom gazetesini çıkarttırdı.
Rahmetli Özal’ın Erol Simavi’ye karşı Asil Nadir’i İngiltere’den çağırıp Hürriyet’te karşı gazeteler çıkarttırması gibi…
Adelson’un gazetesinin rekabeti Yedioth Ahronoth’un medya egemenliğini sarstı.
İkilinin konuşmasını bu arka-planı aklınızda tutarak okumalısınız.
Netanyahu: “Normalleşmeden, makul bir medyadan konuşuyoruz.. Bana karşı husumeti 9,5’tan 7,5’a indirmek gerekiyor…”
Mozes: “Tabii.. Onu da değil, senin başbakan kalmanı garanti etmeliyiz.”
Netanyahu: “Sanırım, endişemiz ülke için olmalı.”
Bu noktada medya patronu başbakana şunu söylüyor; dikkatle okuyun: “Bana sağcı (gazeteci ismi) ver; bir süreden beri sana bunu sorup duruyorum.”
Verdiği ismi gazetesinde yazdıracak..
“Veremem” diyor Netanyahu… “Bana ne?” anlamına değil. Çünkü ardından şunu ekliyor: “Sheldon onu kendisi aldı…”
Meğer Haggai Segal diye birini almasını tavsiye etmiş Mozes’e; ama o arada adamı rakibi kapıvermiş…
Patron işi orada bırakmıyor: “Yazabilecek birilerini getir bana, hemen yarın başlatayım. Yarından itibaren. Şartsız şurtsuz… Ben burada iyi niyet sunuyorum. Bana isim ver.”
“Ötekini al” diyor Netanyahu… “Futbolcuyu…”
Görüşme bu zeminde devam ediyor. Sonunda Netanyahu, “Sen bizimkilere 2-3 isim ver, üzerinde düşünelim, gerekirse kendileriyle görüşelim” diyor…
Mozes de, “(Eğer çizgimizi âniden değiştirecek olursak) deprem olur, bunu yapalım, ama akıllıca yapalım” diyor…
Patronun istediği, muhalefet cephesinin Meclis’e sunduğu kanun teklifinin geçmesi ve İsrail’de artık gazetelerin bedava dağıtılmasının engellenmesi; haksız rekabet olarak görüyor bunu çünkü.
Israel Hayom bedava dağıtıldığı için rekabeti zorluyor, ayrıca çok sayıda basıldığı için de reklamlar ona kayıyor…
Benzer bir durum Asil Nadir bizim medyaya girdikten sonra ortaya çıkmıştı; gazeteleri rakiplerinin dörtte bir fiyata satıyordu çünkü.
Rakipleri ucuz gazeteleri dağıtmayarak rekabeti öldürmeye çalışmıştı.
Netanyahu’nun daha önce Mozes’e medya grubunu satması için müşteri arayışına girdiğini de bu vesileyle öğreniyoruz.
Alman patron bulmuş, ama grubu elinden çıkarmaya yanaşmamış medya patronu Arnon Mozes…
“Nasıl oluyor da oluyor?” merakında olanlara, Ha’aretz gazetesinin takipçiliği sayesinde öğrendiğimiz yöntemi sunduk sizlere…
Özeti şu: İsrail’de.. politikacı ile medya patronu arasında.. at pazarlığı şeklinde oluyor.