Avrupa'da aşırı sağın yükseldiği bir dönemde Avusturya da Pazar günü seçime gidiyor. Aşırı sağcı FPÖ'nün sandıktan birinci çıkacağı tahmin ediliyor.
Dünya nüfusunun yaklaşık yarısının sandık başına gideceği 2024'ün en önemli seçimlerinden biri de 29 Eylül Pazar günü Avusturya'da yapılacak. Seçimlerde, Avusturya parlamentosunun alt kamarası olan Ulusal Konsey'in üyeleri belirlenecek.
Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), aylardır tüm anketlerde lider konumunda olmayı sürdürüyor.
Son yapılan bir ankete göre, FPÖ yüzde 27,2 oy oranı ile birinci, merkez sağı temsil eden Avusturya Halk Partisi (ÖVP) yüzde 24,6 oy oranı ile ikinci ve merkez sol eğilimli Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) yüzde 20,6 ile üçüncü sırada. Liberal Neos partisinin oyların yüzde 9,8'sini ve Yeşillerinse yüzde 8,4'ünü alması bekleniyor.
DW Türkçe'nin haberine göre aşırı sağcı FPÖ'nün anketlerde birinci sırada olması, Avusturya içi ve dışında endişe yaratıyor. Siyasi gözlemciler, bundan 5 ila 10 yıl öncesine kadar siyasette merkezi rol oynaması tahmin edilemeyen FPÖ'nün artık bir tabu olmadığını düşünüyor. FPÖ'nün Pazar günkü seçimlerin ardından başbakanı çıkarma olasılığı da oldukça yüksek.
Seçim kampanyası mülteci karşıtlığı üzerine kurulu
Seçim kampanyasını mülteci karşıtı söylemlerle yürüten FPÖ'nün mevcut lideri ve başbakan adayı 55 yaşındaki Herbert Kickl, mülteci krizinin yaşandığı 2015 yılında kalifiye iş gücünün değil "bıçak uzmanlarının" Avusturya'ya geldiğini söylüyor. Kickl ayrıca Avusturyalıların bugün kendi ülkelerinde "azınlık hâline gelme tehlikesiyle" karşı karşıya olduğu görüşünde.
Sık sık nasyonal sosyalist terimler kullanmakla suçlanan Kickl, Avusturya'ya gelen sığınmacıların Nazilerin toplama kamplarını anımsatan bir biçimde "tek bir yerde toplanması" gerektiğini söyleyerek de eleştiri oklarını üzerine çekmişti.
Sebastian Kurz'un başbakanlığı döneminde 2017 -2019 yılları arasında İçişleri Bakanı olan Kickl, 2019 yılından beri ise partisinin liderliğini yapıyor.
Avusturyalılar için de başlıca konu göç
Diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, Avusturya'da da halkın temel konularından biri göç. Avusturya kamu yayın kuruluşu ORF tarafından Haziran ayında yaptırılan bir ankete göre, Avusturyalılar için de en önemli konuların başında göç, savaş, çevre ve ekonomi geliyor. Ankete katılanların yüzde 44'ü göç, yüzde 43'ü güvenlik ve savaş, yüzde 33'ü çevre ve iklim koruma ve yüzde 32'si ise ekonomi konularının ülke için önemli olduğunu beyan etti.
FPÖ seçmenleri arasında ise göçün önemli bir konu olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 71 oldu. FPÖ, seçim kampanyasında Alman siyasetinin içinde bulunduğu krizi de araçsallaştırıyor. Çarşamba günü partinin X kanalı üzerinden yapılan bir paylaşımda, "Almanya'daki hükümet gibi bir kaos mu istiyorsunuz?" ifadesi kullanıldı.
AP seçimlerinde de FPÖ kazanmıştı
FPÖ, 9 Haziran 2024'te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ilk kez Avusturyalıların en çok oy verdiği parti olmuştu. Avusturya'da oyların yüzde 25,36'sını alan FPÖ, oyların yüzde 24,52'sini alan ÖVP ve yüzde 23,22'sini alan SPÖ'yü geride bırakmıştı. Bu seçim sonucuna göre, FPÖ oylarını bir önceki seçimin yapıldığı 2019'a göre yüzde 8,16 artırırken ÖVP ise yüzde 10,03'lük bir güç kaybına uğramıştı.
FPÖ, uluslararası düzeyde de ideolojik olarak kendisine yakın olan aktörlerle işbirliği içerisinde. Haziran ayında FPÖ, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın partisi Fidesz ve Çekya'nın aşırı sağcı partisi ANO bir araya gelerek Avrupa Parlamentosu'nda "Avrupa için Vatanseverler" adında yeni bir meclis grubu kuracaklarını duyurmuştu.
Bira Partisi'nin şansı var mı?
Öte yandan Avusturya'da seçimlere giren en ilginç partilerden birisi Bira Partisi. "Marco Pogo" olarak da tanınan punk rockçı Dominik Wlazny tarafından kurulan sol-liberal eğilimdeki parti, anketlere göre yüzde 3,8 oy oranına sahip. Avusturya seçimlerinde yüzde 4'lük seçim barajı bulunduğu için partinin meclise girmesi ihtimal dahilinde.
Ayrıca Avusturya siyasetinin kaderi Bira Partisi'nin başarısından geçebilir. Hükümeti kurmak için kaç partinin gerekeceği, küçük partilerin başarısına bağlı. Hesaplamalara göre, örneğin Bira Partisi meclise girmeyi başardığı takdirde, üçlü bir koalisyon kurulması gerekecek.