Hakan Aksay: Haberi okuyunca hemen internetten Erdoğan'ın yüz hatlarını ve sesini aramaya başladım.

Hakan Aksay: Haberi okuyunca hemen internetten Erdoğan'ın yüz hatlarını ve sesini aramaya başladım.
Balıkesir'de "Ekonomi Ödülleri 2015" etkinliğinde konuşmuşsunuz. Herhalde oradakiler paradan puldan anlayan akıllı insanlardı. Onlara yönelik konuşmanın bir yerinde "manalı bir fasıla" verdikten sonra çok kıymetli işaret parmağınızı öne çıkarıp sağ elinizle yüreğinize uzanır gibi yaparak şöyle diyorsunuz: "Değerli arkadaşlarım, benim derdim ne, biliyor musunuz? (Dertleşme tarzında bir samimiyet vurgusuyla:) Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye'yi de öyle yönetmektir.

Dünyanın en enerjik ve konuşkan lideri olarak her gün bir şeyler diyorsunuz.

Biz sıradan ölümlüler, sizin aklınıza ve söylemlerinize yetişmekte zorluk çekiyoruz.

Şimdi de devleti "anonim şirkete dönüştürme" hayalinden bahsetmişsiniz.

Vallahi, çok ilginç!

Haberi okuyunca hemen internetten sizin yüz hatlarınızı ve sesinizi aramaya başladım.

Ben sizin ne dediğinizden çok nasıl dediğinize meraklıyım bu sıralarda.

Vurgularınıza, kaşınıza gözünüze, ellerinize falan bakıyorum. Bazen söylediğinizi beğenmesem bile izlediğimden keyif alıyorum.



Buldum haberin videosunu: Balıkesir'de "Ekonomi Ödülleri 2015" etkinliğinde konuşmuşsunuz. Herhalde oradakiler paradan puldan anlayan akıllı insanlardı. Onlara yönelik konuşmanın bir yerinde "manalı bir fasıla" verdikten sonra çok kıymetli işaret parmağınızı öne çıkarıp sağ elinizle yüreğinize uzanır gibi yaparak şöyle diyorsunuz:

"Değerli arkadaşlarım, benim derdim ne, biliyor musunuz? (Dertleşme tarzında bir samimiyet vurgusuyla:) Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye'yi de öyle yönetmektir. (Burada yine bir sessizlik molası veriyorsunuz; bu sessizliğin altında ezilen seyirciler "bir şeyler yapmak gerektiği" hissiyle alkışlamaya başlıyorlar. O arada siz hoşunuza giden cümlenin son kısmını keyifle tekrarlıyorsunuz:) Öyle yönetmektir..."

Şimdiii...

Ses ve hareketler çok iyi de...

Bir de söyleneni anlayıp hazmetmemiz lazım.

 

*   *   *

 

Belediye'yi istediniz! Aldınız...

Parti kurmak istediniz! Kurdunuz...

Seçimleri kazanmak istediniz! Sildiniz süpürdünüz...

Başbakanlık koltuğunu istediniz! Yıllarca oturdunuz...

Cumhurbaşkanlığını istediniz! İlk turda galip geldiniz...

Sonra o da yetmedi; "devlet başkanlığı" istemeye başladınız!

Hangi partiye istediğinizi hiç belli etmeden (ne de olsa "tarafsız"sınız) "400 milletvekili" istemeye başladınız!

AK Saray, bin küsur oda... Orada çalışan 718 kişiye (şimdilik) 1982 kişi daha ekleyip 2700 kişilik personel falan... Bunlar da tamam!..

Şimdi de devleti şirkete mi dönüştürmek istiyorsunuz?

Şunu iyice bir anlayalım, nasıl olacak bu "dönüşüm"?..

Yani benim hatırladığım...

Siz "hizmet" için gelmiştiniz...

Devleti A.Ş.'ye dönüştürmek nerden çıktı?

A.Ş. daha fazla mı kazandırır?

Sahi şirketin adı ne olacak?

"Türkiye A.Ş."?

(...)

17 Mart 2015 09:08
DİĞER HABERLER