Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle yaralanan Aydın Aydoğan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında 2013’te suç duyurusunda bulunduktan sonra polisler tarafından evinin yakınlarında gözaltına alındığını, gözaltında kötü muameleye maruz kaldığını savundu. Anayasa Mahkemesi (AYM) takipsizlik kararı verilerek kapatılan dosyada polislerin ‘kötü muamele yasağını’ ihlal ettiğine hükmetti.
Diken.com.tr'den Canan Coşkun'un haberine göre, Yüksek mahkeme, polisler hakkındaki kapatılan dosyanın yeniden açılmasını ve ihlal nedenlerini ortadan kaldıran bir karar verilmesi gerektiğini belirtti. Aydoğan’a ayrıca 45 bin TL manevi tazminat ödenecek.
Ters kelepçeyle gözaltına alındı
Aydın Aydoğan’ın anlatımına göre, Aralık 2013’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra öğlen vakitlerinde evinin yakınlarında sivil polis aracı tarafından durduruldu.
Polisler ona ismiyle hitap ederek hakkında şikayet olduğunu söyledi ve kendilerini takip etmesini söyledi. 150 metre gittikten sonra, bir kalabalığın bulunduğu alana gittiler. Polisler biraz ileride durdu. Aydoğan, güvenlik şeridi çekili alanda bomba ihbarı yapılmış bir araç olduğunu o anda farketti.
Kendisini oraya götüren polislerin fotoğrafını çekmek isterken bir polis, telsiziyle başına vurdu ve Aydoğan’ın yere düşürdü. Dövülerek ters kelepçeyle gözaltına alınan Aydoğan, olay yerinde bir araca bindirilip önce Yenibosna’daki karakola oradan da Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Polisler, gözaltında şikayetinden vazgeçmesini ve kendilerinin hazırladığı ifadeyi imzalamasını istedi. Bomba ihbar edilen aracı oraya kendisinin getirdiğini kabul etmesi için zorladılar. Aydoğan, sağlık problemleri olduğunu belirtmesine rağmen iki gün boyunca dövüldü ve tehdit edildi. Telefonuna el konuldu ve yedi ay boyunca geri verilmedi.
Takipsizlik kararı verildi
Maruz kaldığı kötü muameleyi Adli Tıp Kurumu raporuyla kayıt altına alan Aydoğan, sorumlu polislerle ilgili suç duyurusunda bulundu ama dosya takipsizlik kararıyla kapatıldı. Aydoğan, bunun üzerine uğradığı hak kaybı nedeniyle AYM’ye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren AYM, özetle şunları tespit etti.
- Başvurucu, gözaltında darbedildiğini iddia etmiş, darbeden kişi veya kişilerin kimliklerini belirlemeye yardımcı fiziksel özelliklerini somut olarak açıklamıştır. Başvurucu gözaltından çıkarıldıktan sonra hakkında sağlık raporu düzenlenmişse de başvurucuda gözaltına girişte belirlenen yaralanmalardan farklı bir bulgu tespit edilip edilmediği veya başvurucunun sağlık durumunun o aşamada ne durumda olduğu kayıt altına alınmamıştır.
- Başvurucunun gözaltından çıkarıldıktan sonra özel bir hastaneden aldığı ve Adli Tıp Kurumu raporuna da yansıyan sağlık raporu iddiaların araştırmaya değer olduğunu ortaya koymuştur.
- Başvurucunun kendisini hem olay yerinde hem gözaltındayken darbettiğini ileri sürdüğü ve fiziksel özelliklerini belirttiği kolluk amirinin kimliğinin ve beyanının alınması yönünde girişimde bulunulmamıştır. Fotoğraftaki emniyet müdürünün kimliği ve olay yerinde görevli olduğu belirlenmesine rağmen başvurucunun iddialarına konu emniyet müdürüyle aynı şahıs olup olmadığı tespit edilmemiştir. Başvurucuya teşhis işlemi yaptırılmamış, gözaltında bulunduğu kolluk biriminin kamera görüntüleri araştırılmamış veya bu görüntülerin muhafaza edilmesi için tedbir alınmamıştır.
- Soruşturma makamları tarafından maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla gerekli özen gösterilmemiştir.
İhlalin kaynağı başsavcılık
AYM, dövülme iddiasıyla ilgili etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle kötü muamele yasağı ihlalinin Bakırköy başsavcılığının işlemlerinden kaynaklandığını belirtti.
Hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturulmasında hukuki yarar bulunduğuna dikkat çeken AYM, Bakırköy başsavcılığı tarafından yeniden soruşturma başlatılması ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıran bir karar verilmesi gerektiğini ifade etti.
Dosya yeniden soruşturulmak üzere Bakırköy başsavcılığına gönderildi.