Hasan Gerçeker'den yargı paketine tepki

Hasan Gerçeker'den yargı paketine tepki
Eski Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, temel hak ve hürriyetlerden geriye dönüş olan yargı paketine tepki gösterdi.

Hiçbir zaman cezalar artırılarak suçların önüne geçilemediğini söyleyen Gerçeker, “12 Eylül’den şikâyet ediyoruz. Şimdi aynı şekilde cezaları artırma yoluna gidiyoruz. Bunlar topluma hiçbir şey kazandırmaz.” dedi.

AKP’nin özgürlükleri ortadan kaldıran yargı paketine karşı çıkan hukukçuların tepkisi çığ gibi. Paketteki düzenlemelerin darbe dönemlerinden farkı olmadığını söyleyen hukukçular, mağduriyetlere sebep olan yasalara geri dönüşün toplumda güvensizlik ortamı oluşturacağı uyarısında bulunuyor. Eski Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “27 Mayıs’tan, 12 Eylül’den şikâyet ediyoruz. Şimdi aynı şekilde cezaları artırma yoluna gidiyoruz.” eleştirisinde bulunuyor. Zaman Gazetesi'nin görüşlerine başvurduğu Hasan Gerçeker’in tespitleri şöyle:

KANUNLARIN SÜREKLİ DEĞİŞMESİ TOPLUMDA GÜVENSİZLİK OLUŞTURUR
Bu yargı paketine çok eleştiri geliyor, kendi partilerinin içinden de eleştiriler var. Bir hukukçu olarak baktığınızda kanunların sürekli değiştirilmesi doğru değil. Kanunlara ve yasalara karşı toplumda bir güvensizlik oluşuyor. Güvenlikle ilgili yasalar yaptığınz da o zaman ne oluyor, vatandaşın üzerinde bir baskı oluşuyor. Terörle mücadele edilmek isteniyor ancak terörün istediği bir ortamın oluşmasına sebep oluyor. Bireylerin devlete olan güveni, sevgisi, saygısı azaldıkça o ortamda baskı, korkutma, yıldırma terörün aradığı metotlar daha çok alan bulacak kendisine.

ESKİ YASALARDAN DAHA AĞIR KOŞULLAR GETİRİLİYOR
Bu tür düzenlemelerin temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesine yönelik olması lazım. Daha önce birtakım ileri düşüncelerle yapıldığı öne sürülen düzenlemeler geri alınıyor, tekrar eskisinden daha ağır koşullar meydana getiriliyor. Ceza hukukunun insancıllık ilkesine bağlı olarak düşünülmesi gerekir, temel amaçlarından birisi insanların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlamaktır. Temel hak ve özgürlükleri koruyacağız diye daha çok sıkıntıya sokacak düzenlemeler yaparsanız ceza hukuku da amacından uzaklaşmış olur.

MUĞLAK İBARELER KEYFÎLİĞE YOL AÇAR
İstediğiniz kadar iyi düşüncelerle kurallar getirin, onların uygulanması önemli. Uygulayacak olanlar amacına yönelik uygulamazlarsa o kurallar tehlikeli bir hal alır. Mesela muğlak olan ibareler ile yetkileri verirseniz onun nasıl kullanılacağı o kişinin takdirine kalıyor. O noktada da keyfî birtakım uygulamalara neden oluyor. İnsanlar sıkıntıya girecek, suçluyu suçsuzdan ayırma imkânınız olmayacak, adaletin sağlanması zor olacak, haksızlığa uğrayan insanların isyanı çoğalacak.

BU BATAKLIKTAN EN ÇOK TERÖR ÖRGÜTLERİ YARARLANACAK
En kötüsü de bir bataklık oluşturduğunuz zaman o bataklıktan en çok terör örgütleri ile gayri meşru yollardan birtakım şeyler yapmak isteyenler yararlanacak. Demokrasilerde insanların düşüncesini yayma özgürlüğü bunlar vazgeçilmez haklar. Bunların kısıtlanması değil, yapılmasını sağlayacak tedbirler almak gerekir. Bizde maalesef birtakım olaylar olduğu zaman o olayları önlemeye yönelik daha şiddetli cezalar getiriliyor, tedbirler alınıyor. Tarihin hiçbir sürecinde çok ceza vermekle suç önlenmiş değil. Hiçbir ülkede cezalar artırılarak suçlar önlenememiş. Maalesef 27 Mayıs’tan şikayet ediyoruz 12 Mart oldu, ondan şikayet ediyoruz 12 Eylül oldu, 12 Eylül’den şikayet ediyoruz ondan sonraki olaylar oldu. Şimdi aynı şekilde cezaları artırma yoluna gidiyoruz. Bunlar topluma hiçbir şey kazandırmıyor, suçun işlenmesini de önleyemiyoruz.

ZAMAN GAZETESİ

18 Ekim 2014 08:04
DİĞER HABERLER