Nazlı Ilıcak:17-25 Aralık 2013’te AK Parti’nin tek çaresi, bunu bir komplo gibi göstermekti.

Nazlı Ilıcak:17-25 Aralık 2013’te AK Parti’nin tek çaresi, bunu bir komplo gibi göstermekti.
17-25 Aralık 2013’te hırsızlık ve yolsuzluk bütün delilleriyle ortadaydı. AK Parti’nin tek çaresi, bunu bir komplo gibi göstermekti.

17-25 Aralık 2013’te hırsızlık ve yolsuzluk bütün delilleriyle ortadaydı. AK Parti’nin tek çaresi, bunu bir komplo gibi göstermekti. Ergenekon ve Balyoz’dan yargılanan askerlerin gerekçesine sığındılar ve “Hepsi Cemaat’in kumpası” dediler. Söz konusu, hâkim, savcı ve polislerin Cemaat’le somut bir ilişkisi tespit edildi mi? Hayır… Her şey bir varsayımdan ibaretti. Ayrıca, “kumpas” demek için, dürüst ve namuslu insanlara çamur atılmış olması gerekmez mi? Yolsuzluk varsa, kumpas yoktur.

Demokrasiden nasibini almamış ülkelerde uygulanan bir yöntem benimsendi; iç düşman yaratıldı. Daha doğrusu, Ergenekon ve Balyoz sanıklarının açtığı yoldan ilerleyerek, “Her taşın altında Cemaat var” diyenlerin kervanına katıldılar.

Oysa bakın önceden nasıl konuşuyorlardı:

*24 Mart 2011 TBMM zabıtları… Bekir Bozdağ: “Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir; seversiniz, sevmezsiniz ama değerli bir insandır; bilge bir insandır, bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık, her şey gözünün önünde olan… Hakkında mahkûmiyet kararı olmayan birini, ‘çete’ diye itham ederseniz, ona karşı da büyük bir haksızlık yaparsınız. Çeteden yargılananları, çete iddiası ile soruşturulanları, kovuşturulanları, demokrasiye darbe vurmak isnat ve iddiasıyla yargılananları milletvekili yapmak için Meclis’e taşıma gayreti içinde olurken, temiz insanları çete diye suçlamak kabul edilemez. (AK Parti sıralarından alkışlar)” 

03 Mayıs 2015 10:27
DİĞER HABERLER