Türkiye'de çay krizi kapıda mı?

Türkiye'nin adeta milli içeceği olan ve ülke genelinde sevilerek bolca tüketilen çay üretiminin yanlış yöntemler nedeniyle tehlikede olduğu iddia edildi.

Sayıştay, “çaylıkların yenilenmesinin düşünce olmaktan ileriye gidemediği” için 15 - 20 yıl gibi yakın bir gelecekte sağlıklı çay bulmakta zorlanılacağı ve üretim kapasitesinin düşeceği saptamasını yaparak Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nü (ÇAYKUR) uyardı.
 
Sayıştay Başkanlığı, 2017’de Türkiye Varlık Fonu’na devredilen ÇAYKUR’a ilişkin 2018 yılı denetimini tamamladı. Çayın, 2 milyar dolar ticaret hacmi ile Doğu Karadeniz’in en önemli ekonomik ürünü olduğuna dikkat çekilen raporda, çay üretiminde görülen sorunlar sıralandı. En önemli sorunun çay bahçelerinin tamamının tohumla oluşturulması ve bu bahçelerin ekonomik ömrünü doldurması. 

ÜRETİM DÜŞECEK

15 - 20 yıl gibi yakın bir gelecekte ise “sağlıklı ürün bulmakta zorlanılacağı ve buna bağlı olarak üretim kapasitesinin düşeceği” vurgulanan raporda, verim gücünü kaybetmiş bitkiden istenilen düzeyde ürün ve kalite alınamadığından işçilik ve diğer üretim girdilerinin maliyetinin yükseleceği belirtildi. 

Çay üreten diğer ülkelerde tohumdan üretilen çay bahçelerinin “klon çay fidanları” ile yenilenmesi veya dönüştürülmesinde önemli aşamalar kat edildiği belirtilen raporda, “Türkiye’de çaylıkların yenilenmesi konusunun bir düşünce olmaktan ileriye gidemediği” tespiti yapıldı.

ALINAN KREDİ ARTTIKÇA ARTTI

“ÇAYKUR’un darboğazda olduğu” kaydedilen raporda, 2016’da 4.59 milyar TL kredi alındığı, 4.42 milyar TL ödendiği; 2017’de 5.85 milyar TL kredi alındığı, 5.61 milyar TL ödendiği belirtildi. 

Ancak, 2018’de kredi kullanımının büyük ölçüde arttığı tespit edilen raporda, 2018’de 7.59 milyar TL kredi alındığı, 7.07 milyar TL ödendiği ve ödenemediğinden sonraki yıla devreden kredi bakiyesinin de 2016’da 1.29 milyar TL’den 2017’de 1.53 milyar TL’ye ve 2018’de de 2.06 milyar TL’ye yükseldiği belirtildi. 

Bu durumun gelir tablosuna 349.6 milyon TL finansman gideri olarak yansıdığı ve bu tutarın dönem zararının yaklaşık yüzde 53’üne tekabül ettiği tespit edildi. 2014, 2015 ve 2016’da kâr açıklayan ancak Varlık Fonu’na devredildiği yıl olan 2017’de 267 milyon lira zarar eden ÇAYKUR, 2018’de 42.3 milyon TL kâr öngörmüş olmasına karşın bir önceki yılın zararını üçe katlayarak 657 milyon 86 bin TL zarar açıkladı. 

ZARARLILARA YÖNELİK ÇALIŞMA YOK

Raporda, çaylıkların yenilenmesine ilişkin çalışma olmadığının belirtilmesinin yanı sıra, varolan bahçelerdeki çay yapraklarını ara konukçu olarak kullanan ve çay bölgesinde zarara yol açan Japon kelebeğine yönelik de “herhangi bir çalışma yapılmadığı” belirtildi. Kimyasal mücadelenin biyolojik dengeyi etkileyeceği, bu nedenle biyolojik mücadele verilmesi gerektiği saptanan raporda, bu mücadelenin tek başına ÇAYKUR tarafından verilemeyeceği, ilgili tüm kurumların katılımı ile bölgesel mücadele yürütülmesi gerektiği kaydedildi. Öte yandan, bir sarmaşık türü olan, toprağı fakirleştiren ve çayın kalitesini etkileyen telgrafçiçeğinin yok edilmesi için de çalışma yapılması ve üreticinin bilgilendirilmesi gerektiği belirtildi.

16 Şubat 2020 13:16
DİĞER HABERLER