Hamas'ın serbest bıraktığı İsrailli 85 yaşındaki rehine Yocheved Lifshitz, Hamas üyeleriyle ilgili açıklamasında, "Haklarını teslim etmem lazım. Her ihtiyacımızla ilgilendiler, çok naziklerdi. Kendi yedikleri yemeklerin aynısını bize de yedirdiler." diye konuştu
Euronews'te yer alan habere göre Hamas üyeleri tarafından kaçırılarak Gazze'ye götürülen ve yine örgüt tarafından serbest bırakılan İsrailli rehine kadın, yaptığı açıklamada, "Hamas bize iyi davrandı." dedi.
Yaşananlardan İsrail yönetimini, orduyu ve iç istihbarat servisi "Şin-Bet"i sorumlu tutan 85 yaşındaki kadın rehine, "Biz hükümetin günah keçisiydik. Kendi başımızın çaresine bakmak zorunda bırakıldık." sözleriyle Binyamin Netanyahu hükümetine tepki gösterdi.
Yocheved Lifshitz isimli rehine, 23 Ekim pazartesi günü geç saatlerde serbest bırakılan iki rehine kadından biri.
İleri yaşlı İsrailli rehine, 7 Ekim'de militanlarca yapılan saldırının ardından yaka paça motosiklete bindirilip ekin tarlalarından geçirildikten sonra Gazze'ye götürülmüş.
Önce şiddete maruz kaldığını belirten Yocheved Lifshitz, ancak iki haftalık esareti sırasında oldukça iyi muamele gördüğünü dile getirdi.
Aralarında eşlerinin de bulunduğu yaklaşık 220 civarındaki rehine ise hala Hamas'ın elinde blunuyor.
Lifshitz, serbest bırakıldıktan sonra götürüldüğü Tel Aviv'deki bir hastanenin bahçesinde tekerlekli sandalyede oturarak yaptığı açıklamada, "Cehennemi yaşadım." ifadesini kullandı.
Fısıltıyla konuşan Lifshitz, 7 Ekim gecesine dair, silahlı kişilerin Nir Oz'a girdiklerini ve yerleşim biriminin sakinlerini 'gafil avladıklarını' söyledi.
İsrailli rehine, kaçırılması ve sonrasında gördüğü muamele ile ilgili şu şekilde konuştu:
"Orada (Gazze) şiltelerin üzerinde yatıyorduk, hastalanmamamız için temizliğe çok önem veriyorlardı. Gün aşırı nasıl olduğumuzu görmek için gelen doktorumuz vardı. Sağlık görevlisi bizimle devamlı ilgilenip ilaçlarımızı ihmal etmiyordu. Bize çok iyi davrandılar. Tüm ayrıntılarla onlar ilgilendi. Her şeyimizin eksiksiz ve tuvaletlerin de temiz olduğundan emin oldular. Tuvaletleri biz değil onlar temizliyorlardı. Biz hastalanmayalım diye de Lysol ile dezenfekte ettiler, salgından korkuyorlardı."
"Bize dostça davrandılar"Hamas üyelerinin kendileriyle siyasi konulara girmeye çalıştığını belirten rehine, "Ama biz siyasete girmek istemedik, çünkü onların esiriydik, kendilerine cevap vermedik ama onlar her şey ile ilgili konuştular. Bize karşı çok dostça davrandılar." dedi.
Serbest bırakılması sırasında neden geri dönüp bir Hamas militanının elini sıktığı sorusunu ise yaşlı kadın, şu sözlerle yanıtladı:
"Haklarını teslim etmem lazım. Her ihtiyacımızla ilgilendiler, çok naziklerdi. Hijyenden ve yemek yediğimizden emin oldular. Kendi yedikleri yemeklerin aynısını bize de yedirdiler. Krem peynirli pideler, eritilmiş peynir, salatalık... Bu, tüm gün yetecek bir yemekti."
"Biz hükümetin günah keçileriydik"Konuşmasında İsrail ordusuna, iç istihbarat servisi Şin-Bet'e ve İsrail hükümetine sert tepki gösteren rehine, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ordu ve Şin-Bet'in bilgi eksikliği bize çok zarar verdi. Bizler hükümetin günah keçileriydik. (Militanlar) Bizi üç hafta öncesinden uyarmış, yola kadar ulaşan yığınları göstermişlerdi. Tarlalarımızı yaktılar. Tarlalarımızı yakmak için ateş balonları gönderdiler ama ordu bunu ciddiye almadı. Kendi başımızın çaresine bakmak zorunda bırakıldık. Ve cumartesi sabahı aniden, her şey çok sakinken, çok ağır bir bombardıman oldu. Bizi koruması için inşa edilen o pahalı duvarları havaya uçurdular. Kibbutzun (ortaklaşa kullanılan yerleşim alanı) kapılarını açıp topluca içeri girdiler. Militanları dışarıda tutması için inşa edilen o pahalı güvenlik çitleri hiç işe yaramadı. Çok tatsız ve zor bir durumdu. Anılar da yaşananların görüntüleri de gözümün önünden gitmiyor."
Militan grupların rehin alma operasyonuna hazır olduğunun anlaşıldığını belirten Lifshitz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buna hazır görünüyorlardı, uzun süredir hazırlanılmış. Şampuandan saç kremine bir erkek ve bir kadının ihtiyaç duyacağı her şeye sahiplerdi."