Havyarının çok değerli olması sebebiyle 'altın yumurtlayan balık' olarak kabul ediliyor...
Nesli tükenmeye yüz tutmuş canlılar arasında yer alan ve 'kırmızı listeye' alınan Mersin balığını çoğaltma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Kalitesine göre kilosunun 10 bin dolara kadar çıktığı belirtilen havyarın sadece bu balıktan elde edildiği belirtiliyor.
Havyarının çok değerli olması sebebiyle 'altın yumurtlayan balık' olarak kabul edilen, 6 tür mersin balığından 3 türünün nesli bilinçsiz avlanma sebebiyle tamamen tükenmiş durumda. Geriye kalan 3 türden 2’sinin korunmasına ise Devlet Su İşleri 73. Şube Müdürlüğü’ne (DSİ) ait Amasya Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu’nda devam ediliyor.
1980 yılında sadece yavru sazan üretimi için kurulan DSİ’ye ait tesiste, 2008 yılından itibaren Mersin balığı üretimi de yapılıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan DSİ 73. Şube Müdürü Erhan Bolatçı, Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu’na 8 Mayıs 2010 tarihinde Rusya'dan 2 çeşit döllenmiş mersin balığı yumurtası getirerek beslenmeye aldıklarını ve bu yumurtalardan yaklaşık 65 bin yavru Mersin balığı elde ettiklerini söyledi.
Uygulamadaki hedefin nesli tükenmekte olan Mersin balıklarının kültür yoluyla üretilerek doğal ortama bırakılması olduğunu belirten Bolatçı, “Sakarya, Yeşilırmak ve Kızılırmak nehirlerinde yumurtlayan bu balıkların ülkemize yeniden kazandırılması için çalışmalar yapmaktayız. Tesislerimizde üretimi yapılarak nehirlere bırakılan Mersin balıklarının takibi amacıyla markalama işlemi de yapıldı. Bu çalışma sonunda doğaya bırakılan balıklarının, Karadeniz’de Gürcistan, Rusya ve Türkiye kıyılarında dolaştıkları tespit edildi.” dedi.
Mersin balıklarının mitolojik bir balık olduğunu belirten Bolatçı, “Mersin balığı 8–10 yaşında yumurta verecek olgunluğa erişir ve yumurtalarına 'siyah havyar' denilir. Yumurtalar çıkarıldıktan sonra ameliyat gibi karınları dikilerek tekrar suya bırakılarak bir Mersin balığından 3–4 kez siyah havyar alınabilir.” ifadelerini kullandı.
Bolatçı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile ortaklaşa yapılan çalışmaya, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün de (FAO) destek verdiğini sözlerine ekledi.