Hanau saldırganını gören Türk anlattı

Almanya’nın Hanau Kenti’nde 4’ü Türk, 9 kişiyi katleden Neonazi katil Tobias Rathjen'le karşılaşan Türk Mustafa Tunç, yaşadığı dehşet anını anlattı. Katilin silahı göğsüne dayadığını ifade eden Tunç, kendisini 10-15 saniye süzdükten sonra Almana benzettiği için vurmadığını söyledi. İşte o dehşet anlarının detayları...
Almanya'nın Hanau kentinde 9 kişiyi öldürüp intihar eden Alman Neonazi Tabias Rathjen'le ilgili sırlar henüz aydınlatılmadı. Katil öldüğü halde dosyasında gizlilik kararı sürüyor.

Ancak o geceye dönüldüğünde, şu ana kadar hiç bir basın organının dikkatini çekmeyen, medyada yer almayan şok bir olayı tespit edildi.

19 Şubat gecesi, saat 21.52 sularında önce Lavata isimli küçük bara saldıran ırkçı Alman, burada bir kaç kişiyi vuruyor. İki kişi orada can veriyor. Ardından, katil, Midnight Bar'a yöneliyor. Bu barın girişinde Sedat Gürbüz'ü tek kurşunla kafasından vuran katil, daha sonra yandaki, Tip Winn isimli yerin önüne geçiyor.

KAPI AÇILDI, KATİLLE KARŞILAŞTI

Bu sırada, silah seslerini duyan Mustafa Tunç, otomatik kapıya yöneliyor. 50 yaşındaki Mustafa Tunç açılan kapının tam ortasında kalıyor ve Neonazi katil Tobias Ratjhen, silahını göğsüne dayıyor.

Mustafa Tunç, o an şoke olurken soğukkanlı katil, “Ist was?“ (Ne var?) diye soruyor. Daha sonra Mustafa sarı saçlı ve mavi gözlü olduğu için vurmaktan vazgeçiyor.

Katil Tobias Ratjhen, silahını indirmeden yan sokağa dönüyor ve Kraemerstr.‘nin üzerinde ateş ederek uzaklaşıyor. Ödemişli Mustafa Tunç, ölümle burun buruna geldiği o anları SÖZCÜ'ye aynen şöyle anlatıyor:

“SİLAHI DAYADI, NE VAR?“ DEDİ

*Silah sesini duyunca kapıdan çıktım. Neonazi katille burun buruna geldik. Silahı göğsüme dayadı. “Ne var?“ diye sordu. Dondum kaldım. Beni baştan aşağı 10-15 saniye süzdü. Yandaki barlarda üç- dört kişiyi vurmuştu, o üç saniye sürdü.

*Beni incelemesi ise daha uzun… Sonra, beni Türk'e benzetemedi ve sağa- sola ateş ederek koşup gitti

*Polis 3- 4 kez ifademi aldı. Hep aynı şeyleri anlattım. Şu anda psikolojik tedavi görüyorum.

KAMERALARA YANSIDI

Katilin kaçışı da, olay yerinin 10 metre yakınındaki Daluba Nargile Bar'ın kameralarına yakalanıyor. O kamera kayıtlarında katilin ilk görüldüğü yerde, ateş ettiği tabancasından çıkan alev görülüyor. Saat 21.52'yi gösteriyor… Katil buradan ateş ederek gittikten sonra, Kessel Stadt bölgesindeki cinayetleri işliyor. Ardından da eve gidip annesini öldürerek intihar ediyor. Ölümle, azraille karşılaşan Mustafa şu anda yine bölgede. Eniştesinin, saldırılan yerin hemen karşısındaki City Kiosk'a gidip geliyor.

NEONAZİ TERÖRÜ, TÜRK ESNAFI BİTİRDİ

Neonazi terörü, Hanau'nun adını kirletmekle kalmadı, Heumarkt ile Kraemerstr.‘de bulunan Türk esnafı da bitirdi. 19 Şubat'taki saldırı sonrası, kimse bölgeden geçmez oldu. Özellikle Alman basınının “Nargile barlara saldırdılar. Nargile barlar hedef oldu“ şeklindeki yayınları, Türk basınının da kısmen buna uyması, orada Nargile bar işleten Türkler'i iyice olumsuz etkiledi.

SÖZLER VERDİLER, KAYBOLDULAR

Katil Neonazi'nin üçüncü kurbanı Sedat Gürbüz'ün tam karşısındaki büfeyi işleten Özcan Rutbil, işlerinin iyice bozulduğunu, bir yıl önce devraldığı işyerine yaptığı masraflardan sonra zora girdiklerini anlatıyor.

Rutbil, “Bize geldiler. Sözler verdiler. Alman yetkililer, Türk konsolosluğu, her zaman yanımızda olacaklarını söylediler. Ancak cenazeler defnedildi, her şey unutuldu. İşler çok düştü. Bir de tehditler alıyoruz. Huzurumuz kalmadı. Biz işyerlerimizle evimizi geçindiriyor, çocuk okutuyoruz. Bir de Corona geldi, tam battık. Alman yetkililer, kira yardımı ya da faizsiz kredi gibi olanakları gözden geçirmeli“ dedi.

“500 BİN EURO HARCADIM, BATTI”

Katilin kaçarken kamerasına yakalandığı Daluna Bar'ın sahibi Mustafa Kurt en ağır ekonomik darbeyi yiyenlerden. İş yerine 500 bin Euro harcayan, henüz 1.5 yıl önce işletmeye açan Çorumlu Mustafa Kurt, Alman medyasının olumsuz kampanyası ve saldırının “Nargile Barlar“la anılması, ve yayınlar yüzünden daha da kötüye gitti.

Saldırıdan iki saat önce dolu olan işyeri, iki aydır bomboş. Mustafa Kurt, “Belediye Başkanı da geldi. Cenazelerle ailelerle ilgilendi. Esnafı hepsi unuttu. Perişanız. Bize el uzatılmalı“ diye konuşuyor.

IHK: BAŞKA İŞ YAPIN YA DA İFLASINIZI VERİN

Saldırının gerçekleştiği çapraz sokaktaki esnafın çalmadığı kapı kalmamış. Corona yardımı da işlerine yaramıyor. Çünkü, onları coronadan önce ırkçı terör vurmuş durumda.

Evlerine, işyerlerine mektuplar gelen Türkler, “Bunlarda, olayın arkasında kimlerin olabileceği yazıyor. İsimler veriliyor, silahlar veriliyor. Saldırganı kimlerin desteklediği yazılıyor. Alman basını para teklif etti, vermedik. Başımıza ne gelir bilemiyoruz. Hayati tehlikemiz var” diyor.

“DESTEK İSTEDİĞİMİZE PİŞMANIZ“

İki caddenin esnafı, Türkiye'deki Sanayi ve Ticaret Odası‘nın karşılığı olan, her yıl aidat ödedikleri IHK'ya (Industrie und Handelskammer) da gitmiş. Destek istemişler, IHK'dakiler dinlemiş… “Siz orada konsept değiştirin. Başka işler yapın. Ya da iflasınızı verin“ deyip göndermişler. 35 yılda, iki caddeyi bataklıktan güzel bir yere çeviren Türk esnaf şimdi daha büyük hayal kırıklığı içinde.

29 Nisan 2020 19:15
DİĞER HABERLER