Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih Gül Oberj Oteli'nin ilginç hikayesini yazdı.
1952 yılı doğum tarihli emekli müezzin Mehmet Önlü diyor ki: “81 yıl evvel Rus İstihbaratının tazyiki ile Üstad Bediüzzaman Hazretleri Barla’ya gönderiliyor. Burdur’dan Isparta’ya, oradan da Barla’ya, şu gördüğünüz Eğirdir’den tamamen buz tuttuğu bir zamanda buzlar kırılarak buraya (Barla’ya) kayıkla getiriliyor. Her şey reva görülmüş mübarek adama… Erisin, çürüsün gitsin diye buraya getirilmiş. Ama Allah’ın inayetiyle burada öyle eserler yazılıyor ki, onlar insanların imanlarını kurtarıyor ve kuvvetlendiriyor. O günlerde Türkiye’de üç helikopter varken devletin, bunlar Üstad’ı takip etmekle görevlendiriliyor. 130 parça Risale-i Nur eserlerinden 119 parçası bu Barla’da yazılıyor.
“1953’ten sonra Üstad Hazretleri o zaman serbest olarak Barla’ya geldiğinde burada onunla dib dibe komşuyduk. Üstad o zaman taksiyle geliyor. Arabadan iniyor ‘Selâmün aleyküm’ diye selam veriyor. Ben de ‘Ve aleyküm selam dedeciğim. Hoş geldin.’ diyordum. O da ‘Hoş bulduk evladım’ diyordu. ‘Hoş geldik’ dedim ya, boş yok. Üstad cebinden enfiye kutusu gibi metal bir kutu çıkarıyor. O kutu Üstad’ın bir nevi cüzdanıydı sanki. Oradan tutuyor 25 kuruşluk veriyor, sarı 25’lik. O zaman 25 kuruş çok güzel para. Tabiî benim keyfime diyecek yok. Bana ‘İsmin ne diyor?’ ‘Mehmet’ diyorum. O, ‘Muhammed evladım’ diyor. Her yanına geldiğimde aynı diyalog sürüyor. “Mehmed –Muhammed!.” Evde talebeleri Zübeyir, Sungur, Bayram ve Ceylan Ağabeyler gibi ağabeyler bulunuyor. Üstad evin üst katına çıkıyor. Ben de çocukluk işte… Onun dış kapıdaki merdiveninden çıkıyor, orada ben başlıyorum ezan okumaya… Üstad, yorgun ve hasta olmasına bakmadan inip geliyor merdivenden ve bana ‘Mâşâallah, bârekâllah evladım!’ Al bakalım bir 25 kuruşluk daha… Demek daha Diyanette müezzin olmadan çok evvel maaşımı almaya başlamıştım!”
“Buralı Hacı Bahri Ağabey, dedi ki: “Bir gün Üstad ile şu otelin arsasına geldik. Üstad çok düşünceli idi. Birkaç defa arsa üzerinde gitti-geldi. Sonra durdu ve şöyle dedi. ‘Bir zaman gelecek, bu tepeden buraya pislik, cife akacak.” Sonra dua etti. Sonra da, ‘İnşaallah bu durum fazla devam etmez… Buradan bir Nur parlayacak… Nur akacak…” dedi.
“O zaman biz sözlere bir mânâ veremedik. Çünkü o zaman arazi bomboştu. Üstad’ın vefatından üç sene sonra 1963’te burada Gül Oberj isminde bir turist oteli açıldı. İslâma muğayir şeyler oldu.
17 yıl sonra Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “Barla’daki Gül Oberj’i, alıp bir Hizmet yeri yapmalıyız.” meâlindeki sözleriyle otel yepyeni bir şekil alıyor.
“Üstad Hazretleri çocukken başımı okşadığından dolayı, elinin dokunduğu yerler gördüğünüz gibi simsiyah kaldı. Onun dışında kalan yerler beyazladı.
Aslında Gül Oberj Oteli 1980’de Hizmet tarafından alındığında, orası Hadis, Fıkıh, Tefsir, Kelâm ve Siyer-i Nebî gibi İslâmî ilimlerin bir merkezi olarak düşünülüyordu. Hatta buraya 60 kadar öğrenci de buraya gelmişti. Fakat 12 Eylül darbesi oldu ve bu mesele iptal edildi. ‘Hiç olmazsa, okul olarak hizmet etsin” denildi. Uzun zamandır da hizmet ediyor.”
Mehmet Önlü’nün bu sözleri 15 Temmuz öncesine ait. Maalesef bu meşum darbe komplosundan sonra zulmen Hizmetin bütün mallarına çöküldüğü gibi bu otele de çöküldü…
Ne yapalım zâlim ve gaddarları Cenab-ı Hakka havâle ediyoruz.