Açık biçimde Türk siyasetinin üstünde bir “Abdullah Gül gölgesi” dolaşıyor. Bu gölge hem AKP üzerinde hem toplumun geniş kısmı üzerinde değişik biçimlerde bir dalga da üretiyor.
Birinci soru açıktır: Abdullah Gül siyasete geri dönecek mi?İkinci soru da açıktır: Evet ise bu nasıl olacak? Yani AKP içinde mi geri dönecek yoksa ayrı bir siyasi oluşum mu planlamaktadır?
Sayın Gül bugün Türk siyasetinde son derece önemli ve stratejik bir gücü tekelinde tutmaktadır: “Kısa vadede Sayın Gül kadar kimse Türk siyasetinde değişiklik yapacak krediye ve imkâna sahip görünmüyor.”
Başka bir ifade ile Gül “siyasete varım” derse dengeleri değiştirebilecek bir gücü meydana getirebilir. Başka hiçbir isim aynı biçimde bir kapasiteyi toplayabilecek görünmüyor.
Gül zamanlama hatası yaptı mı?
Eminim ki Sayın Gül’ü son iki yılda her ziyaret eden “Ülke sizi bekliyor hemen siyasete dönün” demiştir. Hatta pek çok kişi “Neden bu kadar bekliyor” diye kendisini sorgulamaktadır.
Önce şunu yazmak gerekiyor: Gül’ün Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemin sonunda imzaladığı bazı antidemokratik kanunlar ve takındığı “sessiz” tutum kendisine şüphesiz puan kaybettirmiştir. Dahası, Sayın Gül’ün beklenilenin aksine siyasete geri hemen dönmemesi de bazı kesimlerde tepki ve bıkkınlık üretmiştir.
Ancak bütün bu maliyetlere rağmen Sayın Gül, siyasete hızla dönmeyerek bence akıllı bir karar vermiştir. Siyasette her kararın bazı maliyetleri vardır. Ancak Gül’ün siyasete hızlı girmemiş olması bir kâr-zarar denklemine dökülürse kendisine zarardan çok fayda sağlayacaktır.
O nedenle Gül’ü “hızlı davranmamakla” eleştirmek yerindedir ancak uzun vadeli siyasi gerçeklere bakarsak Sayın Gül eğer siyasete dönecekse bunu bugüne kadar geciktirerek doğru bir strateji izlemiştir.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ