Güneydoğuda organik tarım umudu
-Güvenlik sorunu nedeniyle ekilemeyen toprakların
organik tarım için önemli potansiyel yaratacağı
belirtildi
-Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Ertem:
"Her şerde bir hayır vardır derler,
ŞANLIURFA (A.A) - Hüseyin Bağış - Ekolojik Tarım Organizasyonu
Derneği (ETO) Başkanı Atila Ertem, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde
güvenlik sorunu nedeniyle ekilemeyen topraklarda organik tarımın bir fırsat
olarak ortaya çıktığını belirterek, 2023 için konan 2.5 milyar dolarlık organik
tarım ihracatı hedefinin yakalanmasında bu bölgenin önemli payı olacağını
söyledi.
Ertem, AA muhabirine yaptığı açıklamada Güneydoğu ve Doğu Anadolu
bölgelerinin topraklarının organik tarım potansiyeli barındırdığına işaret
ederek, "Bu bir fırsat, her şerde bir hayır vardır derler ya, geçmişte yaşanan bu
şer, belki önümüze organik sektörün geliştirilmesi anlamında çok büyük bir fırsat
olarak çıkabilir" dedi.
Organik tarımda toprağın kısmen arındırılabilmesi için geçiş dönemi denilen
2 yıl bekleme süresine ihtiyaç olduğunu kaydeden Ertem, söz konusu bölgelerdeki
alanlarda 2-3 yıllık bir bekleme süresi olmaksızın tarım yapılabileceğini dile
getirdi.
Ertem, Türkiyenin 2023 vizyonunda belirlediği 500 milyar dolarlık ihracat
hedefi içerisinde organik tarım sektöründe 2.5 milyar dolar ihracat
hedeflendiğine dikkati çekti.
Kalkınma projeleri kapsamındaki Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin 1
milyar dolarlık organik tarım potansiyeli bulunduğuna değinen Ertem, "Türkiyenin
2023te inanıyorum ki doğru politikalar izlenirse, hem siyaseten hem de tarımsal
boyutta destekler de doğru belirlenirse, organik ürünler ile ilgili hedeflenen
2.5 milyar dolarlık ihracatın, 1 milyar doları Güneydoğu ve Doğu Anadoludan
gelebilir. Bu bir gerçek, hayal değil" diye konuştu.
-2023 vizyonunda organik tarım-
Organik tarımın hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşılmasında büyük bir katkı
sağlayacağını ifade eden Ertem, organik tarım sektörünün son 10 yılında yüzde
10luk bir büyüme trendine sahip olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
"Bugün 145-150 milyar dolar olan ihracatı 500 milyar dolara getirmek
istiyorsak yüzde 3,5 kat civarında bir artış olması öngörüyoruz. Tarımsal
ürünlerinde eğer 17-18 milyar dolar dolayından 55 milyar dolayına çıkacaksak yine
yaklaşık 4 katlık bir büyüme. Ama organik sektörün geçmiş 10 yılına baktığımızda
yaklaşık yüzde 10un üzerinde bir büyüme trendi var. Bu yüzde 10luk büyüme
trendine önümüzdeki 10 seneye koyduğumuzda bileşik etkisiyle, bugün 400 milyon
dolar civarında olan toplam organik sektörde 2.5 milyar dolar hedefleniyor ki bu
ciddi bir rakam. Yani 8 kat bir büyüme olacak.
İşte bu büyümeyi bu çözüm sürecindeki tekrar tarıma dönebilecek insanlarla
sağlamamız mümkün çünkü ihracatın tarımsal kökenli olanı sadece şehirde
yapılabilir bir şey değil, sadece köyde yapılabilir bir şey. Çözüm süreci bence
doğru işlediğinde gerçekten 2023 vizyonunda organik ürünlerdeki 2,5 milyar
dolarlık ihracat hedefinin yüzde 25-30unu buradan yakalayabiliriz."
-"Yatırımcılar bölgede inceleme yaptı"-
Ertem, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunun gündeme
geldiği tarihlerde bazı tarım şirketlerinin kendileri ile iletişime geçtiğini
belirterek, "Bölgenin tarıma açılacağı bilgisi ilk gündeme geldiğinde, İzmir,
İstanbul ve Ankara menşeli şirketler işbirliği yapmak için bizimle iletişime
geçti. Masa başı çalışmalar yapıldı fakat daha sonra çalışmalar havada kaldı.
Şimdi yaşanan çözüm süreci ile, tekrar bu tür çalışmalar gündeme gelecektir"
dedi.
Bölgede tarımsal faaliyet yapılması için detaylı bir fizibilite çalışması
yapılması gerektiğini söyleyen Ertem, "O bölge GAP Tarımsal Kalkınma alanı içine
giriyor. GAP organik tarım eylem planı var. O coğrafyanın bazı alanlarında
sulanan ve sulanamayan alanlar mevcut. Çok yıllık bir üretim planı hazırlanması
gerekiyor. Tarım yapacağız derken, oradaki doğal yaşamı bozmamamız gerekir. Çünkü
bazı alanlarda endemik bitki türleri bulunuyor. Hangi alanda kuru tarım hangi
alanda sulu tarım yapılacağıyla ilgili iyi bir fizibilite çalışmasının yapılması
gerekiyor" diye konuştu.
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı