Hakan Şükür açık ve net konuştu

ABD'de yaşayan eski milletvekili, milli futbolcu Hakan Şükür çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Rekorlarla dolu futbol kariyerini noktaladıktan sonra yolu siyasetle kesişti. 

2011'de Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) milletvekili seçildi. Spor bakanı olacağına dair dedikodular dolanıyordu Ankara kulislerinde. 

Ancak siyaset kariyeri futbol kariyeri kadar uzun sürmedi. Önce partisinden istifa etti, daha sonra da baskı ve tehditleri gerekçe göstererek Türkiye'den ayrıldı.

Milli futbolcu Hakan Şükür Hakan Şükür euronews'e konuştu.


Hakkındaki iddiaları, suçlamaları, geçmişe dair pişmanlıklarını, geleceğe dair umutlarını, hayallerini anlattı. 
Neden siyasete girdi? 
Darbe suçlamaları için ne diyor? 
Fethullah Gülen ile ilişkisi nasıl? 
Ailesinin güvenliğinden endişe ediyor mu? 
Mal varlığına el konulduktan sonra ne iş yaptı ve bundan sonra ne yapmak istiyor?

"SİYASETE GİRMEK İSTEMİYORDUM, BASKI YAPILDI"

Aktif futbolu bıraktıktan sonra, antrenörlük lisansını aldığını ve kesinlikle siyaseti düşünmediğini belirten Şükür "dönemin başbakanı (Recep Tayyip Erdoğan) ülkenin bana ihtiyacı olduğunu söyleyerek ısrar etti, baskı yaptı." sözleriyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne niçin girdiğini açıklıyor.

Futbol projelerini ülke çapında gerçekleştirme imkanı vadedildiğini söyleyen Şükür, seçildikten sonra bunun mümkün olmayacağını anlamış. 

"Aslında siyasetin imajımızı, şöhretimizi kullandığını fark ettim." diyen Şükür, şike davası sürecinde yargıya müdahale etmesinin istendiğini söylüyor.

"17/25 Aralık 2013'te güvenimiz sarsıldı." diyen Şükür, bakanların yargılanmamasına atıfta bulunuyor ve "Bize gelsin yargılansın diyenler, kendileri hakkındaki suçlarla ilgili yargılanmadı." ifadelerini kullanıyor.

İstifasının akabinde tehditler aldığını belirten Şükür, eşinin iş yerinin taşlandığını, çalışanların taciz edildiğini ve bundan dolayı ülkeden ayrılmaya karar verdiklerini vurguluyor.

Şükür'e göre o gün ses çıkaramayanlar, mahallecilik yapanlar bugün artık çok geç kalındığını görüyor. Türkiye artık, sistemdeki hataları sorgulayanların hain ve terörist ilan edildiği bir ülke haline geldi.

Ancak Hakan Şükür yine de geleceğe dair umudunu koruyor. 

Şükür, "Ben, devletimi, milletimi, bayrağımı, bütün değerlerimi çok seviyorum." diyen Şükür'e göre "bu değerlerin arkasına saklanıp suç işleyen insanlara söz söylemek, değerlerimize söylenmiş gibi görülüyor." diyor.

HİZMET HAREKETİ İLE İLİŞKİSİ NASIL?

Darbe suçlamalarına da değinen Şükür, "Hakkımda böyle bir iddianame yok. Sadece kara propaganda var. İnsanlar suçsuzluğunu değil, iddia sahibi suçunuzu ispat etmek zorunda." diyor ve ekliyor: "Suçlular kimse ceza alsın. Bunu en çok ben isterim. Hangi hareketten, hangi cemaatten kim varsa ceza alsın."

Hizmet Hareketi'nin bir dönem Türkiye'de özellikle iktidar tarafından el üstünde tutulduğunu söyleyen Şükür, bu cemaatin düzenlediği organizasyonlara da iktidar üyeleriyle katıldığını, hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağıyla dahi götürüldüğünü aktarıyor.

Şükür, "Hizmet Hareketi'nin düzenlediği bazı programlara bugünkü Cumhurbaşkanının uçağıyla gittik. O zaman bunlar yasaldı. Bugün suç oldu." ifadelerini kallınıyor.

"O dönem her şöhret gibi ben de bu programlara davet edildim ve katıldım." diyen Şükür, hakkındaki suçlamaları reddediyor.

"FUTBOLA DÖNMEK, ANTRENÖRLÜK YAPMAK İSTİYORUM"

Hakan Şükür, kazançlarını Türkiye'de değerlendirmeyi tercih ettiğini ve yurt dışına yatırım yapmadığını söylüyor ve bundan dolayı ABD'de zor günler geçirdiğini vurguluyor. 

Mal varlığına el konulmasının akabinde kısıtlı bir sermayeyle ABD'de başladığı kafe işinin battığına işaret eden milli futbolcu, kariyerine yine futbolda devam etmek istiyor.

UBER şoförü olduğuna dair haberlere de değinen Şükür, bir dönem UBER işi yapan bir arkadaşına İngilizce öğrenmek için eşlik ettiğini ancak tam olarak şoförlük yapmadığını belirtiyor. 

Ancak Şükür içinde bulunduğu durumu, "UBER dışında başka birçok iş yaptım." sözleriyle açıklıyor.

Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluklarına vurgu yapan Şükür, Türkiye'de hukukun işlemediği görüşünde. Rahip Brunson'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın talebiyle serbest bırakıldığını söyleyen Şükür, imkânı olsa bile benzer bir durumdan yararlanmak istemeyeceğini belirtiyor.

Şükür, "İmkanım olsa bile ABD Trump'a yardım istemek için gitmem. Rica ve taleple hukukta aklanma olmaz." diyor.

22 Şubat 2020 13:06
DİĞER HABERLER