Güneş Kenti: Tuşba
-Türkiyenin en fazla güneş alan ikinci ili olan ve
Urartu medeniyetine Tuşba adıyla başkentlik yapan Van,
bölgede yaşanan gelişmelerle turizmde hak ettiği yere
gelmek istiyor
-Kültür ve Turizm İl Müdürü Aktuğ:
VAN (A.A) - Sıtkı Yıldız - Özkan Bilgin - Urartu medeniyetine
Tuşba (Güneş Kenti) adıyla başkentlik yapan Van, çözüm süreciyle, "Doğunun
Parisi" olmaya hazırlanıyor.
Urartulardan günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan,
Türkiyenin en büyük gölü olan Van Gölünün türkuaz mavisi ve yemyeşil doğasıyla
her yıl çok sayıda turisti ağırlayan Van, tarihi eserleriyle de adeta açık hava
müzesini andırıyor.
Urartu döneminden kalma Van, Çavuştepe, Hoşap, Ayanis, Yoncatepe, Aşağı ve
Yukarı Anzaf kalelerinin yanı sıra tarihi camileri, kiliseleri, köprüleri ve
çeşmeleriyle ziyaretçilerine tarihi ve doğal güzellikleri bir arada sunan kent,
aynı zamanda Türkiyenin en fazla güneş alan ikinci ili konumunda bulunuyor.
Yıllardır bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle turizm potansiyelini
açığa çıkaramayan Van, çözüm süreci kapsamında yaşanan gelişmelerle turizmde hak
ettiği yere gelmek istiyor.
-Akdamar Adası ve Kilisesi-
Kışın kar altındaki görüntüsüyle ziyaretçilerini büyüleyen, ilkbahar
mevsiminde ise badem ağaçlarının çiçekleriyle bezenen Akdamar Adası, Van Gölünün
ortasında adeta nazar boncuğunu andırıyor.
İnanç turizminde son yıllarda büyük bir çıkış yakalayan kent, her yıl eylül
ayının ikinci pazarı Akdamar Adasında bulunan ve ada ile aynı adı taşıyan
kilisede Türkiye Ermenileri Patrikliğinin düzenlediği ayine ev sahipliği
yapmaktadır.
"Kutsal Haç" adına, Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından, 915-921 yılları
arasında yaptırılan kilise, 2007 yılındaki restorasyonun ardından "Anıt Müze"
olarak hizmete açıldı.
Van Gölündeki Çarpanak ve Adır adalarında bulunan kiliselerin yanı sıra
Erek Dağı eteklerindeki Yedikilise, Başkale ilçesine bağlı Albayrak köyündeki St.
Bartholomeus ve Yanal köyündeki Soradir Kilisesi de her yıl çok sayıda turist
ağırlıyor.
-Vanın yöresel lezzetleri-
Damak tadında da oldukça iddialı olan Van, özellikle kahvaltısıyla
Türkiyede bir markaya dönüşmüş durumda.
Van kahvaltısı, yöreye özgü otlu peynir, murtuğa, bal, cacık, kavut,
tereyağı gibi onlarca çeşit kahvaltılıkla yiyenlerin damağında eşsiz tat
bırakmaktadır.
Diğer taraftan ayran aşı, ekşili, sengeser, cılbır, keledoş, borani gibi
yöresel yemekler, Vana gideceklere farklı lezzetleri tatma şansı sunmaktadır.
-Van Kedisi-
Dünya üzerinde saflığını koruyabilmiş, melezleşmemiş canlıların başında
gelen Van Kedisi, mavi ve sarı renklerdeki gözleri, cana yakınlığı, beyaz ipeksi
kürkü, aslan yürüyüşü, tilki kuyruğunu andıran uzun ve kabarık kuyruğu ile
farkını ortaya koymaktadır.
Van Kedisi, yılda en az 6 ay karla kaplı bölgede uzun tüyleriyle soğuktan
korunurken, yazın ısınan hava nedeniyle tüylerini dökerek Van Gölünün ılıman
iklimine uyum sağlar.
Sahibine, yavrularına ve eşlerine farklı tonlarda miyavlayarak sevgisini
gösteren Van Kedesi, acıktığını, sevindiğini ya da üzüldüğünü de yine değişik
seslerle ifade eder.
Hızla büyüyen şehir merkezinde Van kedilerine sokaklarda rastlamak her ne
kadar mümkün olmasa da Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) tarafından kurulan Van
Kedisi Araştırma Merkezi ve Kedievi Müdürlüğü, kedilerin üremesine, saflıklarının
korunmasına ve araştırmalara büyük katkı sunmaktadır.
-Muradiye Şelalesi-
Muradiye ilçesine 10 kilometre uzaklıkta, sönmüş bir volkanik dağ olan
Tendürek Dağından doğan Bendimahi Çayı üzerinde bulunan şelale, 15-20 metre
arasında değişen yükseklikten dökülmektedir.
Asma köprüsü ve doğal güzelliği ile halkın rağbet ettiği bir mesire yeri
olan şelale, kış aylarındaki donmuş görüntüsüyle de farklı bir güzelliğe
bürünmektedir.
-"Çözüm süreci turizmi tetikleyecek"-
Kültür ve Turizm İl Müdürü Muzaffer Aktuğ, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
çözüm sürecinin turizmi tetikleyeceğini belirterek, süreç ile bölgede önemli
yatırımların yapılacağını ve turist patlaması yaşanacağını söyledi.
"Van doğası, kültürü ve tarihiyle dünyada sayılı şehirlerden biri" diyen
Aktuğ, yöredeki turistik değerlerin yıllarca terör olaylarının gölgesinde
kaldığını, önceki yıllarda tedirginlik içinde ziyaret edilen yerlerin, çözüm
süreci ile rahatlıkla gezilebileceğini kaydetti.
Aktuğ, bölgedeki olayların bitmesinin ardından yıllardır el değmeyen tarihi
mekanlarda restorasyon çalışmalarının başlatılacağını bildirerek, sürecin,
insanlardaki endişeyi ortadan kaldıracağına inandığını ifade etti.
Yayıncı: Levent Harman