Gözle görülemeyen bir virüs neleri değiştirdi?

1 Aralık 2019'da Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkan yeni tip Koronavirüs'ün (Covid-19) dünyayı bu kadar kısa sürede böylesine değiştireceğini kimse tahmin edemedi. Gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüsün çalışma hayatı, seyahatler ve daha fazlası üzerinde yıllar boyu sürecek etkileri olacak.

Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını ile boğuşan dünyada ekonomi bir insanın hayatı boyunca gördüğü en sert çöküşün akabinde toparlanma yolunda. 

Aşılama çalışmaları 2021’de toparlanmayı hızlandırabilir. Ancak şu muhakkak ki Covid-19 gelecek yıllar boyunca küresel büyümeyi şekillendirecek.

Salgının ekonomi üzerindeki kalıcı etkileri daha şimdiden fark ediliyor. Beyaz yakalı çalışanlar evde daha fazla zaman geçirirken, imalat ve hizmet işlerinin robotlar tarafından ele geçirilmesi hızlanacak. 

Hem ülkeler arasında hem de ülkelerin kendi içindeki eşitsizlikler artacak. Bloomberg'in haberine göre Hükûmetler daha fazla para harcayarak ve borçlanarak vatandaşlarının yaşamlarında daha büyük bir rol oynayacak.

1) OTORİTERLİK ARTIYOR, ÖZGÜRLÜK ALANI DARALIYOR 

Toplum ile devlet arasındaki sözleşmenin acele bir şekilde yeniden yazılmasının ardından hükûmetler sahneye geri döndü. Tüm dünyada otoritelerin vatandaşlarının hareketlerini takip etmeleri normalleşti.

Ayrıca serbest piyasa fikrinin yerleştiği ülkelerde bile işverenlerin çalışan ücretlerini ödeyememesi durumunda hükümetin devreye girmesi, devletin artan rolüyle birlikte normalleşen diğer bir konu oldu.

Kamu bütçeleri genişletilmesiyle uzun vadede en azından gelişmiş ülkelerde kamu borcuna bakış değişti. 

Düşük enflasyon ortamında hükûmetlerin harcama yapması için daha fazla alanı olduğu ve mali politikayı daha proaktif bir şekilde kullanması gerektiğini savunan görüş kuvvetlendi.

2) DAHA FAZLA KARŞILIKSIZ PARA DAHA FAZLA SPEKÜLATİF YATIRIM

Merkez bankaları genişlemesiyle faizler rekor düşük seviyelere indi. Varlık alımları şirket tahvillerine kadar genişletildi.

Tüm bu parasal müdahale tarihin en geniş finansal şartlardan birinin oluşmasını sağladı. Böylece analistlerin endişe ettiği üzere spekülatif yatırımlar coştu.

Bu yıl yayınlanan bir çalışmaya göre tarihi veriler salgınların faizleri uzun bir dönem boyunca baskıladığını gösteriyor. Hatta çalışmanın bulgularına göre genellikle salgından 25 yıl sonra bile faizler olması gereken yerden yaklaşık 150 baz puan aşağıda kalıyor.

3) BORÇLAR KATLANDI, ZOMBİ ŞİRKETLER ENDİŞE KAYNAĞI

Hükûmetler salgın esnasında kredi imkânları sağladı ve şirketler de aldı. Bunun bir sonucu olarak gelişmiş ülkelerde şirketlerin borç seviyeleri yükseldi.

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) finans dışı şirketlerin 2020’nin ilk yarısında net 3,36 trilyon dolar borçlandığını hesaplıyor. Buna mukabil çoğu sektörde gelirlerin düşmesiyle birlikte şartlar, yeni bir rapora göre şirketlerin büyük bir ödeme güçlüğü krizine girebileceği bir ortam hazırlıyor.

Bazılarına göre ise şirket ayırt etmeden çok fazla borç verilmesi serbest piyasa şartlarında hayatta kalamayacak ve sadece kamu desteğine bağlı zombi şirketlerin oluşmasına zemin hazırladı.

4) ZENGİN ÜLKELER TEŞVİKLERDE RAHAT

Teşvik tartışmaları gelişmiş ülkelere has bir lüks gibi görünüyor. Öyle ki yoksul ülkeler işletmeleri ve çalışanları korumak için gerekli kaynaklardan yoksun. 

Daha da kötüsü zengin ülkelerin aksine aşı için ayıracak kaynakları da bulunmuyor ve kur krizleri ve sermaye kaçışları yaşanmaması için yakın zamanda kemer sıkmak durumunda kalacak.

Dünya Bankası salgının yeni nesil bir yoksulluk ve borç çalkantısına sebep olacağı uyarısında bulundu. Uluslararası Para Fonu da (IMF) gelişen ülkelerin on yıl gerileme riskiyle karşı karşıya olduklarını söylüyor.

5) "K" ŞEKLİNDE BİR TOPARLANMA

Hizmetler sektöründe müşteriler ile yüz yüze temasın olduğu düşük ücretli işler ekonomilerin kapanmasıyla birlikte hızlı bir şekilde kayboldu. Ancak varlıkların büyük ölçüde varlıklı kesimin sahibi olduğu finansal piyasalar iş gücü piyasasından çok daha hızlı toparlandı.

Bu uyumsuz durum K şeklinde toparlanma olarak isimlendiriliyor. Sonuç olarak Koronavirüs toplumsal kesimler arasındaki gelir ve servet farkını artırdı.

6) ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ

Covid-19 ile birlikte konaklama ve seyahat gibi sosyal mesafenin korunmasının zor olduğu sektörlerde yeni endişeler oluştu. Düşünülen bir çözüm insanların robotlar ile değiştirilmesi.

Araştırmalar otomasyonun genellikle resesyon döneminde zemin bulduğunu gösteriyor. Salgında şirketler otellerde misafirlerin giriş ve çıkışlarını yapabilecek, restoranlarda salata hazırlayabilecek veya karayolu gişelerinde ücret toplayabilecek robotlar üzerinde çalışmayı hızlandırdı. 

Alışverişlerin odağı ise internete kaydı.

Bu gelişmeler ekonomileri daha üretken yapacağı doğru. Ancak aynı zamanda şu anlama da geliyor: İşe geri dönmek güvenli olduğu zaman geri dönülecek bir iş kalmayabilir.

7) EVDEN ÇALIŞMA YAYGINLAŞTI

Gelir düzeyi yükseldikçe uzaktan çalışma normalleşiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan bir çalışma mayıs ayında ABD milli gelirinin üçte ikisinin evden çalışan insanlar tarafından sağlandığını gösteriyor. 

Birçok şirket 2021’e girerken çalışanlarına ofise gelmemelerini söylüyor. Bazıları da çalışmayı kalıcı olarak daha esnek yapacaklarını belirtiyor.

Evden çalışma büyük ölçüde teknoloji testini geçti. Çalışanlar ve personel için yeni seçenekler ortaya çıktı. Bu ticari gayrimenkul veya gıda ve ulaşım gibi ofis hayatının eski altyapısına bağlı işler için bir endişe kaynağı. 

Video konferans platformu Zoom gibi yeniler için ise büyük bir fırsat anlamına geliyor.

8) SİZ TATİLE GİTMİYOR MUSUNUZ?

Bazı seyahatler ani bir şekilde durma noktasına geldi. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre küresel turizm ekimde yıllık yüzde 72 düştü. McKinsey toplantıların internete taşınmasıyla birlikte iş seyahatlerinin dörtte birinin ilelebet kaybolabileceğini tahmin ediyor.

Tatillerin askıya alınması, festival ve konser gibi büyük organizasyonların iptal edilmesiyle birlikte tüketicilerin “ürün yerine tecrübe tercihi” eğiliminde aksamalar ortaya çıktı. Faaliyetler devam ettiğinde eskisi gibi olmayabilir. 

Zira insanlar kişisel alanları konusunda daha dikkatli davranıp aşırı kalabalık yerlerden kaçınabilir. Ayrıca seyahat edenler kalıcı olarak mecburi sağlık belgeleri taşımak durumunda kalabilir.

9) KÜRESELLEŞME GERİLEMEDEN UYUM SAĞLAYABİLİR

Çin’deki fabrikalar pandeminin başında kapandığı dönemde şok dalgaları tedarik zincirleri boyunca her yere yayıldı. Tüm dünyada işletmeler ve hükümetler dünyanın fabrikası Çin’e bağımlılığını gözden geçirdi.

Örneğin İsveç’ten NA-KD.com geleneksel sezonlar yerine sosyal medya trendleriyle hareket eden “hızlı moda” perakendeciliğinin bir parçası. 

Teslimatın kilitlenmesinin akabinde şirket üretiminin bir kısmını Çin’den Türkiye’ye kaydırdı. Bu, küreselleşmenin gerilemeden uyum sağladığının sadece bir örneği.

10) İKLİM KRİZİ KALICI OLARAK ÖNE ÇIKTI

Pandemiden önce petrolde zirve teorileriyle ilgilenenler esas itibarıyla çevreciler idi.

Ancak 2020’de uçaklar hangarlara çekilip insanlar evde kaldıkça, petrol sektörünün dev isimleri bile dünyanın iklim konusunda duyduğu endişeyi ciddiye almaya başladı.

California’dan İngiltere’ye kadar birçok hükûmet benzin ve motorin ile çalışan yeni otomobillerin satışını 2035’e kadar yasaklama kararları açıkladı.

Ayrıca ABD’nin seçilmiş Başkanı Joe Biden’ın seçim vaatlerinden biri Paris İklim Anlaşması’na yeniden taraf olmasıydı.

31 Aralık 2020 12:08
DİĞER HABERLER