'Halsizlik, çabuk yorulma, nefes darlığı ve solukluk lösemi belirtisidir'

Denizli Devlet Hastanesi hematoloji uzmanı Dr. Gülsüm Akgün Çağlıyan halsizlik, yorgunluk, kansızlık, diş eti ve burun kanaması, deride çarpma olmadan ortaya çıkan sebepsiz morluklar ve inatçı ateşin, lösemi işareti olabileceğini söyledi. Kan kanseri olarak adlandırılan löseminin, kemik iliğinin anormal kötü huylu hücrelerle dolması ve bu hücrelerin kana ve bütün dokulara yayılması sonucu belirti veren kötü huylu bir hastalık olduğunu belirten Çağlıyan, akut veya kronik olarak sınıflandırıldığını ifade etti. Dr. Çağlıyan, "Genel olarak akut lösemiler daha sık çocuklarda görülürken kronik lösemiler ise daha çok yetişkinlerde görülme eğilimindedir. Lösemi, köken aldığı hücreye göre miyeloid ve lenfoid olmak üzere ikiye ayrılır. Sebeplerine gelince çoğu olguda bilinen bir neden yoktur. Boya, kozmetik ürünler, petrol, ziraat ilaçlara (böcek öldürücü) maruz kalma, otomobil sanayisinde, plastik ve mobilya sektöründe çalışma, radyasyon, saç boyası kullanımı, benzen gibi bazı toksinler, sigara, obezite ve bazı kemoterapi ajanları, lösemi oluşumuna katkıda bulunur." dedi.

Belirtilere önem verilmesi gerektiğini belirten Çağlıyan, "Kan pıhtılaşmasında rol oynayan trombositler ve enfeksiyonlara karşı savunmada rol oynayan lökositlerin sayısı azalmaya başlar. Trombosit düşüklüğü hastalarda morluk oluşumuna, toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı yaygın döküntülere, deri ve burun kanamalarına yol açarken lökosit düşüklüğü, kolay enfeksiyon görülmesine neden olur. Kırmızı kan hücresi eksikliği, anemiye (kansızlık) ve buna bağlı olarak halsizliğe, nefes darlığına, kolay yorulmaya neden olur. Lösemide bağışıklık sistemindeki hücrelerin yapımı bozulduğu için yüksek ateş, bademcik iltihabı ve zatürre görülebilir. Kötü huylu kanser hücrelerinin lenf bezleri, dalak ve karaciğerde birikmesine bağlı olarak bu organlarda büyüme saptanabilir. Kemik eklem ağrılarına, solukluk, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kilo kaybına neden olabilir." diye konuştu.

Son yıllarda teknoloji ve tıptaki gelişmeler sayesinde erken teşhis ve uygun tedaviyle iyileşme imkanının oldukça yükseldiğini vurgulayan Gülsüm Akgün Çağlıyan, şunları kaydetti: "Periferik yayılmada kötü huylu hücrelerin görülmesi, tanıyı destekler. Şüpheli bir durum varsa o zaman kemik iliği alınarak inceleme yapılır. Patoloji laboratuvarında yapılan incelemeye göre eğer lösemiyse rastlandıysa bunun hangi tip olduğunu anlamak için kemik iliği birkaç testten daha geçirilir. Hastalığın tedavisi, kemoterapi (ilaçlı tedavi) ve kemik iliği nakli şeklindedir. Kortizon ilaçları, tedavinin en önemli kısmını oluşturuyor. Eğer bir akut lösemi, kortizon tedavisine iyi cevap veriyorsa diğer kemoterapi ilaçlarına cevap verme olasılığı da artıyor. Lösemi hastalığında, hastaların bağışıklık sistemi düşük olduğu ve kan verme ihtiyacı olduğu için sürekli gözönünde ve doktor kontrolünde olmaları gerekir." CİHAN
26 Kasım 2015 16:20
DİĞER HABERLER