Göç uzmanı Doç. Dr. Murat Erdoğan: AB, Türkiye'yi bariyer yapmak istiyor

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) müdürü ve göç uzmanı Doç. Dr. Murat Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB) göç sorununda Türkiye'yi bariyer olarak kullanmak istediğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'ye destek amacıyla verilen 3 milyar Euro'nun, Avrupa ülkelerinin yapacağı toplam harcamaların yanında bir hiç olduğunu kaydetti.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'nin (HÜGO) işbirliğiyle hazırlanan; Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların mevcut durumu, iş dünyasının beklentileri ve çözüm önerilerinin ortaya konduğu rapor, Divan Otel'de düzenlenen toplantıda açıklandı. Raporla ilgili açıklamalarda bulunan göç uzmanı Erdoğan, Avrupa'nın karşı karşıya bulunduğu göç sorununda daha az kişi alma derdine girdiğine dikkat çekti. Erdoğan, Türkiye'ye destek amacıyla verilen 3 milyar Euro'nun, Avrupa ülkelerinin yapacağı toplam harcamaların yanında bir hiç olduğunu kaydetti.

'TÜRKİYE GÜVENLİK SAĞLAYICI ÜLKE HALİNE DÖNÜŞECEK'

Sadece Almanya'nın 800 bin dolayında Suriyeli için 20 ile 30 milyar Euro'luk bir maliyeti göze aldığını dile getiren Erdoğan, böyle bir durumda Türkiye'ye verilecek 3 milyar Euro'nun pek fazla görülemeyeceğini dile getirdi. Türkiye'nin göç sorununda 'Güvenlik sağlayıcı ülke' haline dönüştürülmek istendiğine dikkat çeken Erdoğan, işin mali boyutunun gündeme geldiği bir sırada sorunun asıl endişe verice boyutu olan sosyal, siyasal ve güvenlik risklerinin getireceği diğer maliyetlerin ise göz ardı edildiğini vurguladı.

Erdoğan, "Tabii ki parasal destek önemli bir şey, ama bu para ilişkisi Türkiye'yi Avrupa Birliği (AB) ile çok farklı bir zemine doğru itecek gibi görünüyor. O zaman da Türkiye sadece Avrupa'nın güvenliği sağlayan, yakın ilişki içerisinde bulunan bir 'güvenlik sağlayıcı ülke' haline dönüşecek... Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkisinin hem Türkiye ekonomisi, hem de demokrasi, insan hakları ve Türkiye'nin sosyal yapısı bakımından son derece değerli olduğunu düşünüyorum. Bunun sadece güvenlik kaygılarına sıkıştırılmasının da büyük bir şansızlık olacağını düşünüyorum. Hatta soğuk savaş döneminde NATO ile olan işbirliğimiz, bizi demokrasiden nasıl uzaklaştırdıysa şimdiki ilişkinin de (göç endeskli işbirliği) demokrasimize zarar vereceğine dair endişelerim var." değerlendirmesinde bulundu.

'AVRUPA, İŞE, ÇIKARI AÇISINDAN BAKIYOR'

Suriyelilerin Türkiye'ye gelmesi sonrasında Türkiye'nin karşı karşıya olduğu krizin çok büyük olduğunu dile getiren Erdoğan, bu konuda hem mali ve hem de siyasi desteğe ihtiyaç duyulduğuna işaret etti. Erdoğan, Avrupa'nın bu meseleye kendi çıkarı doğrultusunda yaklaştığının altını çizdi.

'TÜRKİYE'NİN KENDİ POLİTİKASI OLMASI LAZIM'

Erdoğan, "Avrupa, oraya ne kadar az mülteci giderse o kadar mutlu olacaklar. Bunun Almanya'ya maliyeti 20-30 milyar Euro. Türkiye'ye 3 milyar gibi bir rakam verilmesi çok büyük bir şey değil. Ama Türkiye'nin bu işi bir para meselesi gibi görmemesi lazım. Çünkü bunun başka riskleri var: Sosyal, siyasi, ekonomik, güvenlik risklerini Almaya mı gelip kurtaracak? Dolayısıyla bu risk alanlarını dikkate alarak Türkiye'nin kendi politikasını üretmesi gerekiyor. Avrupalılarla daha kapsamlı çalışma yapması gerekiyor. Sadece para boyutu değil diğer boyutlarda da işbirliği yapmamız gerekiyor." diye konuştu.

Avrupa'nın göçmenler sorunu konusunda Türkiye'yi bir bariyer olarak kullanmak isteğinde olduğuna da dikkat çeken Erdoğan, "Avrupa'ya bırakırsanız, Avrupalılar tabii ki Türkiye'yi bir bariyer olarak kullanmak isteyecekler... Dolayısıyla Avrupa'nın daha gerçekçi bir politika ortaya koyması lazım. Sadece mali yük değil aynı zamanda insani yük paylaşımını da dikkate alması gerekiyor." dedi.

'HER ŞEYE RAĞMEN TÜRKİYE'DEN AB'YE GÖÇ OLACAK'

Avrupa'nın topraklarına geçecek mültecileri tamamen Türkiye hapsetme düşüncesinin de pek tutarlı olmadığını dile getiren Erdoğan "Eninde sonunda Avrupa'ya kaçışlar olacak. Bunu engellemeleri mümkün değil. İnsanlar ölümü göze alıp geliyorlar. Dolayısıyla kaçışlar devam edecek. Ama 'ne kadar az insan gelir iyi olur derdindeler'. Dolayısıyla bu konuda Türkiye'nin bu konudaki desteği çok kritik bir destek." ifadelerini kullandı.

'SON YILLARIN EN BÜYÜK İNSANİ KRİZİ'

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu ise Suriyeli sığınmacılar sorunun Birleşmiş Milletler tarafından da kabul edilen son yılların en büyük insani krizi olduğunu dile getirdi. Eyüboğlu, resmi verilere göre Türkiye'de bulunan 2 milyon 200 bin dolayında Suriyeliden 1 milyon 200 bininin çocuk ve geçlerden oluştuğu, 0-4 yaş arası bulunan 150 bin çocuğun ise Türkiye'de doğduğunu vurguladı.

Eyüpoğlu, Türkiye'deki Suriyelilerin yüzde 88'inin kamplar dışında olduğunu ve bu durumda olanların çok daha zor şarlar içerisinde yaşadığını kaydetti.

'RAPORDAN DETAYLAR'

Suriyelilerin iş gücü piyasası üzerinde de önemli bir etki oluşturduğunu söyleyen Eyüboğlu, düşük ücret karşılığında kayıt dışı istihdam şeklinde görülen bu sorunun 'çocuk işçi' sorununun ortaya çıkardığını aktardı.

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü. Doç. Dr. Murat Erdoğan ve Dr. Can Ünver ile birlikte 10 kişilik ekiple yapılan 'Türk İş Dünyasının Türkiye'deki Suriyeliler Konusundaki Görüş, Beklenti ve Önerileri' araştırma 18 ayrı ilde 134 ayrı görüşme şeklinde hazırlandı.

Raporda; Suriye'deki çatışmalardan şimdiye kadar 250 bin insanın öldüğü 1 milyon kişinin yaralandığı, 5 milyon insanın ülkeyi terk ettiği ve 7 milyon kişinin de yer değiştirdiği ifade edildi. Raporda göç sorunun iyi yönetilmediğine dikkat çekilerek Suriyeliler ile ilgili 'Açık kapı bırakma', 'Geri göndermeme' ve 'Geçici koruma' gibi seçenekler olduğu da vurgulandı.

Bu arada raporda, Türkiye'deki Suriyelilerin 'mülteci' veya 'sığınmacı' olarak kabul edilmeyip 'Geçici koruma altındaki kişiler' olarak kabul edildiği dile getirildi. Türkiye'deki tahmini Suriyelilerin sayısı 2 milyon 500 bin kabul edilirken bunun 1 milyon 100 binle Lübnan'daki Suriyeliler takip ediyor. Avrupa'ya şimdilik gidebilen Suriyeli sığınmacıların sayısı ise 700 bin dolayında olduğu belirtiliyor.

Raporda paylaşılan diğer rakamlar ise şöyle: Türkiye'de 10 ilde 5 kampta 270 bin dolayında Suriyeli barınıyor. 1 milyon 921 bin dolayında kişi ise kamp dışında bulunuyor. Resmi olmayan rakamlara göre ise kamp dışındakilerin sayısı 2 milyon 250 bin dolayında seyrediyor. Suriyelilerin ağırlıkta olduğu iler arasında, İstanbul, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep, Adana, Kilis, Mersin, Mardin ve İzmir bulunuyor. Okul çağında olanların sayısı 600 bin dolayında. Türkiye'de çalışan 400 bin Suriyeli arasında resmi olanların sayısı 7 bin.

Suriyelilere yönelik 'Kısmi vatandaşlık', 'Aşamalı vatandaşlık' ve 'Hak edene vatandaşlık' gibi vatandaşlık verme kriterleri bulunuyor.

Ayrıca raporda, Türkiye'deki cezaevinde bulunan yabancıların yüzde 40'ının Suriyeli olduğu ve bu gidişle yakında Suriyeliler için yeni cezaevlerinin inşasının gündeme gelebileceği dile getirildi.

CİHAN
07 Aralık 2015 13:44
DİĞER HABERLER