Genelkurmay Başkanlığı şehit yakınlarını ağırladı

Genelkurmay Başkanlığı şehit yakınlarını ağırladı
Genelkurmay Başkanlığı, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü dolayısıyla 44 şehidin 91 yakınını Ankara'da ağırladı.
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "Devletimizin bekasına, milletimizin birlik, beraberlik ve güvenliğine kast eden hainlerin planları halkımızın sağ duyusuyla, devletimizin kararlı duruşuyla ve fedakar ve kahraman silah arkadaşlarımızın büyük emek ve gayretleri sayesinde hedefine ulaşmamıştır, ulaşamayacaktır" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü dolayısıyla farklı illerden asker, polis, savcı, köy korucusu ve öğretmenlerin de aralarında bulunduğu 44 şehidin 91 yakınını Ankara'da ağırladı. Genelkurmay Karargahı’nda düzenlenen Şehitler Günü törenine Merasim Sokak'ta 17 Şubat tarihinde askeri servis otobüslerine yönelik bombalı terör saldırısında şehit olanların yakınları ile Çanakkale Savaşı ve Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı sırasında şehit düşenlerin aileleri de katıldı.

Genelkurmay Başkanlığı Atatürk Kültür Sitesi'nde düzenlenen etkinlik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin yerini almasıyla başladı. Programda, Orgeneral Akar, kuvvet komutanları, üst düzey komutanlar, subaylar, astsubaylar ve sivil memurlarının şehit aileleriyle birlikte karışık düzendeki koltuklarda oturmaları dikkati çekti. 

Törende konuşan Orgeneral Akar, Çanakkale'de şehit olan Üsteğmen Ali Tahsin'den en son Ankara'daki hain saldırılarda şehit olanlara kadar şehitlerin temsil edildiği bir ortamda bulunulduğunu söyledi. Silahlı Kuvvetlerin kendilerine verilen görevi en iyi şekilde yapabilmek için mücadeleyi sürdürdüğünü belirten Orgeneral Akar sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terörle mücadele devam etmektedir, aynı zamanda terörle mücadele devam ederken değişik zamanlarda 17 Şubat'ta, 13 Mart'ta teröristlerin haince, kahpece, alçakça saldırılarına maruz kalmak suretiyle yine birçok silah arkadaşımızı, vatandaşımızı, birçok mesai arkadaşımızı ve maalesef birçok vatandaşımızı da kaybetmiş bulunuyoruz. Bu fırsattan istifade ile terörist saldırılarda şehit olan tüm evlatlarımıza, kardeşlerimize, tüm silah arkadaşlarımıza, mesai arkadaşlarımıza, vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum, gazilerimize, yaralılarımıza da en yakın zamanda acil şifa diliyorum."

Şehitlikten sonra ayrıca bir kelime söylemenin gerçekten çok zor olduğunu söyleyen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şairin dediği gibi 'Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor peygamber' demekten başka bir şehit annesine, bir şehit babasına bir söz bulamıyoruz, bir kelime bulmakta zorlanıyoruz. Milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, görevini yaparken milletimizle, halkımızla bütünleşmesi gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. 

MEHMETÇİK VURGUSU

Hiçbir orduda olmayan bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki halkla olan bağlantıyı göstermek bakımından milletimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuna 'Mehmetçik' demiştir. Dolayısıyla ona olan sevgisini, ona olan güvenini bir şekilde bu kelimeyle çok kısa fakat çok derin bir şekilde ifade etmiştir. Halkımızın gönlündeki yer bizim için çok önemlidir. Bunun kazanılması ve sürdürülmesine devam etmek bizim için çok önemli bir görevdir. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm mensupları son derece hassastır, bunun devam etmesi için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik, göstermeye devam edeceğiz."

Bu toprakların vatan olmasının şehitlerin kanı ve vatan için çalışanların teriyle mümkün olduğunu belirten Akar, "Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak gerekirse kanımızı gerekirse terimizi dökerek vatanımıza, milletimize, ülkemizin ve milletimizin özgürlüğüne, hürlüğüne ve bağımsızlığına gerekli katkıyı sağlamak için bunu bir vatan borcu bilerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.

ESAS OLAN 80 MİLYON VATANDAŞIMIZIN HUZURUDUR

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin asil Türk milletinin bağrından çıkan bir ordu olduğunun altını çizen Akar, ordu mensuplarının bu unvanı büyük bir şanla şerefle taşıdığını belirterek şöyle devam etti:

"Egemenliğimiz ve bağımsızlığımız, yüce milletimizin hak ve menfaatleri bizim için olmazsa olmaz koşullar. Buna karşı yapılabilecek her türlü taarruza, saldırıya karşı ülkemizin ve milletimizin hak ve menfaatlerini korumak için gerekirse canımızı feda etmeye hazır olduğumuzun da herkes tarafından bilinmesi lazım. Bizim için esas olan 80 milyon vatandaşımızın ve takriben 800 bin kilometrekare topraklarımızın, vatan parçasının güvenliğidir, bütünlüğüdür, rahatıdır, huzurudur. Bunun için güvenlik kuvvetlerine düşen bütün vazifeleri, görevleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı şiddetle, istikamette yapmaya devam edeceğiz. Devletimizin bekasına, milletimizin birlik, beraberlik ve güvenliğine kast eden hainlerin planları halkımızın sağ duyusuyla, devletimizin kararlı duruşuyla ve fedakar ve kahraman silah arkadaşlarımızın büyük emek ve gayretleri sayesinde hedefine ulaşmamıştır, ulaşamayacaktır. Bu yönde yapılması gereken bütün faaliyetlerin, planlamanın ve icranın da yapıldığını da bilmenizi istiyorum."

TERÖRLE MÜCADELEDE KARARLILIK MESAJI 

Teröristle mücadeledeki yeni dönemin 24 Temmuz'daki hava harekatıyla başladığını ve bütün şiddetiyle devam ettiğine dikkati çeken Orgeneral Akar, şöyle devam etti: 

"Bununla ilgili yapmamız gereken bütün faaliyetler planlanmıştır ve bir sıra dahilinde kararlı bir şekilde icra edilmektedir. Burada övünçle, gururla belirteceğim bir husus, bu mücadelede asker, polis, korucu hatta oradaki vatandaşlarımızın bir kısmının da destek ve yardımlarıyla bu mücadele kararlı bir şekilde devletin tüm kurumlarının koordinasyonu içinde büyük bir başarıyla, büyük bir dayanışma içinde mücadele sürmektedir. Bu faaliyetlerin, teröristle mücadelenin icrası sırasında her an yanımızda hissettiğimiz bize büyük güç ve dayanma gücü veren milletimizin engin sevgisi ve desteğidir. Bunu her zaman yanımızda bulmaktan da büyük bir onur, gurur duyduğumuzu da belirtmek istiyorum. Bu birlik ve beraberliğimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteren çeşitli örnekler vardır. En son örneği de Uzman Çavuş İsmail Ertem'in yaralanan bir polisin üzerine kendini kapatmak suretiyle onu koruma ve kollamak için gösterdiği gayrettir. Bu sadece bir örnektir, bunun dışında asker sivil ayrımı yapmaksızın orada faaliyet gösteren kahraman silah arkadaşlarımızın büyük bir dayanışma içinde kendilerine verilen görevi en iyi şekilde yapmak için uğraştıklarını da hepimiz yakından izlemekteyiz. Bu birlik ve beraberlik içinde yapılan mücadelenin diğer önemli özelliği de burada görev yapan güvenlik güçlerinin tüm mensupları, asker sivil tüm mensupları, silahlı kuvvetler olarak, güvenlik güçleri olarak hiçbir mezhep, etnik ayrım yapmaksızın sivil ve masum vatandaşlarımızın can kaybına müsaade etmemek için büyük bir dikkat ve hassasiyetle çalışmaktadırlar."

GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR

Sanatçı Kerem Alışık'ın Çanakkale Savaşı'nda yaşanan bazı olayları anlattığı, TSK Foto Film Merkezi Komutanlığı tarafından hazırlanan "Çanakkale Muharebelerinde İstanbul Lisesi Öğrencilerinin Şehadeti" konulu kısa filmi izleyen bazı davetliler gözyaşlarını tutamadı.

ŞEHİT BABASININ KONUŞMASI 

Daha sonra şehit aileleri adına şehit babası Mustafa Ertan bir konuşma yaptı. Ertan, "Tarihi zaferlerle, şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız, vatan, millet, bağımsızlık ve inançları uğruna her türlü zorluğa göğüs gererek canlarını vermekten çekinmemişlerdir. Bunun en güzel örneklerini Çanakkale muharebelerinde ve Kurtuluş Savaşı'nda verilen mücadelelerde görmekteyiz" dedi.

Birlik, beraberlik, huzur içinde Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmayı hedefleyen Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek, zayıflatmak isteyen güçlerin kirli emellerini gerçekleştirmek için çalıştığını söyleyen Ertan, gözyaşlarını tutamadığını konuşmasını "Vatan sağolsun" diyerek tamamladı.

“HAYME ANA" VE "TURGUT ALP"TEN DUYGUSAL KISA FİLM 

"Diriliş Ertuğrul" dizisi oyuncusu, sanatçı Hülya Darcan tarafından seslendirilen "Söğütlü Ananın Evladına Nasihatı" adlı kısa filminin sunulduğu törende, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türkiye Cumhuriyet Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neşe Özden tarafından anlatılan "Çanakkale Muharebeleri ve Atatürk" konulu konferans verildi. Ardından "Diriliş Ertuğrul" dizisi oyuncusu, sanatçı Cengiz Coşkun'un anlatımıyla "Reşat Çiğiltepe'nin Vazife Bilinci" adlı kısa film gösterimi yapıldı.

Çanakkale Oratoryosu'nun sinevizyon eşliğinde sahnelediği etkinliğin ardından program tamamlandı.

ŞEHİT AİLELERİ VE ERLERLE KARAVANA YEMEĞİ

Orgeneral Akar ve kuvvet komutanlarıyla bazı üst düzey komutanlar Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı'ndaki Mehmetçik Yemekhanesi'nde askerler ve şehit aileleriyle birlikte oturdukları masalarda karavanadan öğle yemeği yedi.

Şehit aileleri, Ankara'daki etkinlikler kapsamında ayrıca Anıtkabir, Jandarma Şehitler Müzeri ile TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı'nı ziyaret edecek.

DHA
17 Mart 2016 19:35
DİĞER HABERLER