Hastane zinciri olan AKP'li Külünk: Kapanma talebi 'Gezici'lerin oyunu

İstanbul'da Erdem Hastaneleri'nin sahibi olan Eski AKP milletvekili Metin Külünk, son günlerde artan Koronavirüs vakaları nedeniyle "kapatma" isteyenlerin asıl amacının Gezi protestolarının benzerini yapmak olduğunu savunurken, "İBB’nin başındaki şahıs, Akşener, Davutoğlu, Babacan ve CHP/HDP/PKK yönetimi olası kapatmada oluşacak kriz ve çıkarılacak kaos sonrası çözüm olarak sunulmak üzere hazırlanmaktadırlar" dedi. AKP'li Külünk, pandemiye karşı kapatma kararı alınmaması gerektiğini "Gezinin sembol sloganını hatırlayalım 'hayatı durdurun'!" sözleriyle savundu.
İstanbul'da Erdem Hastaneleri'nin sahibi olan Metin Külünk, vaka patlaması yaşayan Türkiye'de karantina ve kısmi de olsa kapanma talebine şiddetle karşı çıktı.

Eski AKP milletvekili Metin Külünk, Koronavirüs nedeniyle kapanma isteyenlerin gerçek amacının esnafı zor duruma düşürmek ve Gezi benzeri eylemlerin 'ateşini yakmak' olduğunu öne sürdü. 

Twitter'dan tweet dizisi yazan Metin Külünk'ün tuhaf mesajları şöyle:  

"Yasaklama lobisi devreye girdi, amaçları ülkeyi kapatmak esnafı zor duruma düşürmek ve hükümete karşı eylemlerin ateşini yakmak. Lobinin vitrininde İBB’nin başındaki şahıs ve Tabipler Odası var.

İBB’nin başındaki şahıs siyasi figür olarak önde, Tabipler Odası ise işin sözde bilim tarafı. Arka planda ise BIDEN’in seçimi alması ise biti kanlanan güruh var.

Sağlık bakanlığının veri açıklama Sistemi ne yazık ki bu lobinin işine gelmektedir. Sayın Bakanın çıkıp günlük tüm vakaların yüzde 40’ı İstanbul’da demesi İstanbul’un sanki yüzde 40’ın Covid'li algısına yol açmakta halbuki gerçek bu değildir Halbuki açıklamalar daha dikkatli yapılmalıdır

İBB’nin başındaki şahsın Sağlık Bakanı'nı etiketleyip eleştirdiği ardından teşekkür edip övdüğü twitler atması meşruiyet hamlesidir.

Kamuoyu ile hasta olanların ölüm oranı paylaşılmaktadır, oysaki semptom göstermeyenler de dahil edildiğinde ölüm oranı son derece düşüktür.

PCR testlerinin güvenirliği tartışılmaktadır. Temaslı adı altında insanların ev hapsine alınması toplumsal psikolojiyi olumsuz etkilemektedir. Bu konuda da süreci yönetirken daha dikkatli olmalıyız

Hizmet sektörü ekonominin can damarıdır. Yemek yeme mekanları, kahve çay içilen mekanlar kapandığında, seyahatler bitip oteller boşaldığında dev bir işsiz kitlesi ortaya çıkacaktır.

İstedikleri kapatma ekonomik hayatın tamamen durdurulması peşinde olanların dertleri sağlık değil, dertleri memnuniyetsizliği tırmandırmak. Sonra da GEZİ 2 peşindeler. Dikkat.

İlk dönem Çin’de ayakta düşüp ölen insanlar toplumu korkutmuş ve kapatma başarılı olmuştu. Artık virüs bulaşan insanların yüzde 99,9 unun hayatta kaldığı gözlemlendi. İstedikleri ikinci kapatmanın sokak olaylarına sebep olmasının peşindekilere dikkat.

Her ne kadar medyada yeterince yer almasa da Avrupa’da ikinci kapatmaya karşı büyük sokak olayları meydana gelmiştir. Türkiyemizde halkı polis ile karşı karşıya getirmek isteyenlerin beklentilerini sağlık tedbirlerimize devam edip, hayatı devam ettirerek boşa çıkarmalıyız

Dünya genelinde DSÖ ve küreselcilerin estirmek istediği korku ülkemizde maalesef bazı Bilim Kurulu üyeleri ve Tabipler birliğince üretilmektedir. Bilim adamı kimliği ile devlet yönetiminin ve siyasetin üzerinde vesayet odağı oluşturmasına izin verilmemelidir.

İBB’nin başındaki şahıs, Akşener, Davutoğlu, Babacan ve CHP/HDP/PKK yönetimi olası kapatmada oluşacak kriz ve çıkarılacak kaos sonrası çözüm olarak sunulmak üzere hazırlanmaktadırlar.

Aman dikkat! Kapatma çözüm değildir!

Gezinin sembol sloganını hatırlayalım “hayatı durdurun”!"
17 Kasım 2020 16:44
DİĞER HABERLER