HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Urumçi’de yüzlerce öğrencinin hayatını kaybettiği 5 Temmuz’un anma ve yas günü ilan edilmesi için kanun teklifi verdi.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Doğu Türkistan için hazırladığı kanun teklifini Meclis’e sundu. Gergerlioğlu, her yılın 5 Temmuz gününün, “Doğu Türkistan’da İnsan Hakları İhlalleri Sonucu Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” olarak kabul edilmesini, bu tarihi içine alan hafta boyunca anmalar, nefret söylemi, linç ve soykırım konusunda duyarlılığı artırmaya yönelik etkinlikler düzenlenmesini talep etti.
Gergerlioğlu kanun teklifinin gerekçesinde, “Çin hükümeti Doğu Türkistan topraklarını Türklerden arındırmak ve buraları tamamen Çinlileştirmek amacıyla, Doğu Türkistan’ı imar ve kalkındırma iddiası ile bölgeye sürekli olarak Çinli göçü teşvik ettiği iddia edilmektedir” ifadelerini kullandı.
YÜZLERCE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ ÖLDÜ
Urumçi’de üniversite öğrencilerinin 5 Temmuz 2009 yılında gösteri düzenlediğini, Çin’in Şaoguan şehrinde Uygur işçileri döverek öldüren katillerin soruşturulmasını talep ettiklerini hatırlatan Gergerlioğlu, kanun teklifinin gerekçesinde, “Çin güvenlik güçlerinin ellerinde kitap ve kalemden başka bir şey olmayan göstericilerin üzerine ateş açması sonucu yüzlerce genç hayatını kaybetmişti” dedi.
Gergerlioğlu’nun verdiği kanun teklifi:
“Doğu Türkistan Çin yönetimi altında resmi adı “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” (Xinjiang Uygur Otonom Rayoni) olarak 1 Ekim 1955’te kurulmuştur. Asya kıtasının merkezinde bulunan bölge, coğrafi konumu ile önemli bir merkez olup yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengindir. Özellikle Cungarya Havzası’nın kuzeybatısındaki dağlarda zengin altın, demir, kömür, bakır ve petrol yatakları ile Altay bölgesinde zengin taş kömürü yatakları bulunmaktadır. Ayrıca bölgede zümrüt ve yakut gibi kıymetli taşlar da mevcuttur.
Doğu Türkistan siyasi olarak Çin yönetimi altında olup, bölgenin yer altı ve yer üstü kaynakları yine Çin tarafından kontrol edilmektedir. Ekonomik eşitsizlik, demografik yapının bozulması, dini baskılar, nüfus ve doğum kontrolü, eğitim ve dil, sağlık, nükleer denemeler, basın yayın, ifade ve siyasal özgürlüklerin kısıtlanması, adalet sistemi, işkence, idam vb. konular bölgenin öncelikli problemleridir. Ayrıca asimilasyon stratejinin bir parçası olarak Çin Hükümeti, “Doğu Türkistan” coğrafi adını ve kimliğini de kabul etmemekte ve Doğu Türkistan adının radikal dini gruplardan oluşan ayrılıkçı azınlıklar tarafından sonradan uydurulduğunu, bölge halkının tarihi bir geçmişi olmadığını ve Doğu Türkistan’ın ezelden beri Çin toprağı olduğunu iddia etmektedir.
Çin hükümeti Doğu Türkistan topraklarını Türklerden arındırmak ve buraları tamamen Çinlileştirmek amacıyla, Doğu Türkistan’ı imar ve kalkındırma iddiası ile bölgeye sürekli olarak Çinli göçü teşvik ettiği iddia edilmektedir.
Uluslararası Af Örgütü raporlarına göre, Çin rejimine muhalif binlerce insan hakları savunucusu, din adamları ve aydın kişiler sadece düşüncelerini ifade ettikleri için idama mahkûm edilmekte, çalışma kamplarında gayrisıhhi şartlar altında tutulmakta ve Çin Komünist Partisi kontrolündeki yargı mensupları, tek celsede ölüm kararı verebilmektedir.
Yakın diye tabir edebileceğimiz 5 Temmuz 2009 yılında, Urumçi’de üniversite öğrencileri bir gösteri düzenlenmişti. Amaçları Çin’in Şaoguan şehrinde Uygur işçileri döverek öldüren katillerin soruşturulmasını talep etmekti. Çin güvenlik güçlerinin ellerinde kitap ve kalemden başka bir şey olmayan göstericilerin üzerine ateş açması sonucu yüzlerce genç hayatını kaybetmişti. Yaşananları başbakan olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle anlatmıştır: ‘Kullandığım ifadeyi bilerek kullanıyorum, inanarak kullanıyorum. Dışişleri’ndeki arkadaşlar benim ifademin dışında bir ifadeyi kullanamaz. Ve kullanmamışlardır da. Burada bir yanlışlık olabilir. Şu anda Çin’deki bu olay adeta bir soykırımdır. Bunu daha farklı bir şekilde yorumlamanın bir anlamı yok.’
Bu iddialar ortada olduğu gibi pek çok ülke bu uygulamaları soykırım olarak kabul etmektedir. ABD, Hollanda, Kanada, Litvanya, İngiltere ve son olarak meclisleri bu fiiller soykırım olarak kabul edildi.
Yukarıda belirttiğim sebepler çerçevesinde ‘5 Temmuz 2009’daki Urumçi’de yaşananların yıl dönümünde Doğu Türkistan’da İnsan Hakları İhlalleri Sonucu Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü’ olması için bu kanun teklifi hazırlanmıştır.”