Gürsel Tekin'den Anayasa Mahkemesi mesajı!

Gürsel Tekin'den Anayasa Mahkemesi mesajı!
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini düzenleyecek tasarının bu hafta Meclis Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesi bekleniyor.
Komisyon Başkanı Burhan Kuzu'nun tasarıya görev süresine ilişkin bir madde konulabileceğini ilişkin açıklamasına CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'den yorum geldi. Seçim sürecini tespit edecek bir madde konması halinde konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını açıklayan Tekin, "Umut ediyorum ki herhalde bu hatayı yapmazlar." dedi. Başbakanın süresine göre Cumhurbaşkanı süresinin ayarlanmaya çalışıldığını savunan Tekin, siyasi partilerin görevinin insanlara yaşam biçimi dayatmak değil, insanların yaşamını kolaylaştırmak olduğunu ifade etti. Cihan Haber Ajansı'na konuşan Tekin, emeklilerin 600 lira aldığı bir yerde milletvekili maaşlarının bu derece yükseltimesinin gerçekten çok vicdani bir davranış olmadığını söyledi. Bunu kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Tekin, "CHP olarak bu konuda katılmama kararı almıştı. Hangi gerekçelerle bize yansımış bilmiyoruz ama iki arkadaşımız ciddi bir yanlış, hata yapmışlardır. Bu yasanın aşağı inmesi için iktidar partisinin talebi ve çoğunluğu gerekiyor. Ama hiçkimse iktidar partisini tartışmadı. Sadece CHP'li iki tane milletvekili tartışılıyor. Anadoluda çok güzel sözlerimiz var. 'Eşeği döveceğine semerini dövün' hikayesiyle, benzetme gibi olmasın ama burada suç varsa, suçun ana şeyi AKP'dir sonrada CHP'li iki arkadaşımızdır. Mutlaka bunun da gereğini yapacağız. İnsanların 500-600 lirayla geçindiği bir ortamda milletvekili maaşlarının bu derece yüksek olması kabul edilebilir birşey değildir. Asgari ücrete zam yapılacak diye tartışmalar başlarken iktidar yetkilileri 'biz zam yaparsak Yunanistan'a mı dönelim' demişlerdi. Vatandaşa gelince yok kendinize gelince şatavat içinde olacaksınız. Bu da kabul edilebilir bir davranış değildir." dedi. AK Parti hala bu yasayı savunuyorsa itiraz etmeyeceğini belirten Tekin, bu yasa ve öncüsünün iktidar partisi ve yetkilileri olduğunu ifade ederek hata yapan iki arkadaşının ise gereken cezayı göreceğini vurguladı. KURUMSAL KİMLİĞE ZARAR VERMİYORSA FARKLI DÜŞÜNCELER ZENGİNLİKTİR CHP'deki tüzük tartışmalarına da değinen Tekin, tüzüğün bir bütününe bakıldığı zaman birkaç maddenin rahatsız verici olduğunu kaydetti. "12. maddeyle ilgili, önseçimle ilgili benzer maddeler, 3-5 madde toplumun yada CHP tabanının beklentisi bu." diyen Tekin, şöyle devam etti: "Ama bu tüzüğü sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi yapmadı. Bu tüzük geçmiş dönemde sayın Baykal döneminde yapılan bir tüzüktü. Uygulanabildiği zaman iyi tarafları da var değiştirilmesi gereken tarafları da var. Sayın genel başkanımızda söyledi mutlaka bir tüzük kurultayı yapılacak. Tüzük kurultayı kurultaydan hemen önce yapılacak peşinde de kurultay yapılacak. Bu şekilde tüzük tartışması da ortadan kaldırılacak." CHP'ye katılım programının rahmetlik Menderes'in vefatından dolayı iptal edildiğini dile getiren Tekin, partiye katılacakların önemli kısmının merkez sağdan ve AK Parti'den olacağını belirterek aynı saatte bir katılımın doğru olduğuna inanmadıkları için ileriki tarihlere ertelendiğini ve bunun önümüzdeki günlerde yapılacağını ifade etti. Parti içinde farklı düşüncelerin olmasının bir siyasi parti için zenginlik olduğuna dikkat çeken Tekin, "Eğer kurumsal kimliğe zarar vermiyorsanız farklı düşünceleriniz her zaman çok yararlı olmuştur. Zaman zaman arkadaşlarımızın bir kısmı haklı olarak, belki bizler gibi çok parti kültüründen gelmiş değil. 27 yıldır bu partinin içindeyim, her aşamasında geldim. Gruplar olabilir, her siyasi partide grup var sadece CHP'de değil. Ama bütün grupların bir tek mekanizma var, CHP Genel Başkanı. Genel başkan kurumsal kimliği temsil eden bir insan. Ben dün sayın Deniz Baykal genel başkan iken sayın Baykal'ın grubundaydım; bugün sayın Kılıçdaroğlu var, Kılıçdaroğlu'nun grubundayım. Yani farklı düşünceler partiye zarar vermez, önemli olan o kurumsal kimliğe zarar vermiyorsa sorun yok. Ama maalesef medyamız pireyi deve yapıyor." diye konuştu. "TAYİNLİ DÖNEM BİTERSE DEMOKRASİ OLUR" Arkadaşlarının hataları eksiklikleri olabileceğinin altını çizen Tekin, şöyle devam etti: "Son dönemde Şike Yasası'yla ilgili AK Partili bir milletvekili, bir milletvekilinin farklı düşünmesi çok doğaldır ve takdir de ettim Şamil Tayyar'ı. Çünkü kendi düşüncelerini rahatlıkla söyledi. Kendi açısından doğru yanlış, o başka bir şey, o tartışılabilir. Ama bir milletvekili düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmeli, kamuoyuyla paylaşabilmeli. Bu partiye zarar vermez, sonuçta gider oy verir, o başka birşey. Ama sayın Arınç, aynı zamanda hükümet sözcüsü, yani sayın Arınç sıradan bir milletvekili olsa oda düşüncelerini ifade edebilir. Sayın Arınç'ın söylediği herşey hükümet adına söylenmiş laflardır. Şimdi sayın Arınç'ın söylemiş olduğu sözlerle farklı milletvekillerimizin söylemlerini bir karşılaştırdığımızda arada bir uçurum var. O açıdan biz eğer demokrasiyi işleteceksek önce kendi içimizde demokrasiyi işleteceğiz. Daha sonra da tabi bu demokrasi toplum içerisinde yerleşmiş olacak. Eğer bugün milletvekilleri, kendilerini rahat ifade edemiyorsa, korkuyorsa, çekiniyorsa liderinden partisinin merkezinden bunun tek sebebi Siyasi Partiler Yasasının değişmemesidir. Niçin İngiltere, Fransa, Almanya'da o milletvekilleri, iktidar milletvekilleri kendi düşüncelerini rahatlıkla ifade edebiliyor hatta kendi başbakanlarını bakanlarını eleştirebiliyor? Çünkü millet iradesiyle seçiliyor, direk millet seçiyor. Şimdi bu tayinli dönemde biterse, her vekil milletin iradesiyle seçilirse, işte o zaman demokrasi, o zaman demokratik bir Parlemanto olur. Maalesef tayinli sistem olduğu sürece, zaman zaman milletvekilleri de partiler de bu sıkıntıları çekecektir." "PARTİLERİN GÖREVİ YAŞAM BİÇİMİ DAYATMAK DEĞİL" CHP'nin toplumdaki algısına yönelik bir soruya ise Tekin, "Önemli bir şeyi kırılmış vaziyette. Seçim sonrası sayın Genel Başkanla 30-33 ilde dolaştık. Şuanda gidemeyeceğimiz hiçbir il yok. Rahatlıkla gidip kendimizi ifade edip sokakta gezecek durumdayız. Hatta iddia ediyorum; AKP'nin en çok oy aldığı yer neresi, beraber gidelim herhangi bir AKP'li vekille ve bakanla rahatlıkla dolaşabiliriz. Geçmiş dönemde farklı algılar oluşmuş. Algıları çok zordur kırmak. Ama siyasi partilerin görevleri, dünyanın her yerinde olduğu gisi Türkiye'de şu olmalı: İnsanların yaşamını kolaylaştırmaktır, siyasi partilerin görevi insanlara yaşam biçimi dayatmak değil. Onun refahını, onun çocuğunu, geleceğini garanti altına alabilecek siyaset üretmesi gerekiyor. CHP'de bunu yapıyordur." karşılığını verdi. "BAŞBAKANIN SÜRESİNE GÖRE CUMHURBAŞKANI SÜRESİ AYARLANMAYA ÇALIŞILIYOR" Cumhurbaşkanlığı görev süresinin siyasi parti tartışmasına sokulmaması gerektiğini anlatan Tekin, Anayasa'da konunu çok açık ve net olduğunu, sürenin 5 yıl dendiğini savundu. "Hiç tartışmasız su götürecek bir tarafı yok 5+5." diyen Tekin, "Sayın Cumhurbaşkanı irade beyan etmeliydi. 'Benim görev sürem 5 yıldır' deseydi, inanıyorum ki bu kadar tartışma da olmazdı. Sayın cumhurbaşkanı da çok iyi biliyor, Anayasayı uyguladığımızda beş yıldır. Bir kanunla bunu düzenleyeceğiz demeleri, doğrusu Anayasaya aykırı, nasıl olacak? Yani bir anayasa değişikliği yapacaklarsa, o ayrı bir tartışmadır, o zaman onu konuşabiliriz. Bir kanunla Cumhurbaşkanı süresini belirlemek yanlıştır, mümkünde değildir. Kanun kanunla değişir, yasa yasayla değişir." şeklinde konuştu. 'Cumhurbaşkanı millet tarafından seçilsin' fantazisinin olayı bu noktaya getirdiğini ileri süren Tekin, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı adayları milletin karşısına çıktı; ne diyecek millete; yol mu, alt yapı mı yapacam diyecek? Ne deyip oy isteyecek? Efendim ben iyi rektör atarım. Başka ne diyecek; böyle birşey olabilir mi? İkincisi başka bir tehlike yüzde 35-40-50 ile siz iktidarsınız. Cumhurbaşkanı yüzde 65 ile seçildi. Ben yüzde 65 ile seçilen bir Cumhurbaşkanı olsam, o iktidara derim ki 'ne konuşuyorsun arkamda yüzde 65 millet iradesi var.' O yanlıştı, bu Parlemanto kendi iradesinde Cumhurbaşkanı seçebilecek durumda. Geri dönülmesi doğrudur. Bilmiyorum buna dönülebilir mi, dönülemez mi, hangi gerekçelerle dönülecek. Ama burada maalesef uygulama, sistemi uygulamak değildir, kişiye göre sistem uygulamak. Kişiye göre uyguladığınız zaman olmuyor. Sayın Başbakanın süresine göre Cumhurbaşkanı süresi ayarlanmaya çalışılıyor. Bu doğru bir anlayış değildir. Cumhurbaşkanı görev süresi 5 yıldır. Birbaşka tartışma konusu, Cumhurbaşkanı adayları hangi harcamayla çıkacak. 81 ilde propaganda yapacaksınız, seçim çalışması yapacaksınız, milyon dolarlar. Para nerde, bu para, bu da yok. Kim yapacak bu harcamaları, siyasi partiler. Taraf olan siyasi partiler, bu harcamaları yapacak. Doğru mu bu, mümkün mü bu, bunların hiçbiri düzenlenmiş değil. Alalacele yapıldı ve 5 yıldır. Kimse yahu arkadaş önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimi var, bununla ilgili bu düzenlemeleri yapalım, bir Cumhurbaşkanı nasıl seçilir, harcamaları nasıl olacak, propagadası nasıl olacak; hiçbir şey yok." AK Parti'nin seçim sürecini tespit edecek bir madde koyacağına ilişkin bir soruya ise Tekin, "Bu kadar ciddi hukukçuların olduğu AK Parti'de bu hatayı yaparlar mı; bilmiyorum. Elbette kanunla Anayasayı değiştirmeye kalkarlarsa, tabiki Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Umut ediyorum ki herhalde bu hatayı yapmazlar." karşılığını verdi. (CİHAN)
26 Aralık 2011 16:55
DİĞER HABERLER