Meydan Gazetesi Yazarı Hüseyin Gültekin gıybetten kurtulmanın yollarını yazdı.
Bir kimsenin, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, o kişi bunu işitince üzülecekse gıybet olur. Duyunca üzüleceği bir sözü yüzüne karşı söylemek de günahtır. Sözü, üstü kapalı söylemek, işaretle, hareketle veya yazıyla bildirmek de aynen sözle söylemek gibi gıybete girer.
Gıybetten nasıl kurtuluruz?
Gıybetin zararını düşünmeli! Gıybet sebebiyle, sevaplarının gideceğini, hatta gıybet ettiği kimsenin günahlarını da yükleneceğini bilmelidir!
Gıybet, dünyada da insanın alnında kara bir lekedir! Kendine dedikoducu dedirtmemelidir.
İnsan, kırgın olduğu kimseyi kötülemeye çalışır, gıybetini eder. Başkasına kızıp da kendini Cehenneme atmanın ahmaklık olduğunu bilen, gıybet etmez. Gıybet etmekle, ona zarar vermiş olmadığı gibi bilakis kendini felakete atmış olur.
Bazen de bir topluluğu memnun etmek, onları güldürmek için gıybet edilir. İnsanları memnun etmek için, Allah Teâlâ’nın gazabına maruz kalmayı istemek ne kadar yanlıştır.
Gıybet eden, övülmeyi, herkesin kendisinden bahsetmesini ister. Bu bakımdan kendini övmek için dolaylı yolları seçer. Mesela, “Falanca çok geçimsizdir” der. Bu, “Ben geçim ehliyim” demektir. Cömert olduğunu bildirmek için, “Falanca çok cimridir” der. Eğer böyle gıybet edeni dinleyen, akıllı biri ise, kendini bu şekilde övene hiç değer vermez, onun değersiz olduğunu anlar.
Başkalarını gıybet edip kusur araştıran kimse, kendi kusurlarını göremez. Halbuki kendi kusurları ile meşgul olan başkalarının kusurlarını göremez. Başkalarının kusurları ile uğraşan birinin, kendi kusurunu görmeyen zavallı biri olduğu anlaşılır.