Mısır'ın başkenti Kahire'deki Arap Birliği binasında yapılan ve üç gün süren 'İslam Dünyası'nda ıslahın geleceği: Fethullah Gülen Hareketi ile karşılaştırmalı tecrübeler' adlı konferansın son günü ilginç konuşmalara sahne oldu.
Kahire Üniversitesi İktisadi ve Siyasi Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof Pakinam Şarkavi, Gülen Hareketi'ni güzel bir senfoniye benzetti. Hareketin diğerlerini yenilgiye uğratma stratejisi üzerinde hareket etmediğinin altını çizen Şarkavi, tam tersine insanları biraraya getirmeye ve aralarındaki ayrılığı gidermeye çalıştığını belirtti. Şarkavi, insanlar arasında ayrılık rüzgarları esmesine sebep olabilecek başörtüsü ve siyaset gibi konularda hareketin kesinlikle ön plana çıkmadığını vurguladı.
Mısır'da Gülen'i Seyyid Kutup'a benzeten akademisyenlerle aynı fikirde olmadığını da söyleyen Şarkavi, Gülen'in olsa olsa Hasan el Benna ile kıyaslanabileceğini, çünkü Benna'nın toplumsal bir değişim oluşturmak istediğini ifade etti.
Gülen hareketinin sert esen rüzgarlara karşı yumuşak ve rahatlatıcı bir hava estirerek karşılık vermeye çalıştığını belirten Şarkavi, "Gülen hareketi güzel bir senfonidir. Temel hedefi insanları birleştirmek ve sorunlarına çözümler üretmektir." diye konuştu.
"DÜNYA BARIŞINA HİZMET İÇİN VARLAR"
Gülen üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çeken ABD'den Dr. Jill Carroll ise Batı'da Gülen hareketinden endişe duyan çok insanla karşılaştığını ancak yıllardır tanıdığı bu hareketin dünya barışına hizmet için var olduğunu belirtti.
Dünyadaki tüm dinlerin insanlara hitap ettiğini ancak hiçbir dinin bir siyasi sİstem önermediğini söyleyen Carroll, Gülen'in de böyle bir sistem getirmek gibi ideolojisi bulunmadığının altını çizdi.
Gülen'in fikirlerini yaymak için asker, polis ya da başka bir güç kullanmadığını, tam tersine tamamen insanları ikna ederek bunu gerçekleştirdiğini de söyleyen Carroll, ikna metotlarından birinin de medyanın çok etkin bir şekilde kullanılması olduğunu ifade etti.
Carroll, Gülen hareketinin özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde destek bulmasının en önemli sebebinin de dinin birleştirici mesajlarını çok iyi vermesi olarak belirtti. "Biz ne kadar farklı olsak da birbirimizle konuşabiliyoruz." diyen Carroll, Gülen'in bunu başardığını dile getidi.
"TÜM SİYASİ AKIMLARA EŞİT MESAFEDE"
Kahire Üniversitesi İktisadi ve Siyasi Bilimler Fakültesi'nden Dr. Muhammed Suffar ise Gülen hareketinin en temel felsefesinin diyalog olduğunu söyledi. Gülen ve Mısırlı alim Seyyid Kutup'un fikirleri arasında benzerlikler kuran Suffar, her ikisinin de ruh ve bedenin bütünleşmesini savunduklarını ve sufilik temelinden geldiklerine dikkat çekti.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan Dr. Faruk Tuncer ise Türk siyasi tarihinde tamamen farklı çizgilerde ekol olan Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit gibi siyasi şahsiyetlerin peşinden gidenlerin Gülen'in fikirleri etrafında kenetlenebildiklerini dile getirdi. Tuncer, Gülen'in bunu başarmasının sırrını ise tüm siyasi akımlara eşit mesafede durması olduğunu belirtti.
Cezayirli akademisyen Ammar Cidal da hareketin 'tanzim' amaçlı değil, tamamen fikri bir hareket olduğunun altını çizdi.
Kahire Üniversitesi İktisadi ve Siyasi Bilimler Fakültesi Diyalog Kürsüsü ile Hira Dergisi ve Akademi Vakfı tarafından organize edilen Arap Birliği'ndeki konferansa Mısır ve Arap dünyasının önde gelen akademisyenleriyle üniversite öğrencileri büyük bir ilgi gösterdi.
(CİHAN)