Hakan Şükür: Bu rejimi kim kurduysa, darbeyi de o yaptı

Eski milli futbolcu Hakan Şükür, sosyal medya hesabından yaptığı son yayında 15 Temmuz ve güncel tartışmalara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Hakan Şükür, “Darbeyi de bu rejimi kim kurduysa o yaptı. Bütün bu rezillikleri Türkiye’de darbe oldu işte Daha nasıl darbe olsun ya! Ancak darbe olsa böyle olurdu yani! Düşünebiliyor musunuz; bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, istihbarat başkanı yaşanmış bir darbeden sonra mevki atlıyorlar, makam atlıyorlar.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar, daha sonra ‘Milli Savunma Bakanı’ yapılmıştı. O dönemde MİT Müsteşarı olan Hakan Fidan ise ‘Dışişleri Bakanı’ olarak atandı…

Muhalefet neden sessiz; çünkü menfaatleri var!

Hakan Şükür, AKP’den ne zaman ayralmaya karar verdiğini de anlattı: “Tayyip Erdoğan’ın AB’den aldığı bütün paraları Bilal Erdoğan’ın bütün vakıflarına aktardığını gördüğüm anda, dershanelerle beraber istifa ettim. Faruk Çelik’e gidin sorun; ben 17/25’ten önce mi istifa ettim, sonra mı? Beni kimler tuttu, ikna etti? Şimdi ‘Muhalefet neden böyle davranıyor’ diyorlar. Böyle davranırlar tabi, menfaatleri var. Kendi arkadaşları, dostları tutuklanmış Ergnekon’dan ondan bundan… Bir sürü suçları var. Hukuka döndükleri zaman bu dosyalar tekrar açıldığında kendilerine kadar varan dosyaları çıkıyor.”

Fethullah Gülen yorumu

Hakan Şükür, Fethullah Gülen Hocaefendi’yle ilgili de konuştu: “Bazı geri zekalıların hala benim üzerimde ‘Hocaefendi’n geberd mi yazdığını’ görüyorum. Hocaefendi kim? Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı, içinde bulunduğu durumu konuşurum. Hani sizin tabirinizle söyleyeyim Hocaefendi bir vaiz, bir inanan, ülkesini çok seven, Türkçe öğreten, dünyanın her yerinde okul açan… Kolay değil arkadaşlar bunlar… Ülkenin itibarı olmayan yerlerde tutunabilmek kolay değil… Bunu dinle ya da din adamlığı ile açıklayamazsınız. Burada bir güzelleme yapmıyorum, dünyanın kanun kural hukuk sistemlerinde göre konuşuyorum. “Yine onu savunuyor!” diyeceksiniz! Hayır, kimseyi savunmuyorum. Ben kendimi savunuyorum.”

Hakan Şükür’ün açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Benimle ilgili bir şey söyleyecekseniz onu söylersiniz, ben anlatırım. Konuşurum anlarsın! Anlamazsın da aptalsın da ben yine de sana anlatırım. Hakan Şükür kimliğinle kendi isminle canlı yayında konuşuyorum ben. Senin gibi oturduğun yerden 3-5 kuruş yalakalık maaşı alıp sosyal medyada elaleme küfür etmek için yapıyorsun onu da, bilmediğin konulara giriyorsun. O açıdan bunları anlatmak lazım.

Darbeyi de bu rejimi Kim kurduysa o yaptı. Bütün bu rezillikleri Türkiye’de darbe oldu işte…

Daha nasıl darbe olsun ya! Ancak darbe olsa böyle olurdu yani! Düşünebiliyor musunuz; bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, istihbarat başkanı yaşanmış bir darbeden sonra mevki atlıyorlar, makam atlıyorlar. Diyanet işleriyle konuşurken yakalanıyor (Hakan Fidan), selalar okunuyor önceden…
Öteki işte kendi askerlerinin gölgesinde -fotoğrafları videoları- mahkemeleri bir seyredin ya! Neden medya veremiyor bunları? Türkiye’de kimse veremez kimse savunma hakkının kutsallığına riayet etmiyor! Türkiye’de ne diyor o insanlar? Mermiler çıkmış bir tanesi askerin envanterinden çıkan mermi değil. Birbirlerine vurdurulan daha fazla insan öldürülmeye çalışılmış.

Yine bu hapse atılan insanların koruduğu (daha fazla ölüm olmasını engellediğini) bir şeyi anlatamıyor. Dünya da biliyor bunu, Türkiye’dekiler de biliyor ama dünyanın ülkedeki çıkarlar doğrultusunda o ülkedeki hesapları doğrultusunda hareket ettiğini anladığınız zaman Türkiye’de bir şey düzelebilir. Apar topar Amerika’dan gelip kaçmak değil! Milyonlarca dolar harcayıp böyle Türkiye’deki siyasetler malzeme yapacak havuz medyalarıyla haberleştirmek değil olayın özü.

Sosyal medyada yaşanan sansür

Hakan Şükür, sosyal medyada yaşanan ‘sansürleme’ olaylarına da değindi. Facebook, YouTube, Twitter ya da Instagram gibi sosyal medya platformlarında muhalif hesaplarla ilgili engllemelerin Türkiye’nin siyasi baskısı nedeniyla yaşandığını anlatan Şükür, “Onlar para kazanmanın peşinde. Bu insanlar para kazanabilmek için bant daraltıyor, onların istediğini yapıyor. Niye? Türkiye onların ülkesi değil ki! Kendi ülkeleri değil. Türkiye’de ofis açtırılarak istedikleri yaptırılıyor. Bizim sesimizi kısıyorlar, banlıyorlar.” dedi.
02 Ekim 2024 19:27
DİĞER HABERLER