Global kriz, Türk medyasını sarsıyor

Global kriz, Türk medyasını sarsıyor
Bütün dünyayı etkileyen ekonomik krizden, Türk medyası da nasibini alıyor.
Kâğıt fiyatlarının yükselmesi ve reklam gelirlerinin azalmasına paralel olarak dergiler kapanıyor, fiyatlara zam yapılıyor, gazeteciler işten çıkarılıyor. Ağırlığını giderek artıran küresel krizin Türkiye’ye yansımaları da gün geçmiyor ki hissedilmesin. Bu krizden payını alan en önemli sektörlerden biri medya. Doğan Grubu’nun haftalık haber dergisi Tempo ve Seda Magazin’e yönelik kapatma kararı ile Turkuvaz Medya Grubu’na bağlı Yeni Aktüel dergisinin haftalıktan 15 günlük periyoda geçirilmesi, ‘krizde son çarelere başvurma’ olarak yorumlandı. Öyle ki bu olaylara kadar medyanın krize karşı refleksi iki ana başlık altında toplanıyordu: Ya personel çıkarılıyor ya da fiyata zam yapılıyordu. Doğan Grubu, yaklaşık iki hafta önce dergi okuyucularını âdeta şoke eden bir karara imza attı. Dergi piyasasında 25 yıla yakın süredir hizmet veren, pazar payının yüzde 10’una sahip ve bilinirlik açısından ilk üç sırada bulunan Tempo’nun yayın hayatına “kârlılığımız üzerinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır.” açıklamasıyla, son verildi. Grubun Seda Magazin isimli dergisi de aynı karardan nasibini aldı. Doğan Grubu’nun özellikle Alman ortaklarının bu kararda ısrarcı olduğu tahmin edilirken, Tempo ile satışları aynı düzlemde giden ve yine onun gibi dergi piyasasında uzun yıllar yer alan Aktüel de 15 günlük periyoda çekildi. Çalık Holding’in satın aldığı medya grubu içinde bulunan Aktüel’in beklenen sıçramayı yapamaması ve büyük oranlarda zarar etmesi üzerine, derginin geleceğine ilişkin kararlar alınması kaçınılmaz görünüyordu. Ancak reklam anlaşmalarının gazete, televizyon ve dergilerden oluşan yayın grupları çerçevesinde yapılması, Aktüel’in elini biraz daha güçlendirdi. Dergi sektörünün en büyük sürprizi Tempo’nun kapatılması oldu. KRİZ EN FAZLA KARAMEHMET VE DOĞAN’I VURDU Gelinen nokta itibarıyla Türk medyasında krize en çok tepki veren grubun ünlü iş adamı Mehmet Emin Karamehmet’e ait Çukurova Grubu olduğu fark ediliyor. Grubun bünyesindeki Akşam, Güneş ve Tercüman gazeteleri, Türk Medya dergisi ile Sky Türk kanalında başlayan toplu çıkarmalar sonucunda işsiz kalanların sayısı 400’ü aştı. Grubun en etkin yayın organı olan Akşam’da bu zorlu dönemde genel yayın yönetmenliğine oturan İsmail Küçükkaya, personel çıkarmanın başvuracakları son çare olduğunu söylese de çalışanların işten çıkarılma korkusu devam ediyor. Küçükkaya’nın gelişi öncesinde yaşanan süreçte Çukurova Medya Grubu çalışanları iki ay maaş alamazken; ilerleyen dönemde alacaklar taksitler hâlinde ödendi. Bununla da kalmadı; personel, biriken izinlerin kullanılması için zorlama yapıldığını, böylece gazetenin ihbar tazminatı ödemekten kurtulmaya çalıştığını öne sürdü. Doğan Grubu da krize personel çıkararak ‘dur’ demeyi amaçlıyor. ‘Amiral gemisi’ olarak nitelendirilen Hürriyet’te her bölümden yüzde 20 oranında tenkisata gidildiği internetteki medya sitelerine anında ulaştı. Hürriyet, Cuma ekini de kaldırarak maliyetleri kısma yönünde bir adım attı. Grubun küçülmeye gittiği bir başka yayın organı da CNN Türk. Doğuş Grubu’nun televizyonu NTV de rakibiyle aynı kaderi paylaşıyor. Turkuvaz Medya Grubu’nda da çok sayıda personelle yolların ayrıldığı biliniyor. Sabah ve Takvim ile ATV’de gerçekleşecek operasyonlar sonrasında çıkarılanların sayısı 50’yi geçmiş durumda. Akın İpek’e ait Kanaltürk ve Bugün’den çıkarılanlar da 80’in üzerinde. Yöneticileri tarafından ekonomik krizden ziyade, Dağlıca ve Aktütün haberleri sebebiyle devletin reklam konusunda engeller çıkardığı iddia edilen Taraf gazetesi de çalışanlarına iki ay süresince maaşlarını ödeyemedi. Personel çıkarmaya yanaşmayan gazete, okurlarına özel ilan yayımlama teklifi götürerek bir gelir kapısı açmayı başardı. Ancak cüz’i sayılabilecek bu atılımın ötesinde, Basın İlan Kurumu’nun gazeteye verdiği destek, krizin kısa süreli de olsa atlatılmasına yardımcı oldu. Fakat kalıcı çözümlerin bulunamaması ve reklam gelirlerinin artırılamaması hâlinde Taraf’ı daha zorlu günler bekliyor. Krize en ilginç tepkiyi veren ise Ciner Grubu. Grubun çıkaracağı Habertürk gazetesine yönelik beklentiler devam ederken; dünyaca ünlü Newsweek dergisinin Türkçe edisyonu yayın hayatına başladı. Türkiye’deki haber dergiciliği konseptinden oldukça farklı olan derginin geleceğini kestirebilmek güç. Ancak Habertürk ve Kanal 1 televizyonlarından personel çıkarılması, klasik refleksin bu grup tarafından da verildiğinin göstergesi. Ayrıca, yüksek maliyetleri göze alamadığı için bazı dergileri çıkarmaktan vazgeçen grup, bu sebeple, transfer ettiği isimlerle herhangi bir hizmet sözleşmesi imzalamaya yanaşmıyor. Ciner Grubu ile anlaşmak için kendi yayın grubundan ayrılan birçok gazetecinin de anlaşma yapılmaması yüzünden işsiz kaldığı biliniyor. Geçen yıl, Doğan Grubu’na ait Milliyet ve Radikal gazetelerinde, ‘ekonomik zarar’ sebebiyle işlerine son verilen 5 gazetecinin açtığı davanın sonucu, çalışanlar için yeni bir dönemin başlaması anlamına geliyor. Gazeteci çıkarmayı zorlaştıran bu karara göre Yargıtay, söz konusu gazeteleri değil, Doğan Grubu’nu muhatap aldı ve grubun zararın aksine büyük kâr elde ettiği kararına vardı. Bu doğrultuda, Doğan Grubu, gazetecileri 30 gün içinde işe geri almaya ya da tazminat ödemeye mahkûm edildi. Krize, personel çıkararak dur demek istenmesine karşı çıkan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, geçen günlerde yaptığı bir açıklamayla, gazeteleri sağduyuya davet etti. Açıklamada şöyle denildi: “Önceki yıllarda yaşanan ekonomik krizler sırasında medyada çalışmakta olan gazetecilerin işsiz kalanlar arasında en yüksek oranı oluşturması anılardan henüz silinmemiştir. Küresel ekonomik dalgalanma gerekçe gösterilerek benzer uygulamaların yeniden gündeme getirileceği endişesi yaygın bir biçimde medya dünyasında yaşanmaktadır.” Türk medyasında krizden çıkış yolu olarak belirlenen bir başka seçenek de gazete fiyatlarının artırılması. Dövizde yaşanan artış sebebiyle gazete kâğıdı pahalanırken; yeterince reklam alamayan gazeteler fiyatlarını artırma yoluna gidiyor. Nitekim ekim ayından bu yana bazı gazeteler fiyat artışına gitmeyi yeğledi. Bunlardan ilki, ortalama 190 bin tirajlı, Doğan Grubu’na ait Vatan gazetesiydi. Gazetenin fiyatı 35 kuruştan 40 Kuruş’a çekildi. Daha önce Doğan Grubu tarafından çıkarılan; ancak ani bir kararla kapatılan Gözcü gazetesinin devamı olan, fakat el değiştiren Sözcü ise 28 Ekim tarihinden itibaren 25 kuruş yerine 30 kuruşluk fiyatıyla okuyucu karşısına çıktı. 1 Kasım’da zamlanan Türkiye gazetesi ise fiyatı en fazla artan gazete oldu. Türkiye, o tarihten itibaren 40 kuruş yerine 50 kuruşa satılmaya başlandı. Türk medyasının en önemli gazeteleri arasında yer alan Sabah gazetesi ise 4 Kasım’dan itibaren 5 kuruş daha zamlanarak, 40 Yeni kuruşluk fiyatıyla sunuldu. 75 kuruşluk fiyatıyla Türkiye’deki en pahalı gazeteler arasında yer alan Cumhuriyet’te ise gazetenin hafta sonu fiyatına zam yapıldı. Cumhuriyet, 4 Kasım’dan itibaren, hafta sonları 1 TL’den satılıyor. Bu haftadan itibaren fiyatını 50 kuruşa çeken Zaman da bu kategoriye girdi. Ekonomideki daralmalardan, reklam harcamaları da birebir etkileniyor. İstatistik Kurumu ve Reklamcılar Derneği’nin verilerine göre, reklam pastası, işler yolundayken bile yeterli büyümeyi gösteremiyor. Hâliyle tüm dünyayı sarsan ekonomik krizde medyayı etkileyen faktörlerin başında reklam gelirlerinin azalması da geliyor. FATİH VURAL- AKSİYON
06 Ocak 2009 12:59
DİĞER HABERLER