Medyanın Profesyonelleşmesi İçin Güneydoğu Avrupa Ağı (SEENPM), Türk hükümetinin basın özgürlüğüne yönelik pervasızca ihlallerinden büyük endişe duyduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitap eden bir mektup kaleme alan SEENPN üyeleri; hükümetin kendi siyasetini desteklemeyen medya kurumlarına uyguladığı baskı yöntemlerinin demokratik toplumla bağdaşmadığını vurguladı. Haberlerin maniple edilmesi ve gelişmeleri toplumda tartışmaya açılmasının sınırlandırılması için ekonomik baskıların uygulandığı kaydedildi. Bu kapsamda, itaatkar olmayan gazetecilerin işten atıldığı, bağımsız haber kuruluşlarının da gelir kaynaklarının kesildiğin belirtildi. Diğer yandan da hükümet yanlısı medyaya ve sahiplerine lütuflarda bulunulduğu ve basın sektöründe haksız rekabete yol açıldığı vurgulandı.
Editöryal çizgilerini değiştirmeye zorlamak için basın kuruluşlarına tamamen el koyma uygulamasının ise daha da ürkütücü olduğu belirtilen mektupta, Türk mahkemelerinin de yargı süreçlerine saygı göstermeyerek tutuklama karalarını hükümeti eleştirenleri cezalandırmak ve susturmak için verdiği ifade edildi. Şu anda sadece gazetecilik yaptığı için 33 basın mensubunun hapiste olduğuna değinilerek, "İktidardakilerin canını sıkmak demokrasilerde suç olamaz." ifadelerine yer verildi. Mektupta Türk hükümetine, "Gazetecileri hapsetmek için özel mahkemeleri kullanmaya son verin." denildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Can Dündar'a yaptığı gibi gazetecileri tehdit etmeyi bırakması" çağrında bulunan SEENPM, Can Dündar ve Erdem Gül'ün şu anda tutuklu olduğunu hatırlattı. Açıklamada, iki gazeteci ile birlikte halen tutuklu bulunan Cevheri Güven, Murat Çapan, Mehmet Baransu, Mohammed Resul ve Ali Konar'ın derhal serbest bırakılması istendi.
Üye basın çatı kuruluşlarının imzasına açılan mektup, Kosova Medya Enstitüsü tarafından da imzalandı. CİHAN