İngiltere'nin West Sussex bölgesinde yaşayan ve spor içerikleriyle geçimini sağlayan 21 yaşındaki Sophia Moulson, 19 yaşında fazla kilolarıyla mücadele ederken sporu ciddiye almaya başladı. Moulson, gıdayı bir "rahatlama kaynağı" olarak gördüğünü anlatıyor ve bu durumun "olumsuz bir öz algı ve düşük özgüven sarmalına" yol açtığını söylüyor. Sosyal medya fenomeni, "Bir gün yalnızca fiziksel sağlım için değil aynı zamanda akıl sağlığım için de kontrolü elime almam gerektiğini fark ettim" diyor. Moulson, aslen spor salonuna yalnızca kilo verme niyetiyle kaydolmuş, ancak zamanla sağlıklı kas edinme sürecine müptela oldu.
"Kuvvetlenmenin ne kadar güçlendirici bir his olduğunu keşfettim. Kuvvetimle katettiğim her ufak aşama da beni ilerlemeye motive etti." Bu süreçte beslenmeye dair araştırmalar yapan Moulson, proteinin kas oluşumundaki önemini öğrendi. Vejetaryen olan sosyal medya fenomeni, yalnızca gıdadan yeterince protein alamadığı için protein tozlarına yönelmiş: "Dengeli beslenme ile ihtiyaçlarımı karşılamam mümkün olsa da çok fazla zaman ve planlama gerektiriyordu. Protein tozları da özellikle benim yoğun yaşam tarzım için kullanışlı bir yöntem sunuyordu."
Geçmişte vücut geliştiren kişiler bol miktarda et tüketir, çiğ yumurta yerdi. Ancak günümüzde protein tozları ve kişiye özel diyetler oldukça büyük bir sektör haline geldi.
Protein İhtiyacı
İnsan vücudunda proteinler önemli bir işlev görüyor. Hemoglobin, enzimler, kaslar, saçımızda ve cildimizde bulunan keratin vb. birçok farklı işleve hizmet eden 20 bini aşkın protein türü var. Gıdalarda bulunan protein sindirildiğinde aminoasitlere ayrılıyor. Aminoasitler, vücudun ihtiyacı olan herhangi bir proteini oluşturmak için yeniden düzenlenebilen yapı taşları. İhtiyaç duyulan protein miktarı yaşa, vücut yapısına ve yaşam tarzına bağlı olarak kişiden kişiye değişiyor.
Uzmanlar, hareketsiz yaşam tarzı olan yetişkinlerin, vücut ağırlıklarına göre kilo başına günde 0.8 ya da 0.75 gram protein tüketmesi gerektiğini belirtiyor. Örneğin 70 kilogram ağırlığında birinin günde 56 gram (70 x 0.8) protein tüketmesi gerekiyor. Ama hareketli hayat tarzına sahip kişilerin günlük protein ihtiyacı kilo başına bir gramı aşabiliyor. Protein ihtiyacı aynı zamanda kişinin yaşına da bağlı, çünkü insanlar yaşlandıkça kas kütlesi kaybediyor ve daha fazla protein tüketmek kas kütlesini korumaya yardımcı olabiliyor. Menopoz sonrası kadınların da protein ihtiyaçları daha yüksek oluyor.
Protein Tozları: Avantaj ve Riskler
Araştırmalara göre düzenli olarak yoğun direnç antrenmanları yapan kişiler, atletler, ağırlık sporcuları ve vücut geliştiriciler için en fazla kas protein sentezini sağlayacak günlük protein miktarı kilo başına ortalama 1.6 ila 2 gram. Çoğu tıp uzmanı insanların ihtiyacı olan proteini mümkün oldukça beslenmeleri aracılığıyla tüketmelerini tavsiye ediyorlar. Veganlar için bu daha fazla kuruyemiş, tohum, soya bazlı gıda ve mercimek ya da fasulye gibi kuru baklagil tüketerek mümkün olabilir. Vejetaryenler için yumurta, yoğurt ve bazı tür peynirler beslenmeye eklenebilir. Beslenme kısıtlaması bulunmayan kişiler ise et ve deniz ürünü tüketimlerini artırabilirler.
Birçok kişi için yeterince protein tüketmek, farklı gıdalarla deney yapmayı gerektiriyor. Ancak yalnızca beslenme aracılığıyla yeterince protein tüketmek için gereken zaman ve paraya herkes sahip değil. Hindistan'ın Kerala şehrindeki Rajagiri Hastanesi'nde karaciğer uzmanı Cyriac Abby Philips, "Yağsız et, yumurta, süt ürünleri ve baklagiller gibi yüksek protein içerikli gıdalar tüketerek dengeli bir beslenmeyle [protein] hedefini tutturmak mümkün olsa da birçok kişi için takviye olmadan başarması zor" diyor. ABD'nin South Carolina eyaletindeki Charleston kentinde yaşayan beslenme uzmanı Lauren Manaker de protein tozlarının "yoğun yaşam tarzı olan ya da işlenmemiş gıdaya erişimi kısıtlı olan kişiler için pratik ve taşınabilir bir seçenek" olduğunu söylüyor.
Küresel protein tozu pazarı 2021'de 4.4 milyar dolar değerindeydi, 2030 yılına kadar da 19.3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Protein tozlarının birçok farklı türü bulunuyor: hayvan bazlı, bitki bazlı, içecek şeklinde ya da kalıp halinde paketli, yoğurtlara ve hazır öğünlere eklenmiş biçimde… Beslenmesine bitki kökenli protein tozları eklediğinde protein hedeflerine daha kolay ulaştığını belirten Moulson, "Zaman içinde farklı seçenekler denedim ve yağsız protein tozlarının ve buğday proteinin bana en uygun seçenekler olduğunu keşfettim, çünkü yağ oranları düşük ve protein oranları yüksek" diyor.
Ancak protein tozu kullanmanın da riskleri var, hatta egzersiz yapmayan kişilerde karaciğer hasarına yol açabildiği farelerle yapılan deneylerde görüldü. Buğday ve soya kökenli protein tozlarının insanlarda karaciğer toksisitesine yol açtığı nadir vakalar da bulunuyor. Ayrıca, protein tozlarının paketleri yanıltıcı bilgi verebiliyor ve tozlar aslında zararlı kirleticiler içerebiliyor.
Philips ile Hindistan ve ABD'den meslektaşları yakın zamanda yaptıkları bir araştırmada Hindistan'da satılan protein tozlarını analiz ettiler. Ekip, birçok tozun paketinde iddia edilenden daha az veya daha fazla protein içerdiğini keşfetti. Bu durum da proteinin içine yabancı madde katılması konusunda endişelere yol açtı. Tozların içinde ağır metaller, mantar toksinleri ve karaciğer için zehirli olabilecek bitki özleri de bulundu.
Protein Tozlarındaki Toksinler
Protein tozlarındaki toksinler, düşündüğümüzden çok daha yaygın olabilir. 2018 yılında Colorado eyaletinin Broomfield kentinde Clean Label Project (Temiz Etiket Projesi) isimli bir kar amacı gütmeyen grup, ABD'deki protein tozlarında bulunan toksinlerle ilgili bir rapor yayımladı. Araştırmacılar 134 üründe 130 farklı toksin aradılar ve birçok protein tozunun ağır metal (kurşun, arsenik, kadmiyum ve cıva), Bisfenol A (diğer Adıyla BPA, plastik üretiminde kullanılıyor), pestisit ya da kanser ve diğer sağlık sorunlarıyla bağdaştırılabilecek başka kirletici maddeler içerdiklerini keşfettiler. Bazı toksinlerin miktarı kayda değerdi.
Örneğin bir protein tozunun içinde ABD'de izin verilenin 25 katı BPA bulunuyordu. Araştırmacıların bulgularına göre pestisitlerin ve kimyasalların kaynağı tarım artıkları ile tozların paketleri. İlginç bir şekilde "organik" lisanslı bir ürünün içinde lisanslı olmayan ürünlerin iki katı daha fazla kirletici madde bulunuyordu. En fazla kirlilik bitki özlü protein tozlarında görüldü, en az kirlilik de yumurta ve buğday özlü tozlarda. Protein tozları ilaç değil de takviye edici madde kabul edildikleri için düzenleyici kurumların bu konudaki yönergeleri daha gevşek. ABD ve İngiltere'de protein tozları gıda kabul ediliyor. Bu durum karşısında protein tozlarının yeterince sıkı denetlenmediğine dair endişeler oluştu.