Türkiye'de 50 yılda sulak alanların yarısı yok oldu. Nedeni küresel ısınma ve yağışların azalması gibi görünse de en büyük sorumlu, su kaynaklarını bilinçsizce tüketen insan
Son 50 yılda Türkiye'nin sulak alanlarının yarısı kaybedildi. Doğa Derneği Sulak Alanlar Koordinatörü Hatice Dinç Sarısoy, 50 yıl önce yaklaşık 2.5 milyon hektar sulak alana sahip olan Türkiye'nin 1 milyon 300 bin hektarlık sulak alanını kaybettiğini söylüyor.
Uzmanlara göre bu tablonun oluşmasında en büyük etken küresel ısınma ve yağışların azalması... Ancak en büyük sorumlu, su kaynaklarını bilinçsizce tüketen insan... 200 bine yakın kaçak kuyu açılarak sulama yapılan İç Anadolu'da, Eşmekaya ve Ereğli sazlıkları kurudu, Akşehir Gölü neredeyse çöl oldu, Beyşehir, Meke ve Tuz Gölü ile Sultan Sazlığı da kuruma tehlikesiyle karşı karşıya...
Son kötü haber Akşehir'den
Göller için son kötü haber Akşehir'den geldi. 15 yıl önce 350 bin kilometrenin üzerinde sulak alana sahip olan göl, bugün tam bir çölü andırıyor.
Doğa Derneği Sulak Alanlar Koordinatörü Hatice Dinç Sarısoy, sulak alanların azalmasında en büyük sorumluluğun sulama konusunda yapılan yanlışlıklar olduğunu vurguluyor:
"Geleceği düşünmeden açılan kaçak su kuyularıyla yeraltı suları tarıma aktarıldığı için göller ve diğer sulak alanlar beslenemiyor. Belli dönemler kuraklık yaşanıyor ama sulak zamanlarda bile artık kaynaklarımız gölleri, sulak alanları beslemeye yetmiyor."
Ege'de su derine kaçtı
Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Erhan Angü de, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün (DSİ) yıllardır uyguladığı yanlış politikaların sulak alanların kaybında en önemli etken olduğunu, tarım alanı kazanmak için göllerin yıllarca kurutulduğunu belirtti. Angü, "Ege Bölgesi'nde bile artık yer altı suları kayboluyor" dedi.
DSİ Etüd ve Plan Dairesi Başkanı Ahmet Alparslan, özellikle İç Anadolu'da vatandaşların yeraltı sularını kullanarak yaptığı tarımsal üretimin yüksek fiyata ithal edilmesi nedeniyle kaynakların hızla tüketildiğini belirtiyor.
Doğanın intikamı herkesi yakacak
Doğa Derneği Sulak Alanlar Koordinatörü Sarısoy, tarım için yok edilen sulak alanların, bir süre sonra doğal yaşamı olumsuz etkilediğini şu çarpıcı örneklerle anlattı:
Sultan Sazlığı'nda su kaynağı azalınca, ortam iklimi değişti.
Antalya'daki Avlan Gölü, tarım alanı haline getirilmek için 1970'li yıllarda kurutulurken, oluşan iklim değişikliği bölgedeki üretimi olumsuz etkiledi.
Tuzlu bir göl olan Seyfe'nin suyu azalınca kuruyan tuzlar çevredeki tarımsal alanlara serpildi.
Antakya'daki Amik Gölü kurutulduğu için, bölgedeki doğal hayat olumsuz etkilendi.
İç Anadolu'da can çekişen sulak alanlar
Akşehir Gölü (Konya): Birkaç yıl öncesine kadar suyla dolu olan göl, geçtiğimiz günlerde en kurak haline ulaştı.
Seyfe Gölü (Kırşehir): Son 5 yıldır çok ciddi kuraklık yaşanıyor. Tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Beyşehir Gölü (Konya): Çok geniş bir alana yayılan göl zengin kaynağına rağmen, çok ciddi su kaybı yaşadı.
Tuz Gölü: Son 50 yılda yarı yarıya küçülürken, çevredeki yerleşim bölgelerinin kanalizasyonu da göle akıyor.
Eşmekaya Sazlığı (Aksaray): 10 yıl öncesine kadar 100'den fazla kuş türünü barındıran sazlık tamamen kurumak üzere.
Kulu Gölü (Konya): Çok su kaybı var. Kurumasından endişe ediliyor.
Suğla Gölü (Konya): Doğal su kaynağını kaybettiği için gölete dönüştürüldü.
Konya Ereğli Sazlığı: Sazlığın su kaynakları yapılan göletlerle kesildi. Kanalizasyon atıklarıyla kirlenen sazlık can çekişiyor.
Sultan Sazlığı(Kayseri): Su kaynakları kesilen sazlığın kurumaması için başka alanlardan su taşınıyor.
Kestel Gölü(Burdur): Tarım arazisi kazanmak amacıyla kurutuldu.
Gâvur Gölü (Kahramanmaraş): 1950'lerden itibaren sıtmayla mücadele ve tarım alanı elde etmek amacıyla kurutuluyor. Kurutma çalışmaları 1966'da tamamlandı ve 7 bin 125 hektar alan kurutuldu