İlk kez eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın gündeme getirdiği ve önce pilot olarak uygulanacağını belirttiği 5'inci sınıflar için İngilizce ağırlıklı sınıflara tepkiler büyüyor. Sebebi ise, bu sınıflara kayıt yaptırabilmek için istenen ücretler. Diğer bir deyişle İngilizce ağırlıklı ders almak isteyen öğrenciler yüksek kayıt ücreti öderken, parası olmayan öğrenciler diğer sınıflarda öğrenim görüyor. Bu durumun da eğitimde fırsat eşitliğine aykırı olduğuna dikkat çekiliyor. CHP'li Tanal da pilot sınıf uygulamasını Meclis'e taşıdı.
Pilot sınıf uygulamasına tepkiler büyüyor
İlk kez 2015 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından dile getirilen ve geçen yıl başlatılan ortaokul birinci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitime tepkiler büyüyor. Avcı, o dönem yaptığı açıklamada ortaokul birinci sınıflarda yabancı dil eğitimine ağırlık vereceklerini, bunun için de sınıflarda pilot uygulama başlatacaklarını söylemişti. Bunun üzerine uygulama geçen yıl merkezi okullarda başladı.
Pilot sınıf uygulamasında öğrenciler İngilizce ağırlıklı eğitim almak istediklerinde ekstra ücret ödemek zorunda. Bu ücret her ilçeye göre değişiyor. Örneğin Üsküdar’da bin 500 lira kayıt parası istenirken, Bahçeşehir’de bu rakam 3 bin 500 liraya kadar yükselebiliyor. Böylece okullarda ekstra ücret ödeyen öğrenciler tüm seçmeli derslerin yerine haftada 15 saat İngilizce eğitim alabiliyor. Bu ücreti ödeyemeyen öğrenciler içinse ayrı sınıflar açılıyor.
PARASI OLAN VE OLMAYAN AYRIMI
Bu sistemle birlikte ‘parası olan’ ve ‘parası olmayan’ öğrenciler olarak sınıfların ayrılırken, uzmanlar bu durumun çocuklarla aileler arasında ciddi sıkıntılara yol açacağını, okul içinde de birçok sakıncası olduğuna işaret ediyor.
EĞİTİM-İŞ: EŞİTLİĞE AYKIRI BİR DURUM
Eğitim-İş Mesleki Teknik Eğitim Komisyonu Koordinatörü ve 2 no.lu Şube Yöneticisi Ahmet Güngör uygulamanın geçen yıldan beri sürdüğünü belirterek, “Bu uygulama İstanbul’da popüler, merkezi okulların hepsinde var. Öğrenciler seçmeli derslerin hepsini İngilizce olarak görüyor. Yani beden eğitimi, görsel sanatlar derslerinin yerine de haftada toplam 15 saat İngilizce eğitim alıyor. Okul yönetimi de kitap ve öğretmen parasını velilerden istiyor” dedi.
Bunun eşitliği bozan bir durum olduğunu vurgulayan Güngör, “Parası olanın bu durumdan yararlanabilmesi eşitliği bozuyor. Yani parası olanla olmayan arasında bir ayrım oluyor. Bu ayrıca Anayasa’nın eşitlik ilkesine, parasız eğitime, fırsat eşitliğine aykırı” diye konuştu.
CHP’Lİ TANAL SORU ÖNERGESİ VERDİ
Konuyu soru önergesi vererek Meclis’e taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Tanal, devletin vatandaşlar arasında ayrım yapmadan, para almadan herkese yabancı dili öğretmesi gerektiğini söyledi. Sozcu.com.tr’ye konuşan Tanal, “Parası olana kaliteli eğitim, olmayana yok. Bu, devlet projesi olamaz. Ancak aşiret devletlerine ait proje olur. Bu, devleti sınıflara bölme projesidir” dedi.
ÇOCUKLARIN ÖNÜNE SET ÇEKİLİYOR
Tanal, “Devletin milli birlik ve beraberliği bütünleştirmesi lazım. Eğitimde ayrıştırma yaparak milli birlik ve beraberlik nasıl sağlanır? Böyle bir proje varsa bu milli ihanet projesidir. Devlet tüm vatandaşa bu eğitim vermeli. Eğitim ücretsiz diyoruz. Bu, anayasada yazıyor. Siz o zaman bu nasıl paralı hale getiriyorsunuz? Burada yabancı dil öğrenmek isteyen ailelerin çocuklarının önüne set çekmiş oluyorsunuz. Bunun seçim barajından bir farkı yok. Parası olmayan çocuklara yabancı dil eğitimini engellemiş oluyorsunuz. Bu anayasaya aykırı” diye konuştu.
ÇOCUKLAR AİLESİNİ SUÇLU GÖRECEK
Nereden bakılırsa bakılsın bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Tanal, şöyle devam etti: “Böylece terörün eline malzeme veriliyor. Bir iktidar terörün eline malzeme verir mi? Küçücük çocuklar ‘benim babamın parası yok. İngilizce eğitim alamıyorum’ diyecek ve babasını, ailesini suçlu görecek. O anne o baba çocuğa bakarken eziklik hissetmeyecek mi? Ben de yatılı okudum. O dönemin devleti zengin çocuklar kantinden bir şey aldığında fakir çocuklar onların eline bakmasın diye para verirdi. Yani devlet bundan 40 yıl önce maddi ayrımı ortadan kaldırmak için çocuklara para verirdi. Şimdi ise parası olan ve olmayan ayrımı yapılıyor. Bu, ‘para kazanmak için her türlü yol mübahtır’ anlayışını getirir ve toplumdaki ahlaki çürümeyi, yozlaştırmayı hızlandırır.”