Geçtiğimiz yıl salgın nedeniyle iptal edilen Eurovision Şarkı Yarışması'nın bu yıl Hollanda'da düzenleneceği belirtildi.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre geçtiğimiz yıl pandemi sebebiyle iptal edilen Eurovision Şarkı Yarışması bu yıl Hollanda'da gerçekleştirilecek.
Yarışmanın idari sorumlusu Martin Osterdahl, BBC'ye yaptığı açıklamada katılımcıların Hollanda'ya gitmelerinin "gerekli" olduğunu söyledi.
Osterdahl, sanatçıların organizasyonun gerçekleşeceği Rotterdam'a gelmeleri hakkında, "Bu bir tatil gezisi değil; bitirilmesi gereken bir iş" diye konuştu.
41 ülkenin katılımıyla gerçekleşecek yarışmanın 18, 20 ve 22 Mayıs tarihlerinde yapılması planlanıyor.
'Seyirci katılımı için henüz karar verilmedi'
BBC podcast yayınında bu yıl yapılan diğer uluslararası organizasyonlarla görüşmelerin sürdüğünü belirten Osterdahl, "Formula 1 yönetimiyle, tenis turnuvaları, golf birlikleriyle irtibat halindeyiz, onların tecrübelerinden faydalanacağız" dedi.
Planlarını Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile de karşılaştırdıklarını söyleyen Osterdahl, seyircilerin katılımı hakkında ise henüz bir karar alınmadığını belirtti:
"Belli bir oranda seyircinin katılımının sağlanmasını umuyoruz. İnsanların izlemesi yayında müthiş bir farklılık meydana getiriyor.
Delegasyonların normal zamanlara göre daha sınırlı tutulacağını aktaran Osterdahl, sağlık ve güvenlik önlemlerinin ise çok kapsamlı olacağını söyledi.
Sanatçılardan performans kaydı istendi
Avrupa Yayın Birliği (EBU) ile Hollandalı üyeleri NPO, NOS ve AVROTROS arasında da yarışmanın gerçekleştirilmesi için kapsamlı bir protokol yayımlandı.
Etkinliğin Yürütücü Yapımcısı Sietse Bakker da yarışmanın internet sitesine yaptığı açıklamada protokol hakkında, "Sanatçıların ve basının olabildiğince güvenli bir şekilde çalışabileceği bir ortam meydana getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Organizatörler, katılım sağlayacak sanatçıların, Hollanda'ya gitmeden önce 5 gün kendilerini karantinaya almalarını ve seyahatlerinden önce de Covid-19 testi yapmalarını öneriyor.
Protokole göre sanatçıların, yarışma akşamları ve provaları haricinde otellerinde konaklamaları gerekecek.
Bakker amaçlarının çok net bir biçimde etkinlik sırasında virüsün bulaşmasını önlemek olduğunu söyledi ve "Birisi pozitif çıkarsa izolasyon protokolümüz devreye girecek. Gerektiğinde ek önlemler alacağız" dedi.
Bir süre önce katılımcı sanatçılardan, pandemi sebebiyle olası aksaklıklar yüzünden bir sahne performansı kaydetmeleri de istenmişti. Bakker sanatçıların sahneye çıkamamaları durumunda bu kayıtların kullanılacağını aktardı.
Türkiye 2012'den beri katılmıyor
Geçen yıl planladığı gibi sahneye bu yıl çıkacaklar arasında İrlanda'dan Lesley Roy ve yarışmanın favorisi olarak gösterilen İzlanda'dan Dadi Freyr de bulunuyor.
Her yıl yarışmaya, bir önceki yılın kazanan ülkesi ev sahipliği yapıyor. 2019 yılında yarışmayı Hollanda'yı temsil eden Duncan Laurence kazanmıştı.
2003 yılında Sertab Erener'in "Everyway That I Can" isimli şarkısıyla kazandığı yarışmaya Türkiye, 2012 yılından bu yana katılmıyor.
2011'de Yüksek Sadakat grubunun temsil ettiği Türkiye yarı final aşamasını geçememişti. 2012'de ise Can Bonomo, "Love Me Back" isimli şarkısıyla yedinci olmuştu.
Kıbrıs'ta şarkı tartışması
Kıbrıs'ta ise Ortodoks Kilisesi ile devlet yayıncısı CyBC arasında şarkı tartışması yaşanıyor.
Kilise, yarışmada Elena Tsagrinou tarafından söylenecek "El Diablo" isimli şarkının geri çekilmesini istedi.
Şarkı sözlerinin şeytana teslim olmayı teşvik ettiğini ifade eden kilise, CyBC'den "El Diablo" yerine kültürün ve geleneklerin ifade edildiği başka bir şarkı tercih edilmesini talep etti.
Şarkı sözlerinde "Kalbimi Diablo'ya (İspanyolcada "şeytan" demek) teslim ettim. Çünkü o benim bir melek olduğumu söylüyor" ifadeleri yer alıyor.
CyBC Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Frangos ise yaptığı açıklamada, şarkının geri çekilmeyeceğini ve niyetlerinin dini duyguları aşağılamak olmadığını söyledi.
Frangos, şarkının bir aşk hikayesini anlattığını söyledi ve sözlerin temel mesajını daha iyi açıklamaları gerektiğini kabul etti.
Kilise ise mecazi anlamını reddetikleri şarkının "Yunan ve Ortodoks geleneklere aykırı" olduğunu savundu.