Gravür Ve Seyahatnamelerle Geçmişe Yolculuk

Gravür Ve Seyahatnamelerle Geçmişe Yolculuk
Çiğdem Pala - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Atatürk Kitaplığı koleksiyonlarından hazırlanan ''Gravür ve Seyahatnamelerde İstanbul'' sergisi, ziyaretçilerini İstanbul'un dününe nostaljik bir geziye çıkaracak. Koleksiyonlarında seyahatname türünde farklı dilde, bir kısmı çok nadir, bir kısmı da çok güzel gravür ve resimlerle süslenmiş yüzü aşkın kitap bulunan Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Atatürk Kitaplığı'nda, ünlü Fransız seyyah Antoine Ignace Melling'e ait gravürler de yer alıyor. Atatürk Kitaplığı'nda 8-26 Ağustos tarihleri arasında açılacak ''Gravür ve Seyahatnamelerde İstanbul'' sergisinde, birçok yerde kopyası görülen gravürlerin orijinalini görmek izleyiciye ayrı bir zevk verecek. Dünyanın en nadir seyahatnamelerinin yer aldığı koleksiyondan, sadece Atatürk Kitaplığı'nda bulunan 1602 tarihli ''Description succinte de la colonne historiee de Constantinople. Dressee a l'honneur de I'Empereur Theodose le jeune'' adlı kitaptan, Mellig'in İstanbul gravürleri ile süslü, sınırlı sayıda basılan ''Voyage Pittoresque de Constantinople et des Rives du Bosphore'' adlı kitaba kadar 40 civarında nadir eser sergilenecek. -40 ESER GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atatürk Kitaplığı koleksiyonunun, yazma eserler, dergiler, gazeteler ve yabancı dilde kitaplar yönünden çok zengin bir koleksiyona sahip olduğunu söyledi. Bu koleksiyonlar içinde 1600'lü yıllardan 1900'lü yıllara uzanan 100'ü aşkın seyahatnamenin de yer aldığını belirten Minder, İstanbul ile ilgili resim veya gravür çizimlerin yer aldığı bu eserlerin, aralarında Fransız, Alman ve İngilizlerin bulunduğu çeşitli ülkelerden seyyahlar tarafından hazırlandığını anlattı. Bu koleksiyonlardan 40'a yakın önemli seyahatnameleri seçerek vitrin içinde teşhir etme yöntemiyle bir sergi düzenlediklerini dile getiren Minder, serginin ramazan ayında eski İstanbul'u anımsamak ve görmek isteyen insanların, geçmişe nostaljik yolculuk yapacakları bir sergi olacağını kaydetti. Minder, sergide, görsel bir zenginlik katması adına Melling'in İstanbul'un 1800'lü yıllarını anlatan 17 gravürüne yer verdiklerini söyledi. Seyahatnameleri kütüphanenin araştırmacılarının kullandığını, ancak uzmanı geldiği zaman bu eserlerden yararlanabildiğini belirten Minder, ''Bu sergiyle, farklı eserleri de okuyucunun beğenisine sunmuş olacağız. Özellikle Melling'in albümü çok yaygın değildir. Piyasada görülen birçok eski İstanbul gravürleri Melling'in albümünden alınmadır. Okuyucu, bu sergide bu albümün kendisini de görmüş olacak'' diye konuştu. -SERGİNİN KÜRATÖRÜ DAĞDELEN- Serginin küratörü İrfan Dağdelen de biri Bizans, diğeri Osmanlı İstanbul'unu anlatan serginin en önemli 2 eseri hakkında bilgi verdi. İrfan Dağdelen, ''Description succinte de la colonne historiee de Constantinople. Dressee a l'honneur de I'Empereur Theodose le jeune'' adlı kitapta yer alan gravürlerin, 1. Theodose zamanında yanında İskitler ile yaptığı savaşın zaferi anısına Beyazıt'a dikilen bir anıt taşın üzerindeki kabartma figürler olduğunu söyledi. Dağdelen, bu anıtın 1600 yılında yıkıldığını ve üzerindeki figürlerin bu kitap sayesinde günümüze kadar ulaştığını ve bu gravürler üzerinde bugüne kadar hiçbir bilimsel çalışmanın yapılmadığını ifade etti. Serginin bir diğer önemli eserinin Melling'in gravürlerinin yer aldığı albüm olduğuna değinen Dağdelen, ''Bu albümün özelliği, önemli devlet başkanlarına hediye edilmek amacıyla sınırlı sayıda basılmış olması. Dünyada da çok az sayıda nüshası bulunuyor bu albümün. Bütün gravürleri taş baskı'' dedi. Serginin, bugüne kadar araştırmacılar tarafından bilinmeyen kitapları da gün yüzüne çıkardığını, bu sergiyle bu eserleri özellikle araştırmacılara daha bilinir hale getirmeye çalıştıklarını belirten Dağdelen, ''Bu eserler ile İstanbul'un topoğrafyasından sosyal tarihine, savaşlarından geçirdiği afetlere kadar birçok bilgiyi elde edebiliyoruz'' diye konuştu. -MÜZAYEDEYLE GELEN EŞSİZ ESER- Yaklaşık 3 yıl önce bir müzayededen satın alınarak kütüphanenin koleksiyonuna katılan ''Description succinte de la colonne historiee de Constantinople. Dressee a l'honneur de I'Empereur Theodose le jeune'' adlı kitaptaki gravürlerde yer alan sütün üzerindeki açıklamaları, Peder Claude ile Francois Menestrier yaptı. Gravürlerin taş baskılarını ise Jerome Vallet gerçekleştirdi. Kitabın ön sözünde; serpantin ve kırmızı granit taştan yapılan bu anıtın İstanbul'un antik bir kent olarak açıklaması olduğu, Bizans döneminde anıtın dikildiği alana, Forum Tauri-Boğa Meydanı (Beyazıt Meydanı) adı verildiği belirtildi. İstanbul'un kökenleri üzerine çalışan ve bu anıtı inceleyen bilim adamı Lambeccius'un, bu anıtı Boğa Anıtı olarak tanımladığı ifade edilen ön sözde, 1. Theodosius'un yaptırdığı bu sütunun, 16. yüzyılın sonunda bir deprem sırasında heykelinin ve 2 tonozunun düşmüş olduğu kaydedildi. Ön sözde, sütun bir takım parçasının, Patrona Halil Hamamı'nda kullanılmak üzere ayrıldığı bilgisine yer verildi. -ESKİ İSTANBUL'U EBEDİLEŞTİRDİ- Antoine Ignace Melling, 19 yaşında Osmanlı Devletinin Rusya elçisi tarafından İstanbul'a getirildi. Padişah ve saray erkanına yakınlığı sebebiyle 18 yıl boyunca Osmanlı Devleti'ndeki yaşam biçimini yakından gözleme fırsatı buldu. Gözlemlerini detaylı bir şekilde yaptığı gravürlerde tasvir etti. Kuruçeşme'ye yerleşen sanatçının Neşatabat sarayının bahçesinde yaptığı düzenleme, gerek Hatice Sultan, gerekse Padişah tarafından çok beğenildi. 2. Selim Melling'den, kız kardeşi Beyhan Sultan'ın kendisine hediye ettiği sarayın bahçesini de aynı biçimde düzenlemesini istedi. (Bu sarayın yerine sonradan Çırağan Sarayı yapıldı) Bu sayede Melling, İstanbul'da hem dışarıda, hem de saray içinde resim yapma izni aldı. Galata Kulesi'nden Pera'daki elçilik taraçalarından, Üsküdar ve Kandilli tepelerinden geniş panoramalar yaptı. 1795-1805 yılları arasında İstanbul'da kalan sanatçı, yaptığı resimlerle o dönemin İstanbul'unu ebedileştirdi. Kabakçı Mustafa İsyanı'nın patlak vereceği anlaşılınca Melling, Fransız elçisinin tavsiyesi üzerine 1803 yılında Paris'e gitti. Burada İstanbul resimlerini oyma baskı halinde bastırmak için yayıncı Treuttel ve Würtz ile anlaştı. 14 yıl süren hazırlık ve basım çalışmaları sonunda, Paris'in en ünlü gravür zanaatkarlarının da katkılarıyla ''Voyage Pittoresque de Constantinople et des Rives du Bosphore'' adlı eser ortaya çıktı. Melling, kadirşinaslık göstererek, bu çalışmalarına olanak tanımış olan 3. Selim'in bir gravür portresi ile tuğrasını kitabın ilk sayfasına koydu. 19. yüzyılın başında Fransa'da olduğu kadar dünyada da yayımlanan en güzel kitaplardan biri olan bu eserin kağıdı özel olarak imal edildi, boyutlarının çok büyük olmasından dolayı sayfa sayfa basıldı. 1809 ile 1819 yılları arasında parça parça basılan bu eserin baskı sayısı sınırlı tutuldu. Basılan nüshalar genellikle dönemin devlet adamlarına hediye edildiğinden, dolaşımda olan nüsha sayısı her zaman son derece sınırlı oldu. Yayımlandığı günden itibaren ''nadir ve kıymetli'' olarak nitelendirilen bu eserin kendisine sağladığı ünden sonra Melling, İmparatoriçe Josephine'in ressamı oldu. (ÇİĞ-KÖS-JM)06.08.2011 11:31:36
06 Ağustos 2011 11:34
DİĞER HABERLER