ertuğrul özkök, Fethullah Gülen, Hocaefendi, Ekrem Dumanlı, savcıHürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Hocaefendi ve Zaman yazarlarının kitaplarını bulunduranların sanki suç unsuruymuş gibi ilkel bir yöntemle cezaevine atılmasıyla öyle bir dalga geçti ki...

Erdoğan rejimi karşısında geçtiği için Hizmet hareketi ve Hocaefendi'nin karşısına geçen AKP'li yazarların, bürokratların, milletvekillerinin, rejimin gazabına uğramamak için kütüphanelerine ayar çekmesinin üzerinden çok uzun zaman geçti. Birçoğuna sorsanız, kütüphanelerinde hiç Hocaefendi kitabı olmamıştır hatta. Çünkü yanlışlıkla bulunduğunu filan itiraf edecek olsalar, rejimin hapishanelerinden hapishane beğenmek zorunda kalabilirler... Onlar, korkudan kitap saklayanlar, kul olanlar, köle olanlar olarak tarihte yerlerini şimdiden aldı.

Kütüphanelerindeki kitapları saklamayanlar da var çok neyse ki. Bunlardan biri de Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök... 

Önemli bir itirafta bulunuyor Özkök. Bütün AKP grubunu toplayıp sorsanız hepsinin çark edeceği bir soru kendisine sorulmadan hem de itiraf ediyor. 

"Evimde Fetullah Gülen’in çeşitli kitapları ve Ekrem Dumanlı’nın sinema üzerine yazdığı bir kitap var." 

Bu büyük ifşaattan, adeta ne yapacağını bilmez halde olduğu anlaşılıyor yazarın.

Zira, bırakın ede Fethullah Gülen'e ya da Hizmete yakın yazarlara ait kitap bulundurmak, zamanında Hizmetin 5 kilometre yakınından geçmiş yayınevlerinin çocuk kitaplarını rafta tutmak bile tutuklanma sebebi...

E ortada suç, delil vs. olmayınca ne yapacak savcı beyler, polis kardeşler?

Adam "tutuklayacaksınız" demiş, emir kulları başka ne yapabilir ki....

Neyse, bu absürtlük kafasını karıştırmış Özkök'ün.  Şöyle yazmış:

"Dün, Hürriyet’teki köşemin hemen yanındaki bir haberden öğrendim ki, savcılar FETÖ iddiasıyla gözaltına aldıkları bir kişiye “İkametinizde bulunan Fetullah Gülen ve Ekrem Dumanlı’ya ait kitaplar hakkında ifadenizi verin”demiş."

İpe sapa gelmez bu trajikomik sahneden ötürü ne yapacağını bilememiş Ertuğrul Özkök. 

"Rejimin niteliklerini iyi öğrenmiş, devletine sadık, öğretilmiş bir çaresiz olarak ne yapmalıyım?" diye soruyor.

"Bu kitapları bir “Otodafe ayini” ile ben mi yakayım mı, yoksa getirip devlete mi teslim edeyim..." diye devam ediyor.

Savcılar bu soruların cevabını düşünedursun, savcının Gülen ve Dumanlı kitaplarına dair izah istemesine şaşıran Ertuğrul Özkök'e şunu hatırlatalım:

Bu gözler, evinin yanındaki boş arsada bütün kitaplarını yakarken komşuları tarafından ihbar edilmek suretiyle direkt hapse konulan mimar bile gördü...

Çok da şey yapmamak lazım... 

aktifhaber