Gerçekleri gördüm

Gerçekleri gördüm
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa, Türkiye'deki kariyeriyle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.
Gençlerbirliği'nin Belçika vatandaşlığı da bulunan yeni teknik direktörü Fuat Çapa, 2007-2008 futbol sezonunda kırmızı siyahlı takımla ilk Türkiye tecrübesinin, kendisine adeta bir ''tokat'' gibi geldiğini, bu ''tokat'' sayesinde Türkiye'deki gerçekleri gördüğünü söyledi. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Fuat Çapa, teknik direktör olarak Türkiye ilk gelişi sırasında olayların çok hızlı geliştiğini ve ''duygusal'' bir karar verdiğini belirterek, ''Duygularım ön plandaydı. Yurt dışında 'Türkiye' denilince çok farklı hissedebiliyor insan. Yalnız gelmiştim. Futbolcu kadrosu ve teknik ekip oluşturulmuştu. Herkesin görevi belli diye düşündüm. Başkanımız İlhan Cavcav ile henüz 3. haftada gitmemin iyi olacağını konuştum ve 5. haftada yollarımız ayrıldı. Bu dönemde yaşadıklarım bana bir tokat gibi geldi. Öğrendim, Türkiye gerçeklerini gördüm'' dedi. Gençlerbirliği'nin bir dönem Türkiye'de ve Avrupa'da başarılı bir grafik çizdikten sonra aynı başarıyı bir daha yakalayamadığını anlatan Çapa, şöyle devam etti: ''Her iyi dönemden sonra bir düşüş dönemi yaşanır. Yeni yapılanma olur. Oyuncular arasında heyecanını kaybetmiş olanlar olur. Takımda değişikliğe gidilir. Takımlar doğru hazırlanmazlarsa bu süreçler uzun sürer. Strateji doğru belirlenip, doğru uygulanırsa bu dönemi kısa zamanda atlatılır. Gençlerbirliği de böyle bir dönemden geçiyor. Bizim şu süreçte hedefimiz, genç futbolcular kazanmak, Türk futboluna kazandırmak, göze hoş gelen bir futbol oynayarak, seyircimizi heyecanlandırmak.'' -BÜYÜK TAKIMLARLA YARIŞMA ŞANSI- Çapa, ''Gençlerbirliği her zaman futbolcu yetiştiren bir kulüp olarak mı anılacak, bu 'karakterin' de zamanla değişmesi gerekmez mi?'' sorusuna ise''Gerçekçi düşünelim, kalmamalı. Bizim Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon ile yarışma şansımız var mı? Bu ekonomik büyüklükle mümkün değil. Ancak, şu şekilde olabilir; biz de Bursaspor gibi iyi bir jenerasyon ve de ortam yakalayabiliriz ve sonraki süreç de iyi planlanır ve kalıcı olur'' diye yanıt verdi. Türkiye'de futbola ilişkin en büyük sorunu, kulüplerin ''kimliksiz ve karaktersiz'' olmaları şeklinde değerlendiren Çapa, şu görüşleri dile getirdi: ''Gençlerbirliği'nin kimliği, futbolcu yetiştirmek. Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın, Galatasaray'ın, Gaziantepspor'un, bütün takımların bir kimliği var. Kulüpler, kimi zaman kimliklerinden uzaklaşabiliyor. Bu süreç, iyi yönetilmediği için de uzayabiliyor. Gençlerbirliği'nde de yaşanılan iyi bir dönemin ardından bu noktaya gelindi. Genç bir kadroyla başlıyoruz. Gençlerbirliği'ne yeniden eski karakterini kazandırarak, yeni bir süreci de başlatabiliriz.'' Son dönemde Türkiye'de futbol kulüplerinin ''doğru işler'' yaptığını söyleyen Çapa, ''Artık sezon sonlarında hoca değişimleri eskisi kadar çok değil. Kulüpler, teknik direktörleriyle uzun süreli çalışmaya başladı. Transferde de profesyonelleşildiğini görüyoruz. Kulüpler, artık gerekli gördükleri yerlere transfer yapıyor. Her kulüp kendi sistemini ve stratejisini belirlemeye başladı. Bunu önemli bir işaret olarak görüyorum'' diye konuştu. -''ÖNEMLİ OLAN İLK 10 TAKIM ARASINDA OLMAK''- Sezon öncesi gerçekçi hedefler belirlediklerini kaydeden Çapa, ancak 11.'liği de başarı olarak kabul edemeyeceğini vurguladı. Yaş ortalaması 23 olan bu ekonomik büyüklükteki bir takımın ilk 10 sıraya oynamasının başarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Fuat Çapa, ''Gerçekçi olmak gerek; artık Türkiye'de 5 büyük takım var. Sonra 6, 7, 8 ve 9. sıralar kalıyor. Ligi, 14. ya da 11. sırada bitirmek, bizi tatmin ediyormuş gibi bir algı yanlış. Bu nedenle, 23 yaş ortalamasına sahip bir takımın ilk 10'da oynaması başarı. Adım adım gitmeliyiz'' dedi. Orhan Şam, Mustafa Pektemek, Serdar Kulbilge gibi önemli oyuncuların takımdan ayrıldığını, yeni transferler arasında ise sadece Mehmet Sedef'in Süper Lig deneyiminin olduğunu hatırlatan Çapa, ''Buna rağmen artılarımız var. Futbolcu grubumuz bir sezondan fazladır birlikte. Birbirlerini tanıyorlar ve genciz'' dedi. Forvet bölgesine bir transfer düşündüklerini bildiren Gençlerbirliği'nin yeni teknik direktörü, görüşmelerin sürdüğü santrforun Belçika liginde forma giydiğini, ancak Belçikalı olmadığını söyledi. Kısa sürede bu transferin netlik kazanacağını ifade eden Fuat Çapa, hazırlık döneminde oynayacakları karşılaşmalarda gördükleri eksiklere dair yeni arayışların da olabileceğini anlattı. -''ATAN VE TUTANIN İYİ OLACAK''- İyi bir kaleci ve forvetin, bir takımın başarısında çok önemli bir yer tuttuğunu da dile getiren Çapa, bu duruma ilişkin ise Gaziantepspor'dan Cenk ve Karcemarskars, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan da İbrahim ve Hasagiç'i örnek verdi. Gençlerbirliği'nin de başarılı olabilmesi için ''atan ve tutanlarının'' iyi olması gerektiğini vurgulayan Fuat Çapa, kırmızı siyahlı ekipte, ''yerden, ayağa pas yapan ve oyun alanını daraltan'' bir oyun tarzını oturtmayı hedeflediklerini açıkladı. -''YABANCI STOPER TÜRK FUTBOLU ADINA EKSİKLİKTİR''- ''Coşku''nun, Türkiye'de birçok eksiğin üstünü kapadığını savunana Fuat Çapa, Türkiye'de takımların attığı ya da kalesinde gördüğü gollere dikkati çekti. Gollerde bireysel beceri ve hata faktörünün en temel ortak özellik olduğu yorumunu yapan Çapa, ''Türkiye'de 18 takımdan 16'sının kadrosunda yabancı stoper var. Bu rakam Türkiye'de oynanan futbola dair önemli bir eksikliktir'' dedi. -HIDDINK İLE STAJ- A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Guss Hiddink ile ilk kez Hollanda liginde 2004-2005 sezonunda tanıştığını kaydeden Çapa, tanışma sürecini ise şöyle anlattı: ''Hiddink, Kore Milli Takımı'ndan dönmüştü ve Hollanda'da PSV'yi çalıştırıyordu. Ben de Turnhout takımının teknik direktörüydüm. Bir hazırlık maçı yaptık. Maçın 70. dakikasında PSV'li bir futbolcu bizim oyuncumuza çok sert bir müdahale yapmıştı. Hakem kırmızı kart göstermemesine rağmen Hiddink, hemen o oyuncuyu oyundan çıkardı. Yerine değiştirme hakkı olmasına karşın futbolcu da almadı. Karşılaşma sonrasında kendisine 'peki, neden 10 kişi tamamladın? diye sorduğumda ise ikaz etmedikleri için arkadaşlarını da cezalandırdığını söyledi. Daha sonra, şu an yardımcı antrenörüm olan Luc Nilis ile birlikte çalışmaya başladık. Nilis aracılığıyla PSV'nin teknik ekibinden bana ihtiyacım olan konularda yardımcı olmalarını rica ettim ve bu kabul edildi. Böylece Hiddink'i tanıma fırsatım oldu. Haftanın belli günleri PSV'nin antrenmanına katıldım. Fikir alış-verişinde bulunduk. Ayrıca değişik dönemlerde Lyon ve Ajax'da da staj yaptım. Prolisans için gerekli olan tezi bu kulüplerde yaptığım stajların ardından hazırladım.'' Çapa, Hiddink'in milli takım performansının sorulması üzerine de ''Son 15 yılında başarısız olduğu bir dönem yok'' dedi.
29 Haziran 2011 11:57
DİĞER HABERLER