Sinan Çetin isimli yönetmen, sanat piyasasının en önde gelen AKP yandaşlarından biridir.
Bu şahsın oğlu Rüzgar Çetin bundan sekiz ay önce son model arabasıyla ve alkollü olarak Beşiktaş'ta iki polisin içinde bulunduğu polis aracına hızla çarptı.
Gecenin geç saatleri idi…
Polislerden biri çarpma sonucunda can verdi, diğeri yaralandı.
Rüzgar tutuklandı.
Davası devam ediyordu… Birkaç gün önce medyaya haberler düşmeye başladı:
“Şehit polisin eşi davacı olmaktan çekildi. Yaralı polis de şikayetini geri aldı.”
Bu durumda ortada şikayetçi kalmıyordu.
* * *
Bizim medyada hemen haberler çıkmaya başladı:
“Şikayetçiler taleplerini geri aldığına göre, Rüzgar salı günü yapılacak duruşmada tahliye edilecek… Sinan Çetin'in şehit polisin ailesine büyük para yardımı yaptığı iddia
ediliyor.”
Dün duruşma günüydü ve beklenen oldu!..
Sekiz aydan beri cezaevinde yatmakta olan Rüzgar tahliye edildi.
Ağır Ceza Mahkemesi heyeti değiştirilmiş, savcı tutukluluğun devamını istediği halde mahkeme oy çokluğu ile tahliye kararı vermiş.
* * *
Ben öyle “Ölen polislerin ailelerine para verildi, baskı yapıldı ve şikayetlerini geri çekmeleri sağlandı” haberlerine inanmam!
Bir kuruş bile verilmemiş, baskı yapılmamıştır.
Adalet işte şimdi yerini bulmuştur!
* * *
Benzer bir olayı 1990'lı yıllarda İstanbul'da yaşamıştık.
Sayın ve muhterem cumhurbaşkanımız o sırada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi.
Oğlu Burak Erdoğan kullanmakta olduğu araçla TRT Türk sanat müziği sanatçısı Sevim Tanürek'e caddede çarpıp ölümüne neden olmuştu.
Burak mahkemeye çıkarıldı, bir gün bile cezaevinde yatmadan serbest bırakıldı ve ortalıkta kıyamet koptu.
Babası, Burak'ı hemen yurt dışına gönderdi.
Birileri, devreye bazı görünmez güçlerin girdiğini, polisi, mahkeme hakimini ve bilirkişileri ayarladığını iddia ettiler.
Oysa öyle bir durum asla yoktu!
Kesinlikle yoktu!
Zaten sonrasında Sevim Tanürek'in ailesi de şikayetçi olmaktan vazgeçti.
Bu durumda Burak hiçbir aşamada tutuklanmadı, ceza almadı.
Olsaydı elbette alırdı, öyle değil mi?
Hak yerini bulmuştu!