Türkiye’nin başkentinde devlet veya belediye destekli gıda satış noktalarına yönelik Ayçiçek yağı, et, ekmek gibi gıda ürünlerine ucuz erişebilmek için yoğun ilgi devam ederken, enflasyon oranı ve fiyatlarda “balon” etkisi tartışması sürüyor.
Hafta içerisinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart ayında yüzde 5,4 artışla yıllık yüzde 61,14’e yükseldiğini açıkladığı enflasyon oranı için bağımsız akademisyenlerce oluşturulmuş Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aylık bazda yüzde 11,93 artış ile yıllık yüzde 142,6 açıklaması yaptı. Bunun hemen ardından Bloomberg kaynaklı haberde AKP’nin enflasyon gibi ekonomik veriler üzerine araştırma yapılması ve açıklanması konusunda artık TÜİK’ten izin alınması yönünde yasal düzenleme teklifi hazırladığı iddia edildi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “balon” olduğunu iddia ettiği gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle enflasyon oranında düşüş yaşanmadığı görüşüyle birlikte muhalefet liderleri tarafından iktidarca acilen asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında iyileştirme yapılması gerektiği açıklandı.
VOA Türkçe’nin başkentte görüntülediği kamu eliyle gıda ürünleri satışı yapılan noktalarda ise, özel sektöre kıyasla ucuz fiyatlandırmalar nedeniyle kuyruklar oluştuğu gözlendi. Bu noktalarda halkın çoğunluğu kamera arkasında şikayetlerini paylaşmayı tercih ederek, alım gücündeki düşüşü dile getirdi. Halkın özellikle Ramazan ayı olması nedeniyle ailece sofraya oturulması kültürü itibariyle gıda fiyatlarındaki artıştan rahatsızlığı ön plana çıkmış görünüyor.
Erdoğan: “Fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz”Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, kabine toplantısı sonrasında, ekonomideki tabloyu küresel gelişmelere bağladı ve özellikle gıda ürünlerinde fahiş fiyatlardırma yapılarak balon fiyatlar oluşturulduğunu söylemişti.
Erdoğan, “Maalesef son yıllarda Ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemlerin eşliğinde buruk bir şekilde geçiriyoruz. Dünya bir süredir salgınların ve savaşların yol açtığı olağanüstü dönemler yaşıyor. Herkesin hayatını etkileyen ekonomik, sosyal, siyasi krizler sebebiyle ortaya çıkan belirsizlikler giderek artıyor” diyen Erdoğan, dünyada üretim ve tedarik sisteminde düzelme olmadığını anlattı. Son yıllarda sıkça yinelediği üzere Türkiye’nin ekonomisini hedef alan saldırılarda bulunulduğunu söyleyen Erdoğan, “Petrol, doğal gaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını bizim tek başımıza önleyebilmemiz mümkün değildir. Aynı şekilde gıda sektörünün kullandığı ham maddelerin fiyatlarındaki artışlar da ithalatımıza da ve ihracatımıza da olan etkileri sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor. Mevsim şartlarının sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi üzerindeki etkisini de göz ardı edemeyiz. Esasen Türkiye’nin sorunu, kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan buğdayı, unu, yağı, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi üretmek değildir, Allah’a şükür kendi insanımızı asla temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine ve gerçekleşmesine sahibiz. Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar her yerde fahiş bir yerde yükseliyor. Fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu ve Akşener: “Halk enflasyon ile boğuşuyor”CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, hafta içerisindeki grup konuşmasında, “Milyonlarca işçi, milyonlarca memur, milyonlarca emekçi enflasyon rakamına göre maaş alacak. Talimat veriyorlar, ‘rakamı düşük göster’ diye. ‘Düşük göster ki işçinin, memurun, emeklinin aylığını az verelim, enflasyonun altında ezilsin diye” ifadesiyle TÜİK’i halkın cebine yansıyan enflasyon oranını açıklamamak ile eleştirmişti. TÜİK’in enflasyon oranını düşük göstermesiyle asgari ücrete, emekli maaşlarına artış yapılması gerektiğinin gizlemeye çalışıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, TÜİK’in geçtiğimiz yıldan bugüne et fiyatlarıyla ilgili istatistiklerini yayımlamadığını belirterek, gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekmişti.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, grup konuşmasında, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin “Aç, açık kimsemiz yok, herkesin karnı tok” sözlerine karşılık “İğneden ipliğe her şeye gelen zamlara göre asgari ücreti yeniden güncelleyin. 2 bin 500 liraya çıkardığınız en düşük emekli maaşını da asgari ücret kadar bir orana çıkarın. İnsanlar aç mı ölsün? Kimse ayın sonunu getiremiyor. Vatandaşlar, her ay arttıkça artan faturalarla boğuşuyor” sözleriyle tepkisini dile getirmişti.
Elektriğe yapılan zammın geri alınması çağrısında da bulunan Akşener, “Emekliye ilk bayram ikramiyesi verildiği 2018 yılının Nisan ayında dolar 4 lira idi ve her ikramiye 250 dolar ediyordu. Şimdi emeklilere bayram ikramiyesinin 3 bin 700 lira, TÜFE’ye göre baktığımızda ise 2 bin 860 lira olarak verilmesi gerekir” diye konuşmuştu.
Ankara’da ucuz et ve gıda arayışıVOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı Toprak Mahsülleri Ofisi ile Et ve Süt Kurumu gibi kamu destekli gıda satış noktalarındaki yurttaşlar ise, özellikle et ihtiyaçlarını karşılamak için kendi mahallelerinde alışveriş etmek yerine buralara geldiklerini ifade etti.
Mahallesindeki kasapta en az 120 lira olan bir kilogram kıymayı kamu destekli satış noktasında 82 liraya alabildiğini kaydeden bir vatandaş, sabah erkenden gelmesine rağmen sırada beklerken kuş başı et kalmadığını anlattı. Ev hanımı Makbule Şahin, kıyma ve sucuk almak için geldiğini belirterek, kirada oldukları için geçinemediklerini aktardı. Zemzem Şekerci, Necla İnci ve Ahmet Semiz gibi emekli yurttaşlar da, nerede ucuz ürün bulabileceklerse oraya gittiklerini ancak her zaman her ürünü de bu kamu satış noktalarında bulamadıklarından dert yandı. Necla İnci, “Bulgurun kilosu 15 lira olmuşsa elbette ki her şeyi kontrol ederek seçerek bütçemize uygununu alarak almaya çalışıyoruz ama emeklinin ömrü böyle kuyruklarda geçiyor başka da söyleyecek bir şey yok” dedi. Ahmet Semiz de, “Halk tanzimden etleri alıyoruz halk ekmekten ekmekleri alıyoruz halden de ucuz kaliteli mal bulabilirsek alıyoruz. Başka yapacak bir şeyimiz yok” derken daha önce 89 lira olan ayçicek yağının şimdi 200 lira olmasını da fiyat artışlarına örnek gösterdi.