Goebbels'i kim?

Erdoğan'ın krizden çıkmak için daha büyük bir krize, bu büyük krizin halk tarafından benimsenmesi için de daha büyük yalanlara ihtiyacı var. Saray ciddi hazırlık içinde… Peki bu senaryoda Erdoğan'ın Goebbels'i kim?
Ankara kulislerinde garip garip şeyler dolanıyor. Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle rotayı yeniden NATO, AB paktına çeviren AKP Lideri Erdoğan bunu yaparken de Rusya’yı ürkütmek istemiyor. Zira Erdoğan biliyor ki Rusya ekseninden hızlı dönüş Moskova’nın tepkisini çekmek anlamına gelir. Bu tavır ise Türkiye’ye özellikle Suriye’de zor durumda bırakabilir. Türkiye, her ne kadar Suriye’nin kuzey bölgesinde önemli bir alanda söz sahibi olsa da bunda Rusya’nın örtülü desteğinin önemi çok. Suriye hava sahasının kontrol eden Rusya’nın izin vermesi halinde Türk uçakları ancak Suriye’nin kuzeyinde operasyon yapabiliyor. Rusya, Türkiye’nin kendisine yönelik olası hamlelerin önünü hep Suriye denklemini devreye sokarak önledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de bilinen bilinmeyen kayıplarını bu şekilde okumak mümkün. 

Tüm bu gerçeğe karşın ortada duran derin gerçek Türkiye’de ekonomik krizin her geçen gün artarak sürmesi. Mayıs 2023 seçimleri ile hem Cumhurbaşkanlığı hem de TBMM seçimlerini kazanan Cumhur İttifakı seçmenleri her şeyi halledeceklerine öyle inanmışlardı ki şimdi yaşanan ve artık kendilerini de etkilemeye başlayan derin ekonomik krize ilişkin tam anlamıyla çaresiz durumdalar. Çaresizlikleri iktidarın ekonomik krizin varlığını kabul etmesi ve Erdoğan’ın bile pahalılıktan bahseder olması… Erdoğan, bakanlar, AKP milletvekilleri ve bürokratları ekonomik kriz yok diyemiyor. Diyebildikleri tek şey “Düzeltirse yine AKP düzeltir” mantığı. Sanki AKP, 2002’den bu yana iktidarda değilmiş gibi, sanki bütün bu ekonomik sarsıntının nedeni AKP değilmiş gibi davranıyor AKP Lideri Erdoğan. Ve bunu öyle bir ustalıkla sunuyor ki sanki yıllardır iktidarın başı değil. Tayyip Erdoğan’ın Macaristan dönüşü uçakta gazetecilere söylediği şu söze bakar mısınız : “Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil.”  Bak sen şu konuşana demezler mi adama! Memurlara zam yapılırken emeklilere ancak yüzde 25’e reva gören kim acaba? Madagaskar Cumhurbaşkanı mı? Bu nasıl pişkinliktir, bu nasıl kendinden geçmektir anlaşılır değil. Erdoğan’a kim veya kimler bu aklı veriyor, yoksa her şey Erdoğan’ın mı aklına geliyor? Demem o ki Erdoğan’ın Goebbels'i kim?

“Goebbels”i kim? 
Goebbels’in kim olduğunu sanıyorum bilmeyeniniz yoktur. Binlerce insanın katili, soykırımın mimarı, dünyayı kana bulayan cani, Alman diktatör Adolf Hitler’in sağ kolu, propaganda bakanı, yakın dostu… En önemlisi Hitler’i “Halkın Führer’i haline getiren adam! Dünya tarihinde kara propagandayı en iyi şekilde kullanan, yürüttüğü kara propaganda ile kitleleri bu kadar uzun süre peşinden sürükleyen adam. Alman halkına istediği her şeye inandırabilen yalan ustası Goebbels’in Türk versiyonu kim? İletişim Başkanı Fahrettin Altun mu, yeni MİT Başkanı İbrahim Kalın mı? Yoksa Dışişleri Bakanı olmasına rağmen Erdoğan’ın bir dönem “sır küpüm” olarak tanımladığı eski MİT Başkanı Hakan Fidan mı? 

İki gündür “Goebbels: Büyük Yalanlar” kitabını okuyorum. Kitaba ilişkin bir yorum Goebbels’in nasıl da usta bir yalancı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor: “Goebbels, çeşitli propagandalarla asıl düşünceleri ustalıkla kamufle edebilme kabiliyetini kullanarak, bütün insanları uyutma yani “Büyük Yalanı” bütün dünyaya mükemmel bir şekilde tanıtmıştır. “Büyük Yalan” teorisinin en önemli basamağı olan, “kandırma ve uyutma” yöntemini büyük bir ustalıkla gerçekleştirmiştir. Özellikle büyük sermaye desteği ile basın yayın kuruşlarını eline geçirmek, stratejik ve etkili propaganda yöntemlerini kullanarak halkı etkisi altına almaya çalışmıştır. Goebbels'in teorileri içerisinde, ilk önce mevcut yürürlükte olan kanunları değiştirerek, kendi isteği doğrultuda geleceği garanti altına alacak kanun ve yasaları çıkartıp, bunları uygulamaya koymak için ise önüne çıkabilecek engelleri ortadan kaldıracak güç olarak gördüğü, polis sayısını ve yetkilerini artırıp, istihbarat teşkilatını güçlendirerek, korku imparatorluğu kurmak için fişleme ve takip etme yöntemleriyle halk sindirilmeye çalışmıştır. Böylece önüne çıkabilecek engelleri kaldırıp, yazılı, görsel basın ve yayın kurumlarını tek tek ele geçirmek ve denetimlerini kendi bünyelerine almak suretiyle, olabilecek bütün eleştiriler bertaraf edilmekte, gündem sürekli çeşitli taktik oyunlarıyla değiştirilip halkın beyni yıkanarak, bu sayede asıl gerçekler baskı ve korkudan gün yüzüne çıkamamıştır. Hitler, halka anlatılmaya çalışıldığında ise yiğit, yürekli, halktan biri olup Alman halkı için ve ülke toprakları için canını vermeye hazır, kendisi için hiçbir şey istemeyen bir profil çizilerek, bu profil halka empoze edilerek, halkın sonuna kadar ona destek verilmesine çalışılmıştır.”

Aslında yazıyı yazmaya başladığımda Ankara kulislerinde dolaşan iddiaları yazacaktım. Neler mi onlar? Erdoğan’ın ekonominin düzelmemesi ve maaşları ödemeyecek duruma gelmesi halinde B Planı hazırlığı içinde olduğu… Krizi krizle aşmak için yeni planlar yapıldığı… Olası bir terörle mücadele dönemine geçiş yapılacağı veya bir savaş senaryosunun yazıldığı hem de ciddi ciddi konuşuluyor. Tüm bunlar olur mu olmaz mı bilmiyorum ama şundan eminim ki Erdoğan, ekonomik krizin artık tahammül boyutlarına geldiğini anladığı anda krizi krizle aşma senaryosunu uygulamaya koyması içten bile değil. Yakın tarih bunun örnekleri ile dolu.  AKP Lideri Erdoğan’ın B planını içeren kriz senaryosu tutar mı bilemiyorum, ama halkın bu senaryoyu kabullenmesi için Türk Goebbels’in şimdiden strateji geliştirdiğine şüphem yok. Erdoğan için krizden çıkmak için daha büyük bir kriz, bu büyük krizin halk tarafından benimsenmesi için de daha büyük yalanlara ihtiyacı var. Saray ciddi hazırlık içinde… Demedi demeyin!

24 Ağustos 2023 16:53
DİĞER HABERLER